İçinde ed olan 6 harfli 58 kelime var. İçerisinde ED bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ed olan kelimeler listesine ya da Sonu ed ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YEDMEK
-
-
[-i]
Çekerek peşinden götürmek, yedeğinde götürmek
-
Yanında, beraberinde götürmek
- "Burhan'ın kolu Ayşe'ye düşmesin diye sımsıkı sarılmış, yalnız bir arkadaş ve kardeş gibi değil, aynı zamanda bir sevgili rikkatiyle onu yediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Çekerek peşinden götürmek, yedeğinde götürmek
- HEDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Armağan
- "Başında kâhyanın bol keseden hediye ettiği beyaz kasket, doğru arkadaşlarını bulmaya gitti." (Haldun Taner)
-
Fiyat
- "Bu masa örtüsünün hediyesi otuz milyon liradır."
-
[isim]
Armağan
- TEDVİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çevirme, döndürme
-
Yönetme, çekip çevirme
-
[isim]
Çevirme, döndürme
- ARBEDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kavga, gürültü patırtı
-
[isim]
Kavga, gürültü patırtı
- BEDİHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Besbelli, apaçık
-
[sıfat]
Besbelli, apaçık
- ELVEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Bir daha kavuşulmayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullanılan bir söz
- "Elveda ey güzel günler!"
-
Bir daha karşılaşılmayacak biçimde ayrılırken "Allaha ısmarladık, Allaha emanet olun" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Bir daha kavuşulmayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullanılan bir söz
- TEDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Para vb. bir şey verme, ödeme
- "Ücretin yarısını da o gün tediye ettim." (Haldun Taner)
-
Gerçekleşen bir alacağı para ile ödeme
-
[isim]
Para vb. bir şey verme, ödeme
- BEDAVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Karşılıksız, parasız, emeksiz, caba
- "Muharebe içinde herkese bedava şeker, pirinç, bulgur dağıtmış." (Ömer Seyfettin)
-
Çok ucuz
-
[zarf]
Herhangi bir bedel ödemeden
- "Bedava yaşıyoruz bedava / Hava bedava, bulut bedava / Dere tepe bedava." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Karşılıksız, parasız, emeksiz, caba
- ZEDELİ
-
-
[sıfat]
Zedelenmiş
-
[sıfat]
Zedelenmiş
- GEDMEK
-
-
[-i]
Gedik açmak, çentmek, delmek
-
[-i]
Gedik açmak, çentmek, delmek
- TEDRİÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece derece ilerleme, kerteleme
-
[isim]
Derece derece ilerleme, kerteleme
- BEDHAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- "İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli
- EDİNME
-
-
[isim]
Edinmek işi, kazanma, iktisap
- "Kimsesiz bir çocuk bulup evlat edinmeyi düşünmeye başlamıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Edinmek işi, kazanma, iktisap
- KOMEDİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güldürü
-
Gülmeye neden olan olay veya olaylar
-
Yalan ve yapmacık söz veya davranış
-
[isim]
Güldürü
- MEDLUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam
-
[isim]
Anlam
- EDİLGİ
-
-
[isim]
Dışarıdan gelip bir şeyde belli bir değişiklik yapan iş veya bu işin sonucu, infial
-
[isim]
Dışarıdan gelip bir şeyde belli bir değişiklik yapan iş veya bu işin sonucu, infial
- BEDBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötümser
- "Onu tanımasaydım insanlık hakkında bedbin bir fikir taşıyarak hayattan geçecektim." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Annemin İstanbul'a indiği günler bedbin oluyordum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kötümser
- MEDYUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Verecekli, borçlu
-
[sıfat]
Verecekli, borçlu
- BEDNAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötü ün kazanan, kötülüğü ile dillere düşen
-
[sıfat]
Kötü ün kazanan, kötülüğü ile dillere düşen
- SEDALI
-
-
[sıfat]
Ötümlü
-
[sıfat]
Ötümlü