İçinde ed olan 4 harfli 16 kelime var. İçerisinde ED bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ed olan kelimeler listesine ya da Sonu ed ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EDER
-
-
[isim]
Fiyat, paha, değer
- "Bu kitabın ederi ne kadar?"
-
[isim]
Fiyat, paha, değer
- EDEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplum töresine uygun davranma
- "Olur şey mi bu, haydi edebinle çık git, çekil karşımdan!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Edeptir söylemesi, donuna kaçırmış."
-
İyi ahlak, incelik, terbiye
-
[isim]
Toplum töresine uygun davranma
- YEDİ
-
-
[isim]
Altıdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 7, VII rakamlarının adı
-
[sıfat]
Altıdan bir artık
- "Yedi kalem."
-
[isim]
Altıdan sonra gelen sayının adı
- EDİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Edebiyatla uğraşan, edebî eser veren kimse, yazar
- "Pek az hoşlandıklarım muhabirler, ediplerdir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Edebiyatla uğraşan, edebî eser veren kimse, yazar
- EDİK
-
-
[isim]
Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın
-
Kısa çizme
-
[isim]
Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın
- KEDİ
-
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- "Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi."
- "Derin bir hayranlıkla gözlerini kıza kaptırmış, kedi ciğere bakar gibi süzüp duruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus)
- CEDİ
- ...
- FEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir amaç uğrunda bir değer veya varlıktan vazgeçme, uğruna verme
- "Yurt uğruna canım feda."
- "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?"
- "Her şeyi feda ederek onun peşine takılmış." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Böyle harmancı çingeneler, sana düzinelerle feda olsun!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Bir amaç uğrunda bir değer veya varlıktan vazgeçme, uğruna verme
- VEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- "Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu." (Refik Halit Karay)
- "Arkadaşlarına veda edip ayrıldı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- GEDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dilenci
-
Yoksul, fakir
-
[sıfat]
Dilenci
- SEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ses
- "Alenen ortaya çıkmak ve milletin hukuku namına, yüksek seda ile bağırmak ve bütün milleti bu sedaya iştirak ettirmek lazımdır." (Atatürk)
-
[isim]
Ses
- ZEDE
- ...
- EDİM
-
-
[isim]
Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil
- "Günlük yaşamımıza şöyle bir baksak, her edimimizin altında umutluluk bulunmadığını görürüz." (Melih Cevdet Anday)
-
İnsan davranışı
-
Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz
-
Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış
-
[isim]
Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil
- EDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç: Ev gibi huzur köşesi olmaz. Çocuk sabaha karşı uyudu
-
[isim]
Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç: Ev gibi huzur köşesi olmaz. Çocuk sabaha karşı uyudu
- DEDE
-
-
[isim]
Torunu olan erkek, büyük baba, büyük peder
- "Dedenin kabri yanında bir çukur kazılmış." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri
-
Mevlevi tarikatında çile doldurmuş olan dervişlere verilen unvan
-
[ünlem]
Yaşlı erkeklere söylenen bir seslenme sözü
-
[isim]
Torunu olan erkek, büyük baba, büyük peder
- EDNA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok aşağı, en alt düzeyde
- "İlmin âlâsı da olur, ednası da!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Çok aşağı, en alt düzeyde