İçinde ec olan 5 harfli 26 kelime var. İçerisinde EC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ec olan kelimeler listesine ya da Sonu ec ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

C E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

CE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ECDAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geçmişteki büyükler, atalar
    • "Ecdadının dilini neye beğenmiyorsun?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

NECİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Soylu, soyu temiz

MECRA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yatak
  2. Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu

BECET

  1. [isim] Serçegillerden, küçük bir kuş (Passer)

HECİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çift parmaklılar takımının devegiller familyasından, uzunluğu 3, yüksekliği 2 m kadar olan, sırtında besin depo etmeye yarayan tek hörgücü bulunan, hızlı yürüyen bir memeli türü (Camellus dromedarius)

RECİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Taşa tutma, taşa tutarak öldürme

FECİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tan vakti
    • "Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Tan kızıllığı
    • "Bu fecir dediğimiz aydınlanmanın başını belli etmek için ak iplikten kara ipliği seçmek kıstas sayılmıştır." (Burhan Felek)

ÇECİK

  1. [isim] Madenî kulp, halka, çivi

RECEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay takviminin yedinci ayı, üç ayların birincisi

ABECİ
...
TECİM

  1. [isim] Ticaret

VECİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kısa ve etkili (söz)
    • "Bu bahsi çok veciz ve çok hazin bir ifadeyle anlatan..." (Yahya Kemal Beyatlı)

EFECE

  1. [sıfat] Efe gibi
  2. [zarf] Efe gibi, efeye yakışır biçimde

NECAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurtuluş
    • "Esirliğin ağır ve ateşli zincirleri altında inleyen her Müslüman, bir necat gününden ümidini kesmemiş." (Ömer Seyfettin)

ABECE

  1. [isim] Alfabe
  2. Başlangıç, ilk dönem
    • "Duygularının bilmecesini filan çözmüş değildir. O duyguların abecesinde takılıp kalmıştır." (Selim İleri)

ZECRİ
...
SECDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle namaz kılarken alnı, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere getirerek alınan durum

İMECE

  1. [isim] Kırsal topluluklarda köyün zorunlu ve isteğe bağlı işlerinin köylülerce eşit şartlarda emek birliğiyle gerçekleştirilmesi
    • "Gençlerle imeceye girme gücü yitirilmediği sürece yaşlanmanın ertelenebileceğini kanıtladı." (Ahmet Cemal)
  2. Birçok kimsenin toplanıp el birliğiyle bir kişinin veya bir topluluğun işini görmesi ve böylece işlerin sıra ile bitirilmesi

VECİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüz, çehre
  2. Yol, tarz
    • "Saçlarını âdeti veçhile parmaklarıyla taradı." (Sait Faik Abasıyanık)

MECAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güç, kuvvet, derman, takat
    • "Sesini çıkarmak, bağırmak istiyor, mecal bulamıyordu." (Peyami Safa)
    • "Artık ne yürümeye ne de ayaküstünde durmaya mecali kalmıştı." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü