İçinde e olan 5 harfli 1995 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ACEMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
  2. İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
    • "Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi." (Haldun Taner)
  3. Bir yere, bir şeye yabancı olan
    • "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın." (Osman Cemal Kaygılı)
  4. [isim] Saraya yeni alınmış cariye

BASEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü
  2. Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 m derinliği olan deniz dibi

ETSEL

  1. [sıfat] Ete ait
  2. Cinselliğe ait
    • "Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlâk kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa, başına bunların geleceğini düşünüyordu." (Selim İleri)

FERİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok sevinçli, neşeli

LEÇEK

  1. [isim] Baş örtüsü, yün atkı

MEBDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Baş, başlangıç
  2. Kaynak, kök
  3. İlke

NEKRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Beklenmedik hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyen, güldürücü hikâye anlatan (kimse), nükteci
    • "Nekre ve zarif, iyi bir hatipti." (Falih Rıfkı Atay)

ŞERİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kutsal, şerefli
  2. Soylu, temiz

AHENK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Uyum
    • "Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı." (Mithat Cemal Kuntay)
    • "Türk diline en asil ahengini veren sanatkârı düşüneceğiz." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Anlaşma, uyuşma (II)
    • "Biz bu işin içine girmeyelim. Ahengi bozarız." (Haldun Taner)
  3. Çalgılı eğlence
    • "Bütün komşular o gece gürültüden, ahenkten uyuyamamışlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

PERMA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Saçların uzun süre dalgalı kalmasını sağlamak için uygulanan işlem, permanant

SEFİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sefalet çeken, yoksul
    • "Bu, korkunç bir çocukluğun, sefil, bahtsız bir çocukluğun devamıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Alçak

SESLİ

  1. [sıfat] Sesi olan, ses çıkaran
  2. [zarf] Ses çıkararak
  3. Ünlü

TEİST
...
TİRŞE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yeşil ile mavi arası renk
    • "Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. [sıfat] Bu renkte olan
  3. Üzerine yazı yazmak için hazırlanan deri, parşömen

UZLET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama
    • "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." (Yahya Kemal Beyatlı)

ETMEN

  1. [isim] Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör

GELİN

  1. [isim] Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın
    • "Bin türlü dedikodu içinde ben oraya gelin gittim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Bu küçük armağanın anlamı, günü gelince kendisi gibi telli duvaklı gelin olması için uğur getirmesi dileğiydi gelinin." (Necati Cumalı)
  2. Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın

HAKEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi
  2. Belirli bir konudan iyi anlayan kimse
  3. Seçme ve karar verme yetkisi bulunan kimse
  4. Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse
    • "Hakem, üçüncü defa tekrar ederse güreşe son vereceğini ilan etti." (Halide Edip Adıvar)

KESEK

  1. [isim] Bel, çapa veya sabanın topraktan kaldırdığı iri parça
  2. Tezek
  3. Çimen yapmak için üzerindeki otuyla birlikte çıkarılmış çayır parçası

ŞAYET

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [bağlaç] Eğer
    • "Bu parayı şayet sen ben vermezsek veren, başkaları olacak." (Ercüment Ekrem Talu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü