İçinde e olan 4 harfli 680 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖRGE
-
-
[isim]
Motif
-
[isim]
Motif
- KÜFE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Genellikle söğüt veya başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet
- "Bir şey yapamazsan sırtına bir küfe al ... hamallık et!" (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Bu sepetin alabildiği miktarda olan
- "Çardağın önünde o gün dizmeleri gereken sekiz küfe tütün duruyordu." (Necati Cumalı)
-
Kaba et, kıç
-
[isim]
Genellikle söğüt veya başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet
- NEON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
-
Neon lambası
- "O koca çınarın altındaki fıskiyeli, kameriyeli, neon ışıklı havuz kaça çıkardı?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
- KARE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba
-
[sıfat]
Bu biçimde olan
- "Kare masa."
-
İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi
- "Kare as. Kare kız."
-
Bir sayının kendisiyle çarpımı
-
[isim]
Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba
- LAŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Leş
-
[isim]
Leş
- STEN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
9 mm çapında, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek
-
[isim]
9 mm çapında, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek
- VECA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağrı
- "Veca ansızın bastırır." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Ağrı
- APSE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çıban
-
[isim]
Çıban
- BETA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Yunan alfabesinin ikinci harfi
-
[isim]
Yunan alfabesinin ikinci harfi
- EKME
-
-
[isim]
Ekmek işi
-
[isim]
Ekmek işi
- RATE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Başarısız
- "Bunlar hâlâ kokmuş ve rate bir romantizmi önümüze sürüyorlar." (Asaf Halet Çelebi)
-
Yaşlı, verimsiz, geçimsiz (kimse)
- "Kaldı ki dikkat edilince görülür ki, bunlar gençliklerinde de olumlu bir şeyler verememiş olan ratelerdir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Başarısız
- DEVE
-
-
[isim]
Geviş getiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir veya iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (Camelus)
- "Onu soyup soğana çevirecek, babasından kalan evleri, dükkânları birtakım maceralar yüzünden deve yapacaktı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Kitaptan öğrendikleri, hayattan gözlediklerinin yanında devede kulak kalır." (Selim İleri)
- "Görülüyor ki insanlara bir şeyi anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Geviş getiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir veya iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (Camelus)
- GÖRE
-
-
[zarf]
Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince
- "... günün modasına göre taranmış saçlarıyla güzel bir kadın başı uzandı bahçeye." (Necati Cumalı)
-
Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, nazaran
- "Bilginlerin dediğine göre on milyona yakın Türk yurt değiştirdi." (Nezihe Araz)
-
[zarf]
Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince
- NECE
-
-
[zarf]
Hangi dilde, hangi dilden?
- "Bu adam nece konuşuyor? Bu yazı necedir?"
-
[zarf]
Hangi dilde, hangi dilden?
- VECT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgi veya heyecandan doğan coşkunluk, kendinden geçme, esrime
- "Giydir hırkayı, fesi, Rufai tekkesinde zikrederken vecde gelen bir dervişin hayaleti olabilir." (Halide Edip Adıvar)
- "Eski konakların mutfağını anlatırken bir tapınağı tasvir eder gibi vecde kapılır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sevgi veya heyecandan doğan coşkunluk, kendinden geçme, esrime
- ACEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Acaba
- "Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Acaba
- DONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Veri
-
[isim]
Veri
- GÜME
-
-
[isim]
Avcı kulübesi
-
Bostanda yapılan bekçi kulübesi
-
[isim]
Avcı kulübesi
- KAFE
-
-
[isim]
İçecek ve hafif yiyeceklerin satıldığı, bazılarında kapı önlerinde oturacak yerlerin bulunduğu ayaküstü yiyecek yerleri
-
[isim]
İçecek ve hafif yiyeceklerin satıldığı, bazılarında kapı önlerinde oturacak yerlerin bulunduğu ayaküstü yiyecek yerleri
- KELE
-
-
[isim]
Boğa, tosun
-
[isim]
Boğa, tosun