İçinde e olan 2 harfli 31 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NE
-
-
Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu
- EK
-
-
[isim]
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
- "Yazının ekleri."
- "Ben doğrusu beğeniyorum, dedi, kadın yağ satıyor, yumurta satıyor, ekini belli etmiyor ya!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave
- "Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki."
-
Sonradan katılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
-
İki borunun birbirine birleştirildiği yer
-
[sıfat]
Eklenmiş, katılmış
- "Okul müdürüyken, okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış." (Haldun Taner)
-
Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan şekil verici ses veya sesler, lahika
-
[isim]
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
- HE
-
-
Türk alfabesinin onuncu harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin onuncu harfinin adı, okunuşu
- TE
-
-
Türk alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı, okunuşu
- EM
-
-
[isim]
İlaç, merhem
-
[isim]
İlaç, merhem
- EY
-
-
[ünlem]
Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü
- "Ey arkadaş!"
-
Usanç anlatan bir seslenme sözü
- "Ey, artık çok oluyorsun!"
-
[ünlem]
Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü
- ZE
-
-
Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu
- SE
-
-
Türk alfabesinin yirmi ikinci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi ikinci harfinin adı, okunuşu
- ER
-
-
[isim]
Erkek
- "Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır." (Tarık Buğra)
- "Ninesini, kardeşini beslemiş hatta kız kardeşini ere vermişti." (Halide Edip Adıvar)
-
İşini iyi bilen, yetenekli kimse
- "Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister." (Nurullah ataç)
-
[sıfat]
Kahraman, yiğit
-
Rütbesiz asker, nefer
- "Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır." (Salâh Birsel)
-
Koca
-
[isim]
Erkek
- EV
-
-
[isim]
Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı
- "Annemden kalma bir evim vardı. Onu rehine koyarak bir ev tuttuk." (Ömer Seyfettin)
- "Hiç evlenmeyen kız olur muymuş, evde kalmış mı dedirtecen kendine?" (Emine Işınsu)
- "Evlerden ırak, dağ gibi delikanlı iki günde devrildi gitti."
-
Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane
- "Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar." (Necati Cumalı)
- "Öğrencilerin bir bölümü, ilk yılı yurtta geçirse bile ikinci yıldan başlayarak eve çıkmayı yeğler." (Ahmet Cemal)
-
Aile
- "Evine bağlı bir adam."
-
Soy, nesil
-
[isim]
Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı
- VE
-
-
Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu
- YE
-
-
Türk alfabesinin yirmi sekizinci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi sekizinci harfinin adı, okunuşu
- GE
-
-
Türk alfabesinin sekizinci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin sekizinci harfinin adı, okunuşu
- ŞE
-
-
Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı, okunuşu
- ÇE
-
-
Türk alfabesinin dördüncü harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin dördüncü harfinin adı, okunuşu
- ET
-
-
[isim]
İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka
- "Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf."
- "Ye de biraz et, can tut." (Refik Halit Karay)
- "Aşkımemnu'da Firdevs Hanım'ı inanılmaz bir başarıyla ete kemiğe dönüştürmüş." (Selim İleri)
-
Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
- "Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi." (Haldun Taner)
-
Ten
- "Gömleği yırtılmış, eti görünüyor."
-
Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm
- "Bu zeytinde et denecek bir şey yok."
-
[isim]
İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka
- PE
-
-
Türk alfabesinin yirminci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirminci harfinin adı, okunuşu
- RE
-
-
Türk alfabesinin yirmi birinci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yirmi birinci harfinin adı, okunuşu
- FE
-
-
Türk alfabesinin yedinci harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin yedinci harfinin adı, okunuşu
- JE
-
-
Türk alfabesinin on üçüncü harfinin adı, okunuşu
-
Türk alfabesinin on üçüncü harfinin adı, okunuşu