İçinde dü olan 6 harfli 52 kelime var. İçerisinde DÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dü olan kelimeler listesine ya da Sonu dü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜDÜCÜ
-
-
[isim]
Gütme işini yapan kimse
- "Sonra kendi güdücüsü de istese durduramaz." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çoban, sığırtmaç
-
[isim]
Gütme işini yapan kimse
- DÜKLÜK
-
-
[isim]
Dük olma durumu
-
Bir dükün yönetimindeki ülke
-
[isim]
Dük olma durumu
- BÜGDÜZ
- ...
- DÜZLEM
-
-
[sıfat]
Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı
-
Üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, müstevi
-
[isim]
Ortam
- "Böyle bir anlaşma var, hem ulusal hem uluslararası düzlemde sessiz bir anlaşma." (Tahsin Yücel)
-
[sıfat]
Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı
- DÜĞMÜK
-
-
[isim]
Düğüm
- "Bazı aileler resmî nikâh yanında bir de imam nikâhı kıyıveriyorlarmış. Bunu da bir paketin kınnapla bağlandıktan sonra düğmük üstüne düğmük atılmasına benzetiyorlar." (Çetin Altan)
-
[isim]
Düğüm
- DÜŞSEL
-
-
[sıfat]
Düş ile ilgili, hayalî
- "Gökteki düşsel melekler gerçek olsalar bile onlar hiç yeni bir şey doğuramazdı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Düş ile ilgili, hayalî
- DÜRÜŞT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sert, gücendirici, kırıcı
- "Ömründe bir defa kimseye dürüşt bir söz söylememişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sert, gücendirici, kırıcı
- ONDÜLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış
-
[sıfat]
Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış
- DÜŞKÜN
-
-
[sıfat]
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
- "Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır." (Halide Edip Adıvar)
- "Şiire milletçe düşkün oluşumuzun sebeplerini araştırırken kafiye merakımıza takıldım." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Sigara düşkünü."
-
Geçim sıkıntısına düşmüş
- "Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu." (Refik Halit Karay)
-
Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
- "Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
-
Değer ve onurunu yitirmiş
- "Düşkün kadın."
-
[sıfat]
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
- DÜLGER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse
- "Rumeli Hisarı'nda Fatih Sultan Mehmet'in duvarcı ve dülgerleri, Bizans üzerine açılacak büyük savaşın namlı hisarını ya bugün yükseltecek ya yarın." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse
- DÜLDÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mekanik olarak çalışan oyuncak çocuk arabası
-
At
- "Şu bizim düldüle bir saman vesikası lütfetseniz keyfime payan olmayacak." (Peyami Safa)
-
Eski otomobil
-
Modası geçmiş araç
-
[isim]
Mekanik olarak çalışan oyuncak çocuk arabası
- DÜZGÜN
-
-
[sıfat]
Doğru ve pürüzsüz, muntazam
- "Düzgün tahta. Düzgün yol."
-
Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam
-
İyi
- "Belli ki hâlleri vakitleri çok düzgün değil." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde
- "Düzgün konuşuyor."
-
Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim)
- "Düzgün çok yüzlü."
-
[isim]
Kadınların, teni pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için yüzlerine sürdükleri yarı sıvı veya boyalı krem, fondöten
-
[sıfat]
Doğru ve pürüzsüz, muntazam
- DÜELLO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İki kişi arasında, tanıklar önünde yapılan silahlı vuruşma
-
İki kişi arasında tanıklar önünde yapılan sözlü atışma
-
İki siyasi, ekonomik güç arasındaki çatışma
-
[isim]
İki kişi arasında, tanıklar önünde yapılan silahlı vuruşma
- DÜŞLEM
-
-
[isim]
Düş yoluyla beliren görüntü
- "Öykümde, düşlemi uç noktasına vardırıp, bir öykü kişisinden söz etmiştim." (Selim İleri)
-
[isim]
Düş yoluyla beliren görüntü
- DÜZİKO
-
-
[isim]
Düz rakı
- "Kadeh kadeh düzikoyu yuvarlayarak..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Düz rakı
- SÜNDÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İpin yanı sıra altın ve gümüş tellerle dokunan, kaftan ve giysi dikiminde kullanılan bir tür ipekli kumaş
-
[isim]
İpin yanı sıra altın ve gümüş tellerle dokunan, kaftan ve giysi dikiminde kullanılan bir tür ipekli kumaş
- DÜRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Dürülmüş, kıvrılmış
-
[sıfat]
Dürülmüş, kıvrılmış
- DÜZİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Aynı cinsten on iki parçanın oluşturduğu takım
-
[isim]
Aynı cinsten on iki parçanın oluşturduğu takım
- DÜZEME
-
-
[isim]
Düzemek işi
-
[isim]
Düzemek işi
- BORDÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar
-
Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü
-
Cilt kapağındaki kalın çizgiler
-
Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir tür fayans
-
[isim]
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar