İçinde dö olan 5 harfli 26 kelime var. İçerisinde DÖ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dö olan kelimeler listesine ya da Sonu dö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ÖD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖVME
-
-
[isim]
Dövmek işi
- "Dev boylu fetih askerleri, kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır, barutla ovdurur, dövme yaparlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılan yazı veya resim
-
[sıfat]
Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya)
-
[sıfat]
Dövülerek yapılan
- "Dövme dondurma."
-
Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma
-
[isim]
Dövmek işi
- DÖNEM
-
-
[isim]
Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot
- "Otuz yedi yaş bana bitmez tükenmez bir dönem gibi geldi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre
- "Meşrutiyet dönemi."
-
Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki zaman süresi, devre
-
Yarıyıl
- "Kış dönemi sınavları."
-
[isim]
Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot
- DÖNEÇ
-
-
[isim]
Dalgalı akımlı elektrik motor veya dinamolarında hareketli bölüm, rotor
-
[isim]
Dalgalı akımlı elektrik motor veya dinamolarında hareketli bölüm, rotor
- DÖNME
-
-
[isim]
Dönmek işi
- "Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı." (Tarık Buğra)
-
Ameliyatla cinsiyet değiştiren kimse
-
Biçimi değişmeyen bir şeklin ekseni çevresindeki hareketi
-
[sıfat]
Başka bir dindeyken Müslüman olan, mühtedi
-
[isim]
Dönmek işi
- DÖŞEK
-
-
[isim]
Yatak
- "Odadakileri uyandırmamak için yavaşça döşekten indi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve makinelerin ağırlığına dayanabilecek dirençteki yapı gereci
-
Dövülmek üzere harman yerine serilen ekin sapları
-
[isim]
Yatak
- DÖNÜŞ
-
-
[isim]
Dönme işi veya biçimi
- "Artık serbestim, koynumda terhis kâğıdımla dönüş yolundayım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Oyuncunun bir ayağını yerden kesmeden yaptığı dönme hareketi
-
[isim]
Dönme işi veya biçimi
- DÖNEL
-
-
[sıfat]
Kendi ekseni çevresinde dönerek oluşmuş
- "Dönel koni. Dönel silindir."
-
[sıfat]
Kendi ekseni çevresinde dönerek oluşmuş
- DÖKÜM
-
-
[isim]
Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- "Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim." (Nazlı Eray)
-
Kumaşın dökümlü olma niteliği
-
Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
- "Hesabın dökümü."
-
Dökülme zamanı
- "Yaprak dökümü."
-
[sıfat]
Kalıba dökülerek yapılan
-
[isim]
Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- DÖVÜŞ
-
-
[isim]
Dövme işi veya biçimi
- "Muhtarla dövüşe kalksa iki tokatla onu yere serer." (Etem İzzet Benice)
-
Tokat, yumruk, tekme gibi saldırışlarla yapılan kavga
-
[isim]
Dövme işi veya biçimi
- DÖNGÜ
-
-
[isim]
Kısır döngü
-
[isim]
Kısır döngü
- DÖŞLÜ
-
-
[sıfat]
Döşü olan
-
[sıfat]
Döşü olan
- DÖNER
-
-
[sıfat]
Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen
- "Döner dolap"
-
[isim]
Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılan kebap, döner kebap
- "Lokantaların vitrinlerinde, mis kokularla dönerler pişiyordu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Döner sermaye
-
[sıfat]
Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen
- DÖVİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı
-
Yabancı ülke parası
-
Propaganda, tanıtma amacıyla üzeri yazılmış bez veya karton
-
[isim]
Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı
- DÖPER
- ...
- DÖVEÇ
-
-
[isim]
Ağaçtan yapılmış havan
- "Sarımsak döveci."
-
[isim]
Ağaçtan yapılmış havan
- DÖGER
- ...
- DÖKÜŞ
- ...
- DÖŞEM
-
-
[isim]
Tesisat, donanım
- "Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi."
-
[isim]
Tesisat, donanım
- DÖKÜK
-
-
[sıfat]
Dökülmüş
- "Başasistanın saçları dökük olduğundan onu doçent filan sanıyordu." (Haldun Taner)
-
Çok eskimiş
-
Dökümlü
-
[sıfat]
Dökülmüş
- DÖLÜT
-
-
[isim]
Embriyonun, bütün organları belirdikten sonra aldığı ad, cenin
-
[isim]
Embriyonun, bütün organları belirdikten sonra aldığı ad, cenin