İçinde du olan 6 harfli 40 kelime var. İçerisinde DU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında du olan kelimeler listesine ya da Sonu du ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DUYGUN

  1. [sıfat] Duygulu, duyar, hassas
    • "Bizim kız biraz hayalci, biraz romantik, biraz çokça duygun olsaydı belki başka şeyler de öğrenecekti." (Memduh Şevket Esendal)

MAĞDUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Haksızlığa uğramış (kimse), kıygın
    • "Efendiler, asırlardır şarkta mağdur ve mazlum olan milletimiz..." (Atatürk)

ODUNCU

  1. [isim] Odun kesen veya satan kimse

ANADUT

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ekin ve ot demetlerini arabaya yüklemeye veya harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç dişli, ahşap araç

DUYGAN

  1. [sıfat] Aşırı duygulu
    • "Sanat eseri yaratmamakla beraber fazla hisli, duygan olanlar, duygularının kuvveti nispetinde, muhakkak, şu beş hissin noksanını sezip sızlanırlar." (Refik Halit Karay)

DUMAĞI

  1. [isim] Nezle

DUŞSUZ
...
DURUCU

  1. [isim] Sürekli kalan, oturan kimse

DUTLUK

  1. [isim] Dut ağaçlarının çok olduğu yer, dut bahçesi

PANDUF
...
MAHDUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Erkek evlat, oğul
    • "Fakat ne olmuşsa olmuş, geçen gün bizim mahdum top oynarken koca alameti devirmiş." (Haldun Taner)

DUASIZ

  1. [sıfat] Dua okumayan, dua etmeyen

DUYURU

  1. [isim] Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu duyurmak için yayımlanan yazılı veya sözlü haber, ilan, anons

SARDUN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Balıkçıların kullandığı bir tür halat

DUBLAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Seslendirme
  2. Yabancı dildeki filmlerin başka bir dile çevrilmesi işi
    • "Bazı kere bana hani film Türkçeleştirirler ya, dublaj mıdır nedir, öyle bir şey yapıyormuşum gibime geliyor." (Sait Faik Abasıyanık)

DUYMAK

  1. [-i] Bilgi almak, öğrenmek, haber almak
    • "Yaptıklarını duydum."
  2. İşitmek, ses almak
    • "Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek
    • "Yüzme denilen mucizeyi ancak beş altı sene sonra avuçlarımızın içinde duyabilecektik." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  4. Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek
    • "Elimin üzerinde bir böceğin gezdiğini duydum."
  5. [nsz] Bir ruh durumu içine girmek
    • "Hakiki bedbahtlar, sefaletlerini birdenbire açığa vurmaktan utanç duyarlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. [nsz] Sezmek, fark etmek, hissetmek
    • "Güzel olmasın fakat ruhu olsun, bir şey duysun." (Hüseyin Cahit Yalçın)

URDUCA
...
DURGUN

  1. [sıfat] Sakin
    • "Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." (Refik Halit Karay)
  2. Neşesiz, keyifsiz, sessiz
    • "Öteki durgun bir Anadolu köylüsü idi." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Canlı olmayan, sönük, hareketsiz
    • "Harp hemen tesirini gösterdi. Piyasa durgun." (Ömer Seyfettin)

DULLUK

  1. [isim] Dul olma durumu

DUETTO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir kadın ve bir erkek sesin sözleri dönüşümlü olarak okudukları hafif müzik parçası

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü