İçinde do olan 8 harfli 121 kelime var. İçerisinde DO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında do olan kelimeler listesine ya da Sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DO, OD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOĞRANMA
-
-
[isim]
Doğranmak işi
-
[isim]
Doğranmak işi
- DOĞURUCU
-
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- "Ziya Gökalp'ın kuvvetli bir hafızası, doğurucu bir muhayyilesi vardı."
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- DOĞRULUŞ
- ...
- DOLANMAK
-
-
[-e]
Bir şeyin çevresine sarılmak
- "Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır; böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz." (Ahmet Ümit)
-
[nsz]
Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak
- "Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi." (Çetin Altan)
-
[nsz]
Karışmak, dolaşmak
-
[-de]
Gelişigüzel gezmek
- "Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Bir şeyin çevresine sarılmak
- ENDODERM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İç deri
-
[isim]
İç deri
- GODOŞLUK
-
-
[isim]
Pezevenklik
-
[isim]
Pezevenklik
- DOBRALIK
- ...
- DOKUZTAŞ
-
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
- MOLDOVAN
- ...
- DONATILI
-
-
[sıfat]
Donatısı olan
-
[sıfat]
Donatısı olan
- DOMALMAK
-
-
[nsz]
Dizler bükük, baş ileride, çömelmiş bir durum almak
-
[nsz]
Dizler bükük, baş ileride, çömelmiş bir durum almak
- DONDURMA
-
-
[isim]
Dondurmak işi
-
Şekerli sütün veya meyve sularının dondurulmasıyla hazırlanan soğuk yiyecek
- "Dondurmalarını yalaya yalaya dolaşmaya başladılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Dondurmak işi
- BULDOZER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Önündeki geniş bıçakla toprağı sıyırıp kaldıran, tekerlekli veya paletli bir yol makinesi, yoldüzler
- "Yıkma makineleri, buldozerler durmadan bir yerler kazmakta." (Haldun Taner)
-
[isim]
Önündeki geniş bıçakla toprağı sıyırıp kaldıran, tekerlekli veya paletli bir yol makinesi, yoldüzler
- DOKUNMAK
-
-
[-e]
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
- "Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." (Ahmet Haşim)
-
Karıştırmak
- "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."
-
[nsz]
Almak, kullanmak, el sürmek
- "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." (Nezihe Araz)
-
[nsz]
Sağlığını bozmak
- "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."
-
İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak
- "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İlişkin, ilgili olmak, değinmek
- "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."
-
Hafifçe değmek
- "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."
-
Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak
- "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun." (Peyami Safa)
-
Tedirgin etmek, sataşmak
- "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
- DOKSANLI
- ...
- DOĞULUCA
- ...
- DOKUYUCU
-
-
[isim]
Dokumacı
-
[isim]
Dokumacı
- ODONTOİT
- ...
- DOKUMACI
-
-
[isim]
Dokumacılık yapan kimse
- "On iki yaşından beri on beş yıl dokumacı olarak çalışmıştı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Dokumacılık yapan kimse
- BOZDOĞAN
-
-
[isim]
Bir doğan türü (Falco aesalon)
-
Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz
-
[isim]
Bir doğan türü (Falco aesalon)