İçinde do olan 8 harfli 121 kelime var. İçerisinde DO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında do olan kelimeler listesine ya da Sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DO, OD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOKUTMAK
-
-
[-i]
Dokuma işini yaptırmak
-
[-i]
Dokuma işini yaptırmak
- BARBADOS
- ...
- ABANDONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dövüşemeyecek duruma gelen (boksör)
-
[sıfat]
Dövüşemeyecek duruma gelen (boksör)
- DOKUZTAŞ
-
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
- KANDİDOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pamukçuk
-
[isim]
Pamukçuk
- DOLGUNCA
-
-
[sıfat]
Biraz şişman
-
Fazlaca, çokça, bol
- "Sonra daha dolgunca bir maaşla bir tütün şirketine kasadar oldu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Biraz şişman
- DOĞULUCA
- ...
- DOMUZUNA
-
-
[zarf]
İnat olsun diye, inadına
- "Bu sözler hiç şüphesiz Celal Sahir'in değildi, domuzuna harbe sokulmamız için havaya atılmış mantıklardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İyiden iyiye, adamakıllı, çok
- "Madam da domuzuna gâvurdu. Göğsünün üstünde daima bir altın haç." (Peyami Safa)
-
[zarf]
İnat olsun diye, inadına
- DOYUMEVİ
-
-
[isim]
Gösterişsiz, küçük lokanta
-
[isim]
Gösterişsiz, küçük lokanta
- DOĞRANIŞ
- ...
- DOĞAÇTAN
-
-
[zarf]
Doğaçlama
-
[zarf]
Doğaçlama
- DOLAYSIZ
-
-
[sıfat]
Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta
- "Yazarın bize dolaysız biçimde betimlediği başkişi nasıl bir erkek?" (Selim İleri)
-
[zarf]
Araya herhangi bir araç girmeden
- "Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta
- DOĞRAMAK
-
-
[-i]
Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
- "Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
- DOLUKMAK
-
-
[nsz]
Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek
-
[nsz]
Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek
- DOLMUŞÇU
-
-
[isim]
Dolmuş işleten kimse
- "Dolmuşçuların çoğu da babasının, anasının evini satarak bir araba edinmiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Dolmuş işleten kimse
- DOĞRATMA
-
-
[isim]
Doğratmak işi
-
[isim]
Doğratmak işi
- DOĞRUDAN
-
-
[sıfat]
Aracısız
- "Doğrudan pazarlık."
-
[zarf]
Aracısız olarak, herhangi bir aracı kullanmadan
- "Devreye girmeselerdi seninle doğrudan görüşmek niyetindeydim." (Ahmet Ümit)
-
[sıfat]
Aracısız
- DOKUZLUK
- ...
- ENDOSKOP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan vücudunun herhangi bir boşluğunu, muayeneyi kolaylaştırmak için aydınlatıp görünür duruma getiren alet
-
[isim]
İnsan vücudunun herhangi bir boşluğunu, muayeneyi kolaylaştırmak için aydınlatıp görünür duruma getiren alet
- GONDOLCU
-
-
[isim]
Gondol çalıştıran kimse
-
[isim]
Gondol çalıştıran kimse