İçinde do olan 6 harfli 48 kelime var. İçerisinde DO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında do olan kelimeler listesine ya da Sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DO, OD

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KORDON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle ipekten yapılmış kalın ip
    • "Yaver kordonu."
  2. Saat, madalyon vb.ni asmaya yarayan ince zincir
    • "Bize defineden pay çıkaracak derken bütün urbamızı, saat kordonumuzu, para cüzdanımızı, yeni potinlerimizi üste verdik." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. İnce tellerden örülen ve özellikle ütü, ızgara vb. ev araçlarında kullanılan elektrik kablosu
  4. İnce uzun sıralar durumunda yapılmış oymalı duvar veya mobilya süsü
  5. Teneke ve çinkodan yapılan eşyaların üstüne süs yapmak için kullanılan araç
  6. Bir yere girip çıkmayı denetim altına almak için görevlilerden oluşturulan dizi
    • "Polis kordonu. Kordonu kaldırmak."
  7. Kıyı şeridi
  8. Hamilelik döneminde anne ile bebeği arasında beslenmeyi sağlayan ince boru
  9. Kabaran denizin kumsalda bıraktığı döküntü katmanı

DOYMAZ

  1. [sıfat] Açgözlü
    • "Hani vatandaşlarımız da güç, ele avuca sığmaz, kanmaz, doymaz insanlar olsa bari!" (Falih Rıfkı Atay)

GONDOL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle Venedik'te kullanılan, ayakta, kıç tarafta tek kürekle yürütülen, 10 m uzunluğunda, yassı ve iki başı yukarıya kıvrık kayık
  2. Genellikle söz ve nişanlarda kız tarafına içine şeker, çikolata vb. konularak armağan olarak verilen, kesme cam veya gümüşten, yayvan, kayık biçiminde tabak

DOMİNO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun
    • "Kahvede vakit tavla, dama ya da domino oynayarak geçer." (Salâh Birsel)
  2. Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi

DOLAMA

  1. [isim] Dolamak işi
  2. Giysilerin üstüne giyilen, önü açık bir tür üstlük
  3. Poşu
    • "Başıma bir dolama sarıp vardım hocanın durağına." (Turan Oflazoğlu)
  4. Çeşitli eserlerdeki barok ve rokoko üslubunda iç içe süsleme motifi
  5. Tırnak yöresindeki yumuşak bölümlerin, bazen de kemiğin iltihaplanmasından ileri gelen ağrılı şiş

DOMİNE
...
DOĞACI

  1. [isim] Doğacılık yanlısı olan kimse, natürist

DONSUZ

  1. [sıfat] Don giymemiş olan
  2. Yoksul
  3. Serseri

DİDONA

  1. [isim] Didon

DOLMUŞ

  1. [sıfat] Boş yeri kalmamış, meşbu
  2. [isim] Yolcu taşımaya yarayan kayık, motor, otomobil, minibüs vb. küçük taşıt
    • "En iyisi ben buradan bir dolmuşa binip eve gideyim." (Çetin Altan)

DOĞULU
...
DOMDOM

  1. [isim] Domdom kurşunu

DONATI

  1. [isim] Teçhizat

DOLUSU

  1. [sıfat] Dolduracak kadar
    • "Yemeğe iki kepçe dolusu yağ konuldu."

DOYGUN

  1. [sıfat] Her türlü gereksinimini gidermiş, tatmin olmuş, müstağni

DOSTÇA

  1. [sıfat] Dosta yakışır, dost gibi
    • "Gerçekten dostça bir sohbet oldu, epeyce uzun sürdü." (Atilla İlhan)
  2. [zarf] Dosta yakışır biçimde, dostane

DOLMEN

  1. [isim] İkisi dikili, üçüncüsü de bunların üzerine kapak gibi yatırılmış üç büyük taştan oluşturulmuş Taş Devri mezarı

DONMAK

  1. [nsz] Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak
  2. Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek
    • "Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Çok üşümek
  4. Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz duruma gelmek
  5. Kimyasal bir etki ile katılaşmak
    • "Çimento ve alçı çabuk donar."
  6. Eriyik durumda bulunan bir metal katı duruma geçmek
  7. Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak
    • "Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi." (Ömer Seyfettin)
  8. Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak
    • "Bütün kafaların donmuş, taşlaşmış olmasını istiyorlar." (Çetin Altan)

MİKADO

Kelime Kökeni : Japonca

  1. [isim] Japon imparatorlarına verilen unvan
  2. Fil dişi, tahta veya kemikten yapılmış küçük çubuklarla oynanan bir oyun

DOLMAK

  1. [nsz] Dolu duruma gelmek
    • "Dışarıda bulutsuz bir temmuz göğü, öğle güneşinin yakıcı aydınlığıyla dolup taşıyordu." (Necati Cumalı)
  2. Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
    • "Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan." (Tarık Buğra)
    • "Millî takımın karşılaşmalarında stadyumlar dolup taşıyor."
  3. Bir yere iyice yayılmak, kaplamak
    • "Oda sigara dumanı dolmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
    • "Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. Süre, hesap tamamlanmak
    • "Süresi doldu, emekliye ayrıldı."
  6. Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü