İçinde do olan 5 harfli 52 kelime var. İçerisinde DO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında do olan kelimeler listesine ya da Sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DO, OD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOYUM
-
-
[isim]
Eldekinden hoşnut olma durumu, doyma işi, yetinme, kanma, kanaat
- "Sakallı Celâl'in tadına doyum olmaz söyleşileri uçup gitti." (Haldun Taner)
-
Bazı istekleri giderme, tatmin
-
[isim]
Eldekinden hoşnut olma durumu, doyma işi, yetinme, kanma, kanaat
- DONAM
-
-
[isim]
Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri
-
Gemi ve sandalların donanımları
- "Ayşe'yse köyün önünden geçen kayıkların teknelerini, yelkenlerini, donamlarını hep ezbere bilirdi." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme vb. bölümleri
- DOSYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aynı konu, aynı kimse, aynı işle ilgili belgeler bütünü
-
Bu gibi belgelerin toplandığı kartondan kap
-
[isim]
Aynı konu, aynı kimse, aynı işle ilgili belgeler bütünü
- DİDON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Halkın İstanbul'daki yabancılara, özellikle Fransızlara verdiği ad, didona
-
[isim]
Halkın İstanbul'daki yabancılara, özellikle Fransızlara verdiği ad, didona
- DORSE
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Taşıma araçlarındaki kasa
-
[isim]
Taşıma araçlarındaki kasa
- DOĞRU
-
-
[sıfat]
Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı
- "Onun yaptıklarını doğru buluyor musunuz?"
- "Çocuğun dediği doğru çıktı. Ana kız otelden gittiler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Doğru doğru dosdoğru, bu işi yapan odur."
-
Gerçek, yalan olmayan
- "Doğru haber."
-
Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun
- "Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Gerçek, hakikat
- "Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz." (Nurullah ataç)
-
[isim]
İki nokta arasındaki en kısa çizgi
- "İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir."
-
[zarf]
Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde
- "Çocuk doğru okudu."
-
[zarf]
Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca
-
[zarf]
Yakın, yakınlarında
- "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[edat]
Karşı yönünce
- "Yüzü sapsarı bir kadın iskeleye doğru yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu
-
[sıfat]
Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı
- DOYUŞ
-
-
[isim]
Doyma işi veya biçimi
-
[isim]
Doyma işi veya biçimi
- DONLU
-
-
[sıfat]
Donu olan
- "Beyaz donlu çocukların yol kenarında selama duruşları, beni içlendiriyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Donu olan
- GRADO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir sıvının içindeki alkol derecesi
- "Muhasebeci, yerden temennalar, gevrek kahkahalar arasında bir vesile ile kuru üzümden iki çekilmiş yirmi iki grado sert rakısını methetti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kızda insanlığın ve her türlü kabiliyetlerinin gradosu seneden seneye düşerken, böyle sevginin aslındaki temizlikle devam etmesine imkân yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Derece
-
[isim]
Bir sıvının içindeki alkol derecesi
- DOLAK
-
-
[isim]
Tozluk yerine bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası
-
Baş örtüsü, yazma
-
Boyun atkısı
-
[isim]
Tozluk yerine bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası
- DORUM
-
-
[isim]
Deve yavrusu
-
[isim]
Deve yavrusu
- DOLAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya
- "Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı." (Peyami Safa)
- "İleride işler yapmaya, dolaplar çevirmeye başlarsa kendi de bundan istifade edecekti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Dönerek çalışan ve özellikle su çeken düzen
- "Kuyu dolabı."
-
Dönme dolap
-
İstanbul bedesteninde dükkân
- "Bedestende iki dolap tutuyor."
-
Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor
-
Düzen
- "Çevrilen dolabı sezdi."
-
[isim]
Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya
- DOLAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada vb. devletlerin para birimi
-
[isim]
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada vb. devletlerin para birimi
- DOLUM
-
-
[isim]
Doldurma işi
- "Benzin dolum yeri."
-
[isim]
Doldurma işi
- PADOK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Hipodromda yarış atlarının yedekte gezdirildikleri yer
-
Otomobil yarışlarında takımlara ait hazırlanma ve dinlenme yeri
-
[isim]
Hipodromda yarış atlarının yedekte gezdirildikleri yer
- LANDO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan, üstü açılıp kapanabilen çift körüklü binek arabası
-
[isim]
Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan, üstü açılıp kapanabilen çift körüklü binek arabası
- DOZER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tırtıllı veya lastik tekerlekli yol yapım makinesi, buldozer, yoldüzler
-
[isim]
Tırtıllı veya lastik tekerlekli yol yapım makinesi, buldozer, yoldüzler
- BİDON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap
-
[isim]
İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap
- GİDON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yönelteç
- "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun!" (Burhan Felek)
-
Komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak, fors
-
[isim]
Yönelteç
- GODOŞ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Pezevenk
-
[isim]
Pezevenk