İçinde do olan 5 harfli 52 kelime var. İçerisinde DO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında do olan kelimeler listesine ya da Sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DO, OD

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PADOK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Hipodromda yarış atlarının yedekte gezdirildikleri yer
  2. Otomobil yarışlarında takımlara ait hazırlanma ve dinlenme yeri

DOĞAÇ

  1. [isim] Şiir veya sözü birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi söyleme, irtical

DONUT
...
DOYUŞ

  1. [isim] Doyma işi veya biçimi

DONUK

  1. [sıfat] Parlaklığı olmayan, mat
    • "Donuk yıldızlar gökte titreşir." (Necati Cumalı)
  2. Canlılığı olmayan, fersiz (göz)
    • "Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş." (Haldun Taner)
  3. Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk (kimse)
    • "Donuk bir adam."

DOĞAL

  1. [sıfat] Doğada olan, doğada bulunan
    • "Doğal olarak kendisinin de o bir adımdan daha çok yaklaşmasına izin vermiyordu." (Necati Cumalı)
  2. Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel
  3. Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı
    • "Doğal liman. Doğal sınır."
  4. Yapmacık olmayan
  5. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
  6. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
  7. Katıksız, saf

DOĞRU

  1. [sıfat] Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı
    • "Onun yaptıklarını doğru buluyor musunuz?"
    • "Çocuğun dediği doğru çıktı. Ana kız otelden gittiler." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Doğru doğru dosdoğru, bu işi yapan odur."
  2. Gerçek, yalan olmayan
    • "Doğru haber."
  3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun
    • "Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur." (Aka Gündüz)
  4. [isim] Gerçek, hakikat
    • "Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz." (Nurullah ataç)
  5. [isim] İki nokta arasındaki en kısa çizgi
    • "İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir."
  6. [zarf] Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde
    • "Çocuk doğru okudu."
  7. [zarf] Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca
  8. [zarf] Yakın, yakınlarında
    • "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." (Falih Rıfkı Atay)
  9. [edat] Karşı yönünce
    • "Yüzü sapsarı bir kadın iskeleye doğru yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
  10. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu

RADON

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Atom numarası 86, atom ağırlığı 222 olan, radyum tuzunun su ile işlenmesinden, hidrojen ve oksijenle karışım durumunda elde edilen, boru yardımıyla sıvı hava içinden geçirilerek karışımdan ayrılan radyoaktif element (simgesi Rn)

BANDO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka
    • "Tepebaşı bahçesindeki bando da Tuna Dalgası'nı çalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Takım, topluluk
    • "Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni, asıl hırsız değilmiş." (Ahmet Mithat)

DİDON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Halkın İstanbul'daki yabancılara, özellikle Fransızlara verdiği ad, didona

DOĞAN

  1. [isim] Kartalgillerden, sırtı kül rengi ve enine çizgili, küçük kuş, fare vb. ile beslenen ve alıştırılarak kuş avında kullanılan yırtıcı bir kuş (Falco peregrinus)

DOLAM

  1. [isim] Dolama işinin her defası
    • "Bu sargı ancak üç dolam dolanabilir."
  2. [sıfat] Bir kez dolanacak miktarda olan
    • "Beş dolam kuşak."

DORUK

  1. [isim] Dağ, ağaç vb. yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika
  2. En üstün başarı düzeyi
    • "Dorukta yalnız kalmak ve doruktan başlamak ne kadar da zormuş meğer." (Tarık Buğra)
  3. Heyecan, sevinç, coşku vb. duygularda ulaşılan en üst nokta

DOZAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dozu ayarlama
  2. Düzem

DONMA

  1. [isim] Donmak işi

DOKUZ

  1. [isim] Sekizden sonra gelen sayının adı
    • "Sabahtan beri kamış kökünün içine sığınmış, yüreği ağzında, dokuz doğurarak şahinini bekleyişi..." (Yahya Kemal)
    • "Dokuz körün bir değneği, işte bir kızımız var." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu sayıyı gösteren 9, IX rakamlarının adı
  3. [sıfat] Sekizden bir artık

DOLAK

  1. [isim] Tozluk yerine bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası
  2. Baş örtüsü, yazma
  3. Boyun atkısı

DOLAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya
    • "Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı." (Peyami Safa)
    • "İleride işler yapmaya, dolaplar çevirmeye başlarsa kendi de bundan istifade edecekti." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Dönerek çalışan ve özellikle su çeken düzen
    • "Kuyu dolabı."
  3. Dönme dolap
  4. İstanbul bedesteninde dükkân
    • "Bedestende iki dolap tutuyor."
  5. Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor
  6. Düzen
    • "Çevrilen dolabı sezdi."

DOLAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Amerika Birleşik Devletleri, Kanada vb. devletlerin para birimi

DOLAY

  1. [isim] Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf
    • "Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü