İçinde do olan 5 harfli 52 kelime var. İçerisinde DO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında do olan kelimeler listesine ya da Sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DO, OD

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DOĞMA

  1. [isim] Doğmak durumu
  2. Dünyaya gelme
    • "Fatma'dan doğma."
  3. [sıfat] Doğmuş
    • "Vücut, sıtma nöbeti gibi sıcakla soğuğun karışmasından doğma garip ürpertilerle titriyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

BİDON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap

DOMUR

  1. [isim] Kabarcık
  2. Tomurcuk

DOMUZ

  1. [isim] Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica)
    • "Şişmanlıyorum, neden yine bir domuz gibi tıkındım?" (Atilla İlhan)
  2. Hain, aksi, ters, inatçı kimse
    • "Domuzun malı için can tüketmeye mi geldik dünyaya?" (Refik Halit Karay)
    • "Domuz gibi bilir ama söylemez!"

DOLAM

  1. [isim] Dolama işinin her defası
    • "Bu sargı ancak üç dolam dolanabilir."
  2. [sıfat] Bir kez dolanacak miktarda olan
    • "Beş dolam kuşak."

DOGMA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi
  2. Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas, inak
    • "Dogmaların en geçerli olduğu alan din alanıdır, burada yalnızca inanılır." (Melih Cevdet Anday)

BORDO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Mora çalan kırmızı renk, şarap tortusu rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Bordo çanta."

LODOS

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Güneyden veya güneybatıdan esen ve bazen de yağış getiren yerel rüzgâr, kaba yel, boz yel
    • "Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı." (Orhan Veli Kanık)
    • "Hava öğleden beri lodosa çevirdiği için soğuk değildi." (Peyami Safa)
  2. Bu rüzgârın estiği gün veya zaman
    • "Lodosta balığa çıkılmaz."
  3. Güney yönü

BANDO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka
    • "Tepebaşı bahçesindeki bando da Tuna Dalgası'nı çalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Takım, topluluk
    • "Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni, asıl hırsız değilmiş." (Ahmet Mithat)

DONUK

  1. [sıfat] Parlaklığı olmayan, mat
    • "Donuk yıldızlar gökte titreşir." (Necati Cumalı)
  2. Canlılığı olmayan, fersiz (göz)
    • "Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş." (Haldun Taner)
  3. Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk (kimse)
    • "Donuk bir adam."

DOLAY

  1. [isim] Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf
    • "Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı." (Haldun Taner)

GİDON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yönelteç
    • "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun!" (Burhan Felek)
  2. Komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak, fors

DOBRA

Kelime Kökeni : Rusça

  1. [sıfat] İyi, güzel

DOLAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya
    • "Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı." (Peyami Safa)
    • "İleride işler yapmaya, dolaplar çevirmeye başlarsa kendi de bundan istifade edecekti." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Dönerek çalışan ve özellikle su çeken düzen
    • "Kuyu dolabı."
  3. Dönme dolap
  4. İstanbul bedesteninde dükkân
    • "Bedestende iki dolap tutuyor."
  5. Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor
  6. Düzen
    • "Çevrilen dolabı sezdi."

GRADO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir sıvının içindeki alkol derecesi
    • "Muhasebeci, yerden temennalar, gevrek kahkahalar arasında bir vesile ile kuru üzümden iki çekilmiş yirmi iki grado sert rakısını methetti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kızda insanlığın ve her türlü kabiliyetlerinin gradosu seneden seneye düşerken, böyle sevginin aslındaki temizlikle devam etmesine imkân yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Derece

DOĞUM

  1. [isim] Doğma işi, tevellüt, veladet
  2. Bir kimsenin doğduğu yıl

DOLGU

  1. [isim] Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde
    • "Diş dolgusu."
  2. Toprak doldurma işlemi
  3. Bu işlemin sonucu
  4. Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme

DOĞUŞ

  1. [isim] Doğma işi veya biçimi
    • "Senelerden beri güneşin doğuşunu seyretmedim." (Sait Faik Abasıyanık)

DOYUM

  1. [isim] Eldekinden hoşnut olma durumu, doyma işi, yetinme, kanma, kanaat
    • "Sakallı Celâl'in tadına doyum olmaz söyleşileri uçup gitti." (Haldun Taner)
  2. Bazı istekleri giderme, tatmin

DONRA

  1. [isim] Saç kepeği, kaş konağı
  2. Kalınlaşmış, tabaka durumuna gelmiş kir

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü