İçinde dik olan 8 harfli 29 kelime var. İçerisinde DİK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dik olan kelimeler listesine ya da Sonu dik ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DİK
2 Harfli Kelimeler
İD, Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİKBAŞLI
-
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)
-
Kurumlu
- "Dikbaşlı ve sözünü esirgemeyen bir insan olduğundan yükselmemişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)
- DİKOTOMİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İkileşim
-
[isim]
İkileşim
- DİKEYLİK
-
-
[isim]
Dikey olma durumu
-
[isim]
Dikey olma durumu
- DİKİZLİK
-
-
[isim]
Gözetleme deliği
-
[isim]
Gözetleme deliği
- DİKENCİK
-
-
[isim]
Küçük diken
-
[isim]
Küçük diken
- DİKTAFON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür ses alma cihazı
-
[isim]
Bir tür ses alma cihazı
- SİDİKLİK
-
-
[isim]
Canlılarda sidiğin atıldığı organ
- "Yumurta bu balıkların karnından ... sağılmak veya yarılmak suretiyle sidiklikten çıkarılır."
-
Pisuvar
-
Tutukevlerinde ağır suç işleyen kimselerin cezalandırılmak üzere kapatıldıkları hücre
-
[isim]
Canlılarda sidiğin atıldığı organ
- BİLİNDİK
-
-
[sıfat]
Bilinen
-
[sıfat]
Bilinen
- HANDİKAP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması
-
[isim]
Engel
- "Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi." (Haldun Taner)
-
At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması
- DİKKATLİ
-
-
[sıfat]
Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
-
Titiz, araştırıcı, sorgulayıcı
- "Bir yabancının dikkatli bakışından ürkerek susacağından korkmuştu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Dikkat eden, özen gösteren (kimse)
- DEDİKODU
-
-
[isim]
Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kılükal
- "Kız aleyhine hiçbir aykırı dedikodu çıkmadı." (Aka Gündüz)
- "Ayaküstü bir şeyler atıştırır, kulis dedikoduları yaparlar." (Salâh Birsel)
- "Munise'nin süsü günlerce Zeyniler köyüne dedikodu sermayesi olmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kılükal
- DİKLENİŞ
-
-
[isim]
Diklenme işi veya biçimi
-
[isim]
Diklenme işi veya biçimi
- DİKLEŞME
-
-
[isim]
Dikleşmek işi veya durumu
-
[isim]
Dikleşmek işi veya durumu
- DİKSİYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme biçimi
- "Müfredat programlarında kıraat yani diksiyon dersi yok." (Burhan Felek)
-
Konuşulan dilin incelenmesi ve kullanılması
-
Duru, açık vurgulama ve çıkaklara tam uyarak konuşma
-
[isim]
Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme biçimi
- DİKMELİK
-
-
[isim]
Fidan dikilen yer, fidanlık
- "Orman dikmeliği."
-
[isim]
Fidan dikilen yer, fidanlık
- PROZODİK
- ...
- DİKİLMEK
-
-
[nsz]
Dikme (I) işi yapılmak
- "Buraya anıt dikilecek. Bahçeye ağaçlar dikildi."
-
Dik duruma gelmek
-
Ayakta durmak
- "Hissem neyse ben de isterim diye karşıma dikilmez mi?" (Haldun Taner)
-
Göz belli bir noktaya uzun süre bakmak
- "Gözlerime dikilen gözlerinden damla damla inen yaşları unutmuyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Karşı koymak, engellemek
-
Bazı üreme organları dokularına kan dolmasıyla sert ve dik bir duruma gelmek
-
[nsz]
Dikme (I) işi yapılmak
- DİKTATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse
- "İmparatorluk diktatörü olacağını, hayalime bile getirmiyordum." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Zorba
-
[isim]
Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse
- DİKLENME
-
-
[isim]
Diklenmek işi veya durumu
-
[isim]
Diklenmek işi veya durumu
- DİKENLİK
-
-
[isim]
Dikenli bitkileri çok olan yer
- "Dünyada kurumayan, dikenlik hâline gelmeyen hiçbir yeşil köşe kalmıyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Dikenli bitkileri çok olan yer