İçinde değ olan 8 harfli 13 kelime var. İçerisinde DEĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında değ olan kelimeler listesine ya da Sonu değ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEĞİŞKEN
-
-
[sıfat]
Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil
- "Sağlık bakımından canına okuyan kentler de değişken rüzgârlara açık kentler oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Değişik sayı değerleri alabilen nicelik
-
[sıfat]
Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil
- DEĞDİRİŞ
-
-
[isim]
Değdirme işi veya biçimi
-
[isim]
Değdirme işi veya biçimi
- DEĞİRMEN
-
-
[isim]
İçinde öğütme işi yapılan yer
- "Su değirmeni. Yel değirmeni."
- "Hasılı, hastaneye benzemeyen hastanemden pek memnundum. Yalnız, bu değirmenin suyu nereden geliyordu?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kahve, buğday, nohut vb. taneleri öğüten araç veya alet
- "Değirmende biraz kahve çekti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
İçinde öğütme işi yapılan yer
- DEĞDİRME
-
-
[isim]
Değdirmek işi
-
[isim]
Değdirmek işi
- DEĞİMSİZ
-
-
[sıfat]
Liyakati olmayan, liyakatsiz
-
[sıfat]
Liyakati olmayan, liyakatsiz
- DEĞİŞİCİ
-
-
[sıfat]
Biçimden biçime giren, değişken
-
[sıfat]
Biçimden biçime giren, değişken
- DEĞİŞMEK
-
-
[nsz]
Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek
- "Ben gelirken yarım saat içinde hava değişmiş, kara yel kudurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Onu kimseye değişmem."
-
Yerine başka şey veya kimse gelmek
- "Eskiler arasında duvardaki saatli maarif takvimleri de değişmiş oluyordu." (Necati Cumalı)
-
Karşılıklı alıp vermek, mübadele etmek
- "Onunla saatlerimizi değiştik."
-
[-i]
Değiştirmek
- "Üstümü değiştim."
-
[nsz]
Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek
- DEĞİNMEK
-
-
[-e]
Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek
- "Gündüz yüzme havuzunda açmadığı bir konuya değinmek gereksinmesi duyuyordu." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek
- DEĞİŞKİN
-
-
[sıfat]
Değişikliğe uğramış, değişik, muaddel
-
[sıfat]
Değişikliğe uğramış, değişik, muaddel
- DEĞİŞMEZ
-
-
[sıfat]
Aynen kalan, değişikliğe uğramayan
- "İşte dünyanın peşin ve değişmez hükmü buydu." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Aynen kalan, değişikliğe uğramayan
- DEĞERSİZ
-
-
[sıfat]
Değeri olmayan veya değeri çok az olan, önemsiz, kıymetsiz, naçiz
-
[sıfat]
Değeri olmayan veya değeri çok az olan, önemsiz, kıymetsiz, naçiz
- DEĞNEKÇİ
-
-
[isim]
Motorlu taşıtların çalıştığı yerlerde yolcuların binişi ve taşıtların sıra düzenini sağlayan kimse, kâhya
-
Parklarda düzeni sağlamaya çalışan kimse
-
Şehir düzeni ile ilgili görevli
-
[isim]
Motorlu taşıtların çalıştığı yerlerde yolcuların binişi ve taşıtların sıra düzenini sağlayan kimse, kâhya
- DEĞİRMEK
-
-
[-e]
Duyurmak, bildirmek, ulaştırmak
-
Değdirmek, dokundurmak
-
[-e]
Duyurmak, bildirmek, ulaştırmak