İçinde der olan 6 harfli 27 kelime var. İçerisinde DER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında der olan kelimeler listesine ya da Sonu der ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE, ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DERMEK
-
-
[-i]
Bir araya getirmek, derlemek, toplamak, devşirmek
- "Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[-i]
Bir araya getirmek, derlemek, toplamak, devşirmek
- DERHAL
- ...
- DERVİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen
-
Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse
-
Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse
-
Kırlangıç balığının pek küçüğü
-
[isim]
Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen
- TENDER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lokomotifin arkasına bağlanan, gerekli yakıtı, suyu taşıyan vagon
-
[isim]
Lokomotifin arkasına bağlanan, gerekli yakıtı, suyu taşıyan vagon
- DERTLİ
-
-
[sıfat]
Derdi olan
- "Dertli hâlinden ne bile / Yüreği sağ olan kişi." (Yunus Emre)
-
[sıfat]
Derdi olan
- MODERN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çağdaş
- "O ücra bayırlarda yepyeni modern bir sayfiye doğuverdi." (Haldun Taner)
-
Çağcıl
-
[sıfat]
Çağdaş
- DERGAH
- ...
- DERECE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- "Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[edat]
Denli, kadar
- "Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri
- "Sıcakölçerin dereceleri."
-
Sıcaklıkölçer
-
Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim
-
Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi
- "Dik açılar doksan derecedir."
-
Başarı gösterme
-
[isim]
Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- DERİCİ
-
-
[isim]
Dericilik yapan kimse
-
[isim]
Dericilik yapan kimse
- DERİLİ
-
-
[sıfat]
Derisi olan
-
Deri ile kaplanmış olan
-
[sıfat]
Derisi olan
- FEDERE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bir federasyona bağlı olan
-
[isim]
Bir konfederasyonun üyesi
-
[sıfat]
Bir federasyona bağlı olan
- GÖNDER
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
Üvendire
-
Kayık ve yelkenli gemilere yön vermeye yarayan, ucunda metal olan ağaç sopa
-
[isim]
Bayrak direği
-
Üvendire
- DERCEP
- ...
- DEREKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşağı derece
- "... ben Bayraktar Paşazade Haluk Bey'in kızı, evime pansiyoner alacak derekeye düşeyim." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Aşağı derece
- DERKEN
-
-
[zarf]
Dendiği hâlde
- "Bitti bitiyor derken hâlâ bitmeyen havaalanı."
-
Tam o sırada
- "Yazı yazıyordum, derken misafir geldi."
-
... diye düşünürken
- "Akşamdan önce varacağız derken ancak gece yarısı varabildik."
-
[zarf]
Dendiği hâlde
- GÜDERİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
-
[sıfat]
Bu meşinden yapılmış
- "Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
- DÖRDER
-
-
[sıfat]
Dört sayısının üleştirme sayı sıfatı, her birine dört, her defasında dördü bir arada olan
-
[sıfat]
Dört sayısının üleştirme sayı sıfatı, her birine dört, her defasında dördü bir arada olan
- LOADER
- ...
- DERNEK
-
-
[isim]
Toplantı, düğün
- "Tıpkı bir düğün, dernek, eğlence biter gibi tatlı tatlı oldu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Dernek kurmak için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin ... yetkili merciye verilmesi yeterlidir." (Anayasa)
-
Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan yasal topluluk, cemiyet
- "Edebiyat Derneğinde şiir dünyamızın eski, yeni, birçok şöhretleriyle tanıştım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Pazar veya panayır kurulan gün, deri (II)
-
[isim]
Toplantı, düğün
- DERUNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İçle ilgili, içten
- "Seven insanda fiziki güzelliklerin deruni taraflarını gören gözler olurmuş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özünlü
-
[sıfat]
İçle ilgili, içten