İçinde del olan 5 harfli 9 kelime var. İçerisinde DEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında del olan kelimeler listesine ya da Sonu del ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
LED
2 Harfli Kelimeler
DE, EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MODEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek
-
Bir özelliği olan nesne veya kişi
- "Sadakat modeli."
- "Bir tuğla işçisi kerpiç kalıbını kapmış, karısının sırtında model çıkarmış, kadın ciyak ciyak." (Aka Gündüz)
-
Biçim
- "Bu elbisenin modelini beğenmedim."
-
Giysi örnekleri içinde toplayan dergi
- "Bu biçimi modelden aldık."
-
Otomobil vb.nde tip
- "Eski mi eski, otuz dokuz model bir taksisi vardı." (Necati Cumalı)
-
Benzer, örnek
- "Bu çocuk babasının küçük bir modeli."
-
Örnek olmaya değer kimse veya şey
-
Manken
- "Paris'in en son, en pahalı modelleri gibi giyinmişler." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek
- DELTA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
-
Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız
-
[isim]
Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
- CEDEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tartışma, çekişme, münakaşa etme
-
[isim]
Tartışma, çekişme, münakaşa etme
- DELHİ
- ...
- DELİK
-
-
[isim]
Dar, küçük açıklık
- "İğne deliği. Burun deliği."
- "O nasıl yarmıştı benim kafacığımı, şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dar, küçük çukur
- "Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Küçük hayvan yuvası
- "Fare deliği."
-
[sıfat]
Delinmiş olan
- "Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum." (Hamdullah Suphi Tanrıöver)
-
Cezaevi
-
[isim]
Dar, küçük açıklık
- DELME
-
-
[isim]
Delmek işi
-
[sıfat]
Delinerek yapılmış
-
Yelek
-
[isim]
Delmek işi
- DELGİ
-
-
[isim]
Matkap
-
[isim]
Matkap
- BEDEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değer, fiyat, kıymet
-
Bir şeyin yerini tutabilen karşılık
- "Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var." (Aka Gündüz)
-
Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse
-
[sıfat]
Eşit, denk
- "Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir." (Refik Halit Karay)
-
Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para
- "Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Uşak, hizmetçi, çoban
-
[isim]
Değer, fiyat, kıymet
- DELİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
- "Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu." (Peyami Safa)
-
Kanıt
- "Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
(deli:li) Kılavuz, rehber
-
[isim]
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare