İçinde de olan 7 harfli 296 kelime var. İçerisinde DE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında de olan kelimeler listesine ya da Sonu de ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEDİRME
-
-
[isim]
Dedirmek işi
-
[isim]
Dedirmek işi
- İDENTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Özdeş
-
[sıfat]
Özdeş
- MAHMUDE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çit sarmaşığıgillerden, yaprakları ok ucu biçiminde, çiçekleri soluk sarı renkte, 50-100 cm boyunda, çok yıllık ve otsu bir bitki (Convolvulus scammonia)
- "İzmir mahmudesi. Halep mahmudesi."
-
Bu bitkinin köklerinden çıkarılan, hekimlikte kullanılan, reçineye benzer bir madde
-
[isim]
Çit sarmaşığıgillerden, yaprakları ok ucu biçiminde, çiçekleri soluk sarı renkte, 50-100 cm boyunda, çok yıllık ve otsu bir bitki (Convolvulus scammonia)
- DELECEK
-
-
[isim]
Delgeç
-
[isim]
Delgeç
- ÖNDELİK
-
-
[isim]
Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans
- "Üstelik Dostoyevski bunun için 4500 ruble öndelik almış ama romanı yayıncıya göndereceği gün yazdıklarını beğenmeyerek yırtmıştır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans
- DARENDE
- ...
- ÖĞLENDE
-
-
[zarf]
Öğle vakti
-
[zarf]
Öğle vakti
- BEYZADE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Bey oğlu
- "Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Soylu kimse
- "Eşsiz bir beyzadeydi, zamanımızda artık benzeri çıkmıyor." (Atilla İlhan)
-
Özenle büyütülmüş, nazlı kimse
-
[isim]
Bey oğlu
- DELALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kılavuzluk, aracılık
- "Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi." (Ercüment Ekrem Talu)
-
İz, işaret
- "Meğer fazla süs zenginliğe değil, fukaralığa delalet edermiş." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Kılavuzluk, aracılık
- DENGELİ
-
-
[sıfat]
Dengesi olan, muvazeneli
- "Sevgimde bir azalma olsaydı, bu bir bakıma beni dengeli kılardı." (Erhan Bener)
-
Kurallara uygun, sıkıntı yaratmayan
- "Hiç kimse normal, sürekli ve dengeli bir basın rejimi yaşamış olduğunu iddia edemez." (Burhan Felek)
-
Tutum ve davranışlarında uyum olan (kimse), istikrarlı
- "Dengeli bir insan."
-
[sıfat]
Dengesi olan, muvazeneli
- DEHALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sığınma, korunma
-
[isim]
Sığınma, korunma
- MÜJDECİ
-
-
[isim]
Muştucu
-
Öncü
- "Biz hecenin beş şairi, artık yeni bir çağın müjdecileriydik." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Muştucu
- VADESİZ
-
-
[sıfat]
Vadesi olmayan
-
Süresi sınırlandırılmamış
-
[sıfat]
Vadesi olmayan
- DEŞİFRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çözülmüş, açıklanmış
-
[sıfat]
Çözülmüş, açıklanmış
- ZİLKADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin on birinci ayı
-
[isim]
Ay takviminin on birinci ayı
- DEVİRME
-
-
[isim]
Devirmek işi
-
[isim]
Devirmek işi
- FİDEİST
- ...
- MUADDEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değiştirilmiş, değişikliğe uğramış, değişkin
-
[sıfat]
Değiştirilmiş, değişikliğe uğramış, değişkin
- RENDELİ
-
-
[sıfat]
Rendesi olan, rendelenmiş
- "Rendeli tahta."
-
[sıfat]
Rendesi olan, rendelenmiş
- VELADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğum, doğma, doğuş
-
[isim]
Doğum, doğma, doğuş