İçinde de olan 5 harfli 154 kelime var. İçerisinde DE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında de olan kelimeler listesine ya da Sonu de ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DERME

  1. [isim] Dermek işi
  2. Aynı türden bir araya getirilmiş şeylerin hepsi, koleksiyon

DÜDEN

  1. [isim] Kireçli bölgelerde kirecin erimesi veya yer altındaki karstlı bir çukur tavanın çökmesiyle oluşan doğal kuyu

ERDEK
...
AMADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Hazır

RENDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
  2. Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, peynir, soğan, havuç vb.ni ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aleti
  3. Bu aletle ufak parçalara ayrılmış şey
    • "Peynir rendesi. Sabun rendesi."

ÜNDEŞ

  1. [isim] Benzer sesle biten söz veya cümle

GİDER

  1. [isim] Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf
    • "Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım." (Haldun Taner)
  2. Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı
  3. Gelecekte sağlanacak değerler karşılığı yapılan harcamalar

EJDER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ejderha
  2. Büyük yılan

DETAY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ayrıntı

DEYİŞ

  1. [isim] Deme, söyleme işi
    • "Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu." (Tarık Buğra)
  2. Söyleme biçimi, anlatım biçimi, üslup
  3. Bir kimsenin bir konuyla ilgili anlattıkları, ifade
  4. Halk şiiri, halk türküsü
    • "Karacaoğlan'ı okudukça deyişin önemini daha iyi anlarız." (Nurullah ataç)
  5. Semahla birlikte yalnızca bağlama eşliğinde ağır tempoda söylenen bir tür beste

YEDEK

  1. [sıfat] Bir şeyin gereğinde kullanılmak için elde bulundurulan, asıl karşıtı
    • "Sonra otomobili yedeğe takıp götürdüler." (Refik Halit Karay)
  2. Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan
    • "Yedek kalem. Yedek anahtar."
    • "Bunlardan yürümeye mecali olmayan bazılarını erkekler iki taraflarından kollarına girmek suretiyle yedeğe almışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [isim] Yularından çekilerek götürülen boş binek hayvanı
  4. [isim] Hayvanı yedeğe alan ip, yular
  5. [isim] Redif

DELHİ
...
ÖZDEŞ

  1. [sıfat] Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilmeyecek kadar benzer olan, aynı
  2. Bir ve aynı olan, bir ve aynı anlama gelen
  3. Kendinde özdeşlik bulunan, identik

DEFOL

  1. "savuş git, uzaklaş" anlamında bir söz
    • "Bir gece oyuncular dükkânı, tezgâhı toplayıp kasabadan defoldular." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Haydi defol, şimdi evimden çık!" (Ömer Seyfettin)

DERUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İç, içeri, öz
  2. Gönül, yürek, ruh

DEMİR

  1. [isim] Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
    • "Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?" (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ben akide yemedim, gönlümde yumuşaklık yok, midem demir gibi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Demirlerini tarayan hurda harami gemileri karaya vuruyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  2. [sıfat] Bu elementten yapılmış
    • "Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular." (Peyami Safa)
    • "Demir gibi kolları vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Bu elementten yapılmış parça
    • "Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri."
  4. Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
  5. [sıfat] Güçlü, kuvvetli, sert
    • "O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. Çıpa

DEFNE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik (Laurus nobilis)

DEVİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot
    • "Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı." (Burhan Felek)

ÖRDEK

  1. [isim] Perde ayaklılardan, evcil ve yabani türleri bulunan su kuşu (Anas)
    • "Üç ördek onları görünce paytak paytak kaçıştılar." (Haldun Taner)
  2. Yataktan kalkamayacak durumdaki erkek hastaların içine idrarlarını yaptıkları kap, lazımlık, oturak
  3. Otobüs ve minibüs sürücülerinin yollardan aldıkları yolcular için kullandıkları bir söz
  4. Hile ile para sızdırılacak kimse, enayi

MODEM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çevirge

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü