İçinde de olan 5 harfli 154 kelime var. İçerisinde DE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında de olan kelimeler listesine ya da Sonu de ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BENDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kul, köle
    • "Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Lütuf buyurup vapura kadar geldiğinizden dolayı bendenizi minnettar ettiniz, efendim." (Refik Halit Karay)
    • "Bendeniz cennet kuşu Tahir."

CEDEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tartışma, çekişme, münakaşa etme

DEİZM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık

ÇİĞDE

  1. [isim] Hünnap
  2. Bu ağacın kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklüğünde, güzün olgunlaşan yemişi

EVDEŞ

  1. [isim] Aynı evde oturanlardan her biri
    • "Evdeşi ile bakıştılar, o zaman ikisi de ağlamaya başladı." (Emine Işınsu)

ŞEDDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap yazısında, bir ünsüzün iki kez okunması gereken harfin üstüne konulan işaret

DELTA

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
  2. Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız

SECDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle namaz kılarken alnı, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere getirerek alınan durum

KADEH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçki içmeye yarayan ayaklı bardak
    • "Şimdi kadehleri masaya diziyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Localarda kadınlar erkekler, kadeh kaldırıyorlar, gülüşüyorlardı." (Necati Cumalı)
    • "Limonata bardaklarını içki kadehi gibi tokuşturarak neşeleniyor görünür." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Bu bardağın alabileceği miktarda olan

RENDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
  2. Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, peynir, soğan, havuç vb.ni ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aleti
  3. Bu aletle ufak parçalara ayrılmış şey
    • "Peynir rendesi. Sabun rendesi."

KADEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayak, adım
  2. Fut
    • "On kadem uzunluğunda."
  3. Uğur

LADES

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tavuğun lades kemiğini iki kişinin birer ucundan tutarak kırması, birinin bir şeyi "aklımda" veya "hatırımda" demeden ötekinden almasıyla yenik sayılmasıyla biten oyun, lades oyunu
    • "Lades tutuşmadık ki her defasında hatırımda diyorsun." (Abdülhak Şinasi Hisar)

DERUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İç, içeri, öz
  2. Gönül, yürek, ruh

MEDET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yardım, imdat
    • "Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, habire medet efendim..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [ünlem] "Yardım edin, imdat" anlamında bir seslenme sözü

GÖDEŞ

  1. [sıfat] Semiz, etli

DEMİN

  1. [zarf] Az önce
    • "Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım." (Mahmut Yesari)

DESEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerine yapılan çizim
  2. Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerinde varlıkları, nesneleri belirli çizgilerle gösterme, tasvir
  3. Görsel bir etki yaratmak amacıyla yapılmış çizgi resimlerin hepsi
  4. Desen yapma sanatı
    • "O, desen öğreniyor."

DEĞİN

  1. [edat] Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, dek
    • "Kıyıdan bir alkış sesi geldi... Odanın güneşli duvarına değin." (Melih Cevdet Anday)

DEĞME

  1. [isim] Değmek işi, temas

ELDEN

  1. [zarf] Doğrudan
    • "Atanma yazımı elden aldım, gidiyorum."
  2. Hemen
    • "Parayı elden yolladı."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü