İçinde da olan 6 harfli 194 kelime var. İçerisinde DA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında da olan kelimeler listesine ya da Sonu da ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AVADAN
- ...
- ADATIŞ
- ...
- ARMADA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Donanma
-
[isim]
Donanma
- DANSLI
-
-
[sıfat]
Dansı olan, dans edilen
- "Bizim bakanlığın danslı bir yemeği var, tek kişilik bir davetiye verdiler." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Dansı olan, dans edilen
- AĞDACI
-
-
[isim]
Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi
-
Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse
-
[isim]
Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi
- DALYAN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Deniz, göl ve ırmakların kıyılara yakın yerlerinde ağ ve kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama yeri
- "Gidip de gelmeyen kocaları, yetişmiş dalyan gibi evlatları..." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Deniz, göl ve ırmakların kıyılara yakın yerlerinde ağ ve kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama yeri
- KİNDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kinci, kinli
- "Sert, sivri, kindar bir bakış." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Kinci, kinli
- TEDAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlaç vb. ile hastalığı iyi etme, iyileştirme, sağaltım, sağaltma
- "Hastadır diye tedavisine koşanların haddi hesabı yoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Aksayan bir şeyi düzeltme, iyileştirme
- "Artık geri dönmek, istemeden açtığım yarayı tedavi etmek zamanı gelmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
İlaç vb. ile hastalığı iyi etme, iyileştirme, sağaltım, sağaltma
- ADALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe
- "Devletin temel amaç ve görevleri ... kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya ... çalışmaktır." (Anayasa)
-
Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları
- "Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar."
-
Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme
- "Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması
-
[isim]
Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe
- DAĞLIK
-
-
[sıfat]
Birçok dağın bulunduğu, dağlarla kaplı (bölge)
-
[sıfat]
Birçok dağın bulunduğu, dağlarla kaplı (bölge)
- DAMBIL
- ...
- TOYDAN
-
-
[isim]
Toy kuşunun iri bir türü
-
[isim]
Toy kuşunun iri bir türü
- DANTEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Her türlü iplikle örülen veya bir kumaşın kenarına işlenen türlü biçimde ince ve ağ görünümünde örgü, tentene
- "Gözlerini açıp Maviş Hanımı elinde tığ, pencerenin önüne oturmuş, sabırla dantel örüyor görmüyor mu?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Her türlü iplikle örülen veya bir kumaşın kenarına işlenen türlü biçimde ince ve ağ görünümünde örgü, tentene
- İHTİDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başka bir dinden çıkıp Müslüman olma
-
[isim]
Başka bir dinden çıkıp Müslüman olma
- ÇAVDAR
-
-
[isim]
Buğdaygillerden, unlu tane veren bir bitki (Secale cereale)
-
Bu bitkinin esmer ve uzun tanesi
-
[isim]
Buğdaygillerden, unlu tane veren bir bitki (Secale cereale)
- DANDİK
-
-
[sıfat]
Düşük nitelikli
-
Düzmece
-
[sıfat]
Düşük nitelikli
- VİCDAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç
- "Tüm insanlar dünyaya, kafa ve yüreklerinde bir iç mahkeme ile gelirler. Bunun adına vicdan denir." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç
- DİZDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kale muhafızı, kale bekçisi
- "'Bunlar şehir subaşısının adamları, dizdarlarıydı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kale muhafızı, kale bekçisi
- RUANDA
- ...
- SEDALI
-
-
[sıfat]
Ötümlü
-
[sıfat]
Ötümlü