İçinde da olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde DA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında da olan kelimeler listesine ya da Sonu da ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A D Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AD

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BİDAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler
  2. Sonradan türeyen şey

İKDAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gayretle çalışma, sürekli uğraşma

RODAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir motorun yavaş yavaş çalıştırılarak alıştırılması

FUNDA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Süpürge otu

DALAK

  1. [isim] Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
  2. Omurgalı hayvanlarda lenf bezine benzeyen ve kan damarları çok olan bir organ
  3. Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri
  4. Bal peteği

FEDAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse, serdengeçti
    • "Senin yanına fedai yazılacağım ve dini bir uğruna çalışacağım." (Refik Halit Karay)
  2. Bir kimseyi veya bir yeri koruyan kimse
    • "İlk zamanlar sadık fedailerini sık sık gelip yokladılar." (Haldun Taner)

İHDAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ortaya çıkarma, meydana getirme
  2. Kurma

BORDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Geminin veya kayığın yanı
    • "Bordaya vuran küçük dalgaların serpintisi ara sıra muşamba şilteleri ıslatıyordu." (Haldun Taner)
    • "Genç kadın rahat binmek için onu eliyle tutup borda bordaya yanaştırdı." (Refik Halit Karay)

İDADİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Lise derecesindeki okul

YARDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] 91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi

DAİRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yapının konut olarak kullanılan bölümlerinden her biri, kat
    • "Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş." (Halit Fahri Ozansoy)
  2. Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri
    • "Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi." (Refik Halit Karay)
  3. Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
  4. Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm
    • "Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü
    • "Mantık dairesinde konuşmak."
  6. Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
  7. Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

DANIŞ

  1. [isim] Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere

FONDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Geminin demir attığı yer
  2. [ünlem] Gemiler için demir atma komutu

MANDA

  1. [isim] Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)

AİDAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
    • "... üye aidatının sendikaya ödenme şekli kanunla düzenlenir." (Anayasa)
  2. Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para
  3. Kesenek

DAVAR

  1. [isim] Koyun ve keçiye verilen ortak ad
    • "Davar güden, tarlaya bakan, odun kesmeye giden hep benim..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Koyun veya keçi sürüsü
    • "Çoban davarı yaymaya götürdü."

MAADA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] -den başka, gayri
    • "Karakol Cemiyeti'nin de İstanbul'dan maada, Bursa havalisinde de faaliyette bulunduğu anlaşıldı." (Atatürk)

TADAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sayma
  2. Sayım
  3. Sayarak yoklama yapma

HAYDA

  1. [ünlem] Hayvanları harekete geçirmek için kullanılan söz
  2. Şaşkınlık belirten bir söz

PEYDA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Belli, açık, peydah
    • "Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Tepeye tırmandıkça başımızın üstünde koyu mor bir aydınlık peyda oluyor." (Aka Gündüz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü