İçinde da olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde DA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında da olan kelimeler listesine ya da Sonu da ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler
-
Sonradan türeyen şey
-
[isim]
İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler
- İKDAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
-
[isim]
Gayretle çalışma, sürekli uğraşma
- RODAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir motorun yavaş yavaş çalıştırılarak alıştırılması
-
[isim]
Bir motorun yavaş yavaş çalıştırılarak alıştırılması
- FUNDA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Süpürge otu
-
[isim]
Süpürge otu
- DALAK
-
-
[isim]
Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
-
Omurgalı hayvanlarda lenf bezine benzeyen ve kan damarları çok olan bir organ
-
Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri
-
Bal peteği
-
[isim]
Midenin arkasında, diyaframın altında, sol böbreğin üstünde, yassı, uzunca, akyuvar üreten ve yıpranmış alyuvarları toplayan, damarlı, gevşek bir dokudan oluşmuş organ
- FEDAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse, serdengeçti
- "Senin yanına fedai yazılacağım ve dini bir uğruna çalışacağım." (Refik Halit Karay)
-
Bir kimseyi veya bir yeri koruyan kimse
- "İlk zamanlar sadık fedailerini sık sık gelip yokladılar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse, serdengeçti
- İHDAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ortaya çıkarma, meydana getirme
-
Kurma
-
[isim]
Ortaya çıkarma, meydana getirme
- BORDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin veya kayığın yanı
- "Bordaya vuran küçük dalgaların serpintisi ara sıra muşamba şilteleri ıslatıyordu." (Haldun Taner)
- "Genç kadın rahat binmek için onu eliyle tutup borda bordaya yanaştırdı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Geminin veya kayığın yanı
- İDADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Lise derecesindeki okul
-
[isim]
Lise derecesindeki okul
- YARDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi
-
[isim]
91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi
- DAİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yapının konut olarak kullanılan bölümlerinden her biri, kat
- "Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri
- "Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi." (Refik Halit Karay)
-
Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
-
Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm
- "Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler." (Memduh Şevket Esendal)
-
Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü
- "Mantık dairesinde konuşmak."
-
Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
-
Saz takımında usul vurmaya yarayan tef
-
[isim]
Bir yapının konut olarak kullanılan bölümlerinden her biri, kat
- DANIŞ
-
-
[isim]
Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere
-
[isim]
Önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, müşavere
- FONDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin demir attığı yer
-
[ünlem]
Gemiler için demir atma komutu
-
[isim]
Geminin demir attığı yer
- MANDA
-
-
[isim]
Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)
-
[isim]
Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)
- AİDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
- "... üye aidatının sendikaya ödenme şekli kanunla düzenlenir." (Anayasa)
-
Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para
-
Kesenek
-
[isim]
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
- DAVAR
-
-
[isim]
Koyun ve keçiye verilen ortak ad
- "Davar güden, tarlaya bakan, odun kesmeye giden hep benim..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Koyun veya keçi sürüsü
- "Çoban davarı yaymaya götürdü."
-
[isim]
Koyun ve keçiye verilen ortak ad
- MAADA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
-den başka, gayri
- "Karakol Cemiyeti'nin de İstanbul'dan maada, Bursa havalisinde de faaliyette bulunduğu anlaşıldı." (Atatürk)
-
[zarf]
-den başka, gayri
- TADAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayma
-
Sayım
-
Sayarak yoklama yapma
-
[isim]
Sayma
- HAYDA
-
-
[ünlem]
Hayvanları harekete geçirmek için kullanılan söz
-
Şaşkınlık belirten bir söz
-
[ünlem]
Hayvanları harekete geçirmek için kullanılan söz
- PEYDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Belli, açık, peydah
- "Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Tepeye tırmandıkça başımızın üstünde koyu mor bir aydınlık peyda oluyor." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Belli, açık, peydah