İçinde d olan 9 harfli 1402 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BANGLADEŞ
- ...
- CELADETLİ
- ...
- DAVACILIK
-
-
[isim]
Davacı olma durumu
-
[isim]
Davacı olma durumu
- DENKLEMEK
-
-
[-i]
Denk duruma getirmek
- "Emri alır almaz yatağı yorganı, bakırı, çamaşırı denkledi." (Etem İzzet Benice)
-
[-i]
Denk duruma getirmek
- DERLENMEK
-
-
[nsz]
Derleme işi yapılmak, toplanmak, düzene girmek
-
[nsz]
Derleme işi yapılmak, toplanmak, düzene girmek
- DOLDURMAK
-
-
[-i]
Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek
- "Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu." (Refik Halit Karay)
-
Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek
-
[nsz]
Ateşli silahların içine mermi sürmek
- "İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak
- "Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Yaşını, yılını bitirmek
- "Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı." (Orhan Veli Kanık)
-
Ses, koku yayılıp kaplamak
- "Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Belirli bir süreyi kaplamak, almak
- "Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti." (Ayla Kutlu)
-
[-le]
Canlılık kazandırmak
- "Evi sade sesiyle değil, vücudu ile de doldurdu." (Haldun Taner)
-
Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek
- "Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek
- DÖNÜŞÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Değişen, sıra ile olan
- "Dönüşümlü yayın."
-
[zarf]
Değişerek, sıra ile
-
[sıfat]
Değişen, sıra ile olan
- DUYABİLME
- ...
- GİRDİRMEK
- ...
- İSTİDATLI
-
-
[sıfat]
Yetenekli
- "İnsanların büyük talihi yaşamaktan zevk almayan son derece istidatlı bir ruha sahip olarak bu dünyaya gelmeleridir." (Şevket Rado)
-
[sıfat]
Yetenekli
- ÖLDÜRTMEK
-
-
[-i]
Öldürme işini yaptırmak
-
[-i]
Öldürme işini yaptırmak
- RADYOFOTO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fotoğraf, yazı vb. görüntülerin radyo dalgalarıyla uzaktan iletilmesini sağlayan sistem
-
Bu sistemle alınan fotoğraf
-
[isim]
Fotoğraf, yazı vb. görüntülerin radyo dalgalarıyla uzaktan iletilmesini sağlayan sistem
- BAĞDALAMA
-
-
[isim]
Bağdalamak işi
-
[isim]
Bağdalamak işi
- DEMOKRASİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık
-
[isim]
Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi, el erki, demokratlık
- DESTEKSİZ
-
-
[sıfat]
Desteği olmayan, desteklenmemiş
-
[sıfat]
Desteği olmayan, desteklenmemiş
- DÖKÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- "Ortalıkta yorgan, döşek, sandık, sepet; tıpkı yangından kaçmış ailelerin döküntülü, bıkkın tablosu..." (Çetin Altan)
-
Deride döküntü ile görülen, döküntü ile beliren (hastalık)
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- DÖRTÇEKER
-
-
[isim]
Çekiş gücünü ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda eşit olarak dağıtan sistem
-
[isim]
Çekiş gücünü ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda eşit olarak dağıtan sistem
- FEODALLİK
-
-
[isim]
Derebeylik, derebeyi olma durumu
- "Osmanlı hâkimiyeti Sırp feodalliğine nihayet verdiği için halk yığınları memnundu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Derebeylik, derebeyi olma durumu
- HAYDUTLUK
-
-
[isim]
Haydut olma durumu veya haydutça iş, şakilik, şekavet
-
[isim]
Haydut olma durumu veya haydutça iş, şakilik, şekavet
- KUMANDALI
-
-
[sıfat]
Kumandası olan
-
[sıfat]
Kumandası olan