İçinde d olan 6 harfli 792 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DİREME

  1. [isim] Diremek işi

FEDERE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bir federasyona bağlı olan
  2. [isim] Bir konfederasyonun üyesi

GEDMEK

  1. [-i] Gedik açmak, çentmek, delmek

KODEİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Afyondan çıkarılan ve öksürüğü kesmeye yarayan bir alkaloit

MÜDRİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İdrarı artıran, idrar söktürücü
    • "Müdrir bir ilaç."

TENDER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Lokomotifin arkasına bağlanan, gerekli yakıtı, suyu taşıyan vagon

DİŞLEK

  1. [sıfat] Dişleri dışarıya doğru çıkık olan (kimse)
    • "Kız, hafifçe dişlektir, gülünce belli olur." (Refik Halit Karay)
  2. Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen (kimse)
    • "Hacı Resul'e gelince Çatalkaya'nın ve başka köylerin en dişlek kodamanıydı." (Halikarnas Balıkçısı)

İHTİDA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başka bir dinden çıkıp Müslüman olma

KENDİR

  1. [isim] Kenevir
  2. [sıfat] Kenevirden yapılmış

SAYDAM

  1. [sıfat] İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf
    • "Atlet vücudunu bütünüyle gösteren, saydam bir sabahlık giymişti." (Atilla İlhan)
  2. [isim] Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöz ve projeksiyona konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt
  3. [isim] Diyapozitif
  4. [isim] Asetat
  5. Açık seçik, belirgin
    • "Karmaşık gibi gözüken sorun son günlerde saydam bir görünüş kazandı."

VARİDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gelen şey
  2. Gelen evrak

DECCAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Yalancı, fesat, dedikoducu (kimse)

DEŞMEK

  1. [-i] Oymak, delmek, yara açmak, içini açmak, karıştırmak, kazmak
  2. Bir sorunun üzerinde yeniden durmak, hatırlatmak, kurcalamak
    • "Bu hatıraları daha deşmek istemiyorum." (Halide Edip Adıvar)

DİZGİN

  1. [isim] Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış
    • "Kötülerin pek azı terbiyeye ve dizgine gelebilir." (Tarık Buğra)
    • "Uykusunun dizginlerini ele almak ve istediği zaman uyanmak." (Peyami Safa)
    • "O koşturmalar yakayı kaptırışın, dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona." (Tarık Buğra)

TEMDİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uzatma, sürdürme

ANADUT

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ekin ve ot demetlerini arabaya yüklemeye veya harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç dişli, ahşap araç

BENDİR

  1. [isim] Alaturka çalgı aleti

DIZLAK

  1. [sıfat] Dazlak

DUYMAK

  1. [-i] Bilgi almak, öğrenmek, haber almak
    • "Yaptıklarını duydum."
  2. İşitmek, ses almak
    • "Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek
    • "Yüzme denilen mucizeyi ancak beş altı sene sonra avuçlarımızın içinde duyabilecektik." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  4. Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek
    • "Elimin üzerinde bir böceğin gezdiğini duydum."
  5. [nsz] Bir ruh durumu içine girmek
    • "Hakiki bedbahtlar, sefaletlerini birdenbire açığa vurmaktan utanç duyarlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. [nsz] Sezmek, fark etmek, hissetmek
    • "Güzel olmasın fakat ruhu olsun, bir şey duysun." (Hüseyin Cahit Yalçın)

SÜNDÜS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İpin yanı sıra altın ve gümüş tellerle dokunan, kaftan ve giysi dikiminde kullanılan bir tür ipekli kumaş

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü