İçinde d olan 6 harfli 792 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BUĞDAY
-
-
[isim]
Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum)
-
Bu bitkinin başaktan ayrılıp öğütülmesiyle elde edilen tanesi
-
[isim]
Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum)
- ÇİVİDİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Çivit rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Yalnız o, Fatma gibi üst yanı cepli, çividi mavi ceket yaptırmamıştı." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Çivit rengi
- DEĞNEK
-
-
[isim]
Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa, çomak
- "Testiyi bir eline, değneğini ötekine alır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Değnekle atılan dayak
-
[isim]
Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa, çomak
- MÜDDEA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İddia edilen
-
[sıfat]
İddia edilen
- ODAŞIK
- ...
- SAFDİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kolayca aldatılan, saf (kimse)
- "Bir safdil hanımefendi, kızıma iyi bir koca bulduğunu yemin billah anlattı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kolayca aldatılan, saf (kimse)
- TOYDAN
-
-
[isim]
Toy kuşunun iri bir türü
-
[isim]
Toy kuşunun iri bir türü
- DENSİZ
-
-
[sıfat]
Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse)
- "Babasız büyümüş, anasından yüz bulmuş, densiz, şımarık, münasebetsiz bir haşarı." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Yakışıksız ve saygısızca davranan (kimse)
- DUBLAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Seslendirme
-
Yabancı dildeki filmlerin başka bir dile çevrilmesi işi
- "Bazı kere bana hani film Türkçeleştirirler ya, dublaj mıdır nedir, öyle bir şey yapıyormuşum gibime geliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Seslendirme
- NEREDE
-
-
[zarf]
Hangi yerde?
- "Bu kadın nerede imiş, babası onu nerede görmüş?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Senin filozofluğun nerede kaldı?" (Ömer Seyfettin)
- "O kendisi bilmez, nerede kaldı ki başkasına öğretsin."
- "Ben nerede sen orada."
-
[ünlem]
"İmkânsız" anlamında bir söz
- "Sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım. Nerede!" (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Hangi yerde?
- SIRDAŞ
-
-
[isim]
Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem
- "Her konuda yardımcı olabilecek güvenilir bir sırdaş bulmam gerekiyordu." (Refik Erduran)
- "Bu kolay işi güçleştirme yavrum; arkadaş ol benimle, sırdaş ol." (Turan Oflazoğlu)
-
Birinin sırrını bilecek kadar ona yakın olan kimse
-
[isim]
Birinin sırlarını bilen kimse, mahrem
- TEMADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- "Bir zevk, bir lezzet temadi ederse artık fark olunmamaya başlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- BEYDAĞ
- ...
- DERUNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İçle ilgili, içten
- "Seven insanda fiziki güzelliklerin deruni taraflarını gören gözler olurmuş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özünlü
-
[sıfat]
İçle ilgili, içten
- DİNSEL
-
-
[sıfat]
Dinî
-
[sıfat]
Dinî
- DİRHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okkanın dört yüzde birine eşit olan, 3,207 g'lık eski bir ağırlık ölçüsü
- "Üstadı, profesörle taban tabana zıt yaradılışlı bir insandı yani dirhemle lakırtı söylüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir tür gümüş para
-
[isim]
Okkanın dört yüzde birine eşit olan, 3,207 g'lık eski bir ağırlık ölçüsü
- DÜLGER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse
- "Rumeli Hisarı'nda Fatih Sultan Mehmet'in duvarcı ve dülgerleri, Bizans üzerine açılacak büyük savaşın namlı hisarını ya bugün yükseltecek ya yarın." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse
- DİLMAÇ
-
-
[isim]
Çevirmen
- "Almanyalı ile anlaşabilmek için bu Maltalıyı dilmaç olarak tutmuşlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çevirmen
- DIZLAK
-
-
[sıfat]
Dazlak
-
[sıfat]
Dazlak
- DOKSAN
-
-
[isim]
Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 90, XC rakamlarının adı
-
[sıfat]
Dokuz kere on, seksen dokuzdan bir artık
-
[isim]
Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı