İçinde d olan 5 harfli 649 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DERYA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Deniz
  2. Bilgili kimse
  3. Bir şeyin bol olduğu yer
    • "Kasaba baştan başa bir çamur deryası hâlini alır." (Sait Faik Abasıyanık)

DİREY

  1. [isim] Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü, fauna
  2. Bu hayvanların tanımını yapan eser

DÖVİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ülkeler arası ödemelerde kullanılabilecek para, çek, poliçe vb. her türlü ödeme aracı
  2. Yabancı ülke parası
  3. Propaganda, tanıtma amacıyla üzeri yazılmış bez veya karton

DULUK

  1. [isim] Yüz
  2. Şakak
  3. Yüzün şakakla çene arasındaki yanı
  4. Şakak üzerinde saç ile sakalın birleşimi olan kısım, favori

KENDİ

  1. [zamir] İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat
    • "Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ertesi sabah beni balığa çıkarken uyandırmayacaklardı. Bırakacaklardı kendi hâlime." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bizim gibi dış âlemle münasebetleri aksamış, kendi içine çekilip kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım senin yavrum?" (Turan Oflazoğlu)
  2. Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz
    • "Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz."
    • "Sonunda kendine gelen İnce Memed hemen abasını soyundu." (Yahya Kemal)
    • "O hayalleri kuran da o hatıralara kendini bırakan da bugünkü ben değil miyim?" (Nurullah ataç)
    • "Onlar benim dostlarım, kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil." (Ayşe Kulin)
  3. Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirten bir söz
    • "Kendi yapacağı işi bırakır, âleme öğüt vermeye kalkar." (Burhan Felek)
    • "Pencere kenarında, uzun bir mindere kendini bıraktı, gözlerini kapadı, öylece kaldı." (Peyami Safa)
    • "Kendini, çiğ ve yakıcı ışık çerçevesi içinde bulur bulmaz, ter boğmasına uğradı." (Atilla İlhan)
    • "Geçen sene bir buçuk şişe içti, biraz kendini toparladı." (Memduh Şevket Esendal)
  4. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılan bir söz
    • "Kendileri evde yoklar mı?"
    • "Kendimi bildim bileli hep bu bozuk makine seslerini duyarım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DETAY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ayrıntı

DÜRTÜ

  1. [isim] Bedensel veya ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı türlü tepkilere sürükleyebilen içten gelen gerilim
    • "Sevgi bir dürtüdür."

EFDAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Erdemli
  2. Yeğ tutulan, tercih edilen

HİDRA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hidralar takımından, 1 cm uzunluğundaki, vücudu torba biçiminde, ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan tatlı su hayvanı (Hydra)

ODALI

  1. [sıfat] Herhangi bir sayıda odası olan
    • "Bunlara Yenişehir'de, üç odalı bir ev de buldum." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [isim] Topkapı Sarayı'nda oturan saray adamları

KUNDA

  1. [isim] Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek

CUNDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yatay serenlerin her iki başı

DALIZ

  1. [isim] İç kulaktaki kemik dolambacın orta bölümü

DELİK

  1. [isim] Dar, küçük açıklık
    • "İğne deliği. Burun deliği."
    • "O nasıl yarmıştı benim kafacığımı, şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Dar, küçük çukur
    • "Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Küçük hayvan yuvası
    • "Fare deliği."
  4. [sıfat] Delinmiş olan
    • "Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum." (Hamdullah Suphi Tanrıöver)
  5. Cezaevi

DURUN
...
SİDİK

  1. [isim] İdrar
    • "Bodrum, şimdi keskin bir eski çamaşır, sidik kokusu içinde idi." (Sait Faik Abasıyanık)

DÖŞEM

  1. [isim] Tesisat, donanım
    • "Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi."

İDRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme
    • "Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var." (Çetin Altan)
    • "Yaşamak onun için sadece, tahminlerinin doğru çıkışını idrak etmek demektir." (Haldun Taner)
  2. Erişme, ulaşma
    • "Cumhuriyetin yetmiş beşinci yılını idrak ettik."
  3. Algı

KADIN

  1. [isim] Erişkin dişi insan, erkek veya adam karşıtı
    • "Yanlarında, kendileriyle ahbaplık edecek dostlar, hizmetlerine koşacak kadınlar veya erkekler görmek isterler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Evlenmiş kız
  3. [sıfat] Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan
  4. Hizmetçi bayan
  5. Bayan
    • "Hintli kadın toplantıyı renklendirmek için herkesin kendisine bazı şeyler sormasını teklif ediyordu." (Burhan Felek)

MEDAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dönence, cezir karşıtı
  2. Dayanak, yardımcı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü