İçinde d olan 5 harfli 649 kelime var. İçerisinde D harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında d harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BADEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Badem ağacı
-
Bu ağacın yaş veya kuru yenilen yemişi
-
[isim]
Badem ağacı
- DÖŞEM
-
-
[isim]
Tesisat, donanım
- "Elektrik döşemi. Sıcak su döşemi."
-
[isim]
Tesisat, donanım
- PEDAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, ayaklık
-
[isim]
Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, ayaklık
- ADRES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir kimsenin arandığında bulunabileceği yer, bulunak
- "Mektuplar gelir adreslerine / Şenyuva apartmanı bodrum katı." (Orhan Veli Kanık)
- "Kendisi, soracak olurlarsa Hayrettin Ağanın adresini vermesini söyledi." (Mahmut Yesari)
-
Gönderilen bir şeyin üzerine, alıcının adını ve bulunduğu yeri bildirmek için yazılan yazı, bulunak
-
[isim]
Bir kimsenin arandığında bulunabileceği yer, bulunak
- DULUK
-
-
[isim]
Yüz
-
Şakak
-
Yüzün şakakla çene arasındaki yanı
-
Şakak üzerinde saç ile sakalın birleşimi olan kısım, favori
-
[isim]
Yüz
- DUYUŞ
-
-
[isim]
Duyma işi veya biçimi
-
Seziş
-
[isim]
Duyma işi veya biçimi
- HEDİK
-
-
[isim]
Kaynatılmış buğday, bulgur, mısır vb. şeyler
-
[isim]
Kaynatılmış buğday, bulgur, mısır vb. şeyler
- DALYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[ünlem]
Bir şey sayılırken birim olarak alınan sayıya gelindiğinde söylenen uyarma sözü
- "Dalya yüz! Dalya iki yüz!"
-
Çocuk oyunlarında önceden belirlenen bir aşamaya gelme anında söylenen söz
-
[ünlem]
Bir şey sayılırken birim olarak alınan sayıya gelindiğinde söylenen uyarma sözü
- DİLİM
-
-
[isim]
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça
- "Biraz çay, birkaç dilim tereyağlı ekmek." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Radyatör parçalarından her biri
-
Değişik anlatı türü, masal, efsane, bilmece vb. bir metnin, bir eserin aslından az çok ayrılan değişik biçimli olanı, epizot
-
[isim]
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça
- DONÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Verici
-
[isim]
Verici
- DOĞUŞ
-
-
[isim]
Doğma işi veya biçimi
- "Senelerden beri güneşin doğuşunu seyretmedim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Doğma işi veya biçimi
- DÜZEM
-
-
[isim]
Bir birleşiğe veya bir karışıma girecek madde miktarlarının belirtilmesi, dozaj
-
Düzey
- "Bu filmleri, Türk sinemasına insancıl ve belli bir düzemde yeraltı gerçekliği getiren yapıtlardır." (Selim İleri)
-
[isim]
Bir birleşiğe veya bir karışıma girecek madde miktarlarının belirtilmesi, dozaj
- DÜZME
-
-
[isim]
Düzmek işi
-
[sıfat]
Gerçek olmayan, aslına benzetilerek uydurulan, uydurma, sahte
- "Düzme senet. Düzme belge."
-
[isim]
Düzmek işi
- ERDEM
-
-
[isim]
Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet
- "Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya." (Necati Cumalı)
-
İnsanın ruhsal olgunluğu
-
[isim]
Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet
- FEDAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse, serdengeçti
- "Senin yanına fedai yazılacağım ve dini bir uğruna çalışacağım." (Refik Halit Karay)
-
Bir kimseyi veya bir yeri koruyan kimse
- "İlk zamanlar sadık fedailerini sık sık gelip yokladılar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse, serdengeçti
- DİNEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Din bakımından
-
[zarf]
Din bakımından
- DOGMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi
-
Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas, inak
- "Dogmaların en geçerli olduğu alan din alanıdır, burada yalnızca inanılır." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi
- DÖNER
-
-
[sıfat]
Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen
- "Döner dolap"
-
[isim]
Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılan kebap, döner kebap
- "Lokantaların vitrinlerinde, mis kokularla dönerler pişiyordu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Döner sermaye
-
[sıfat]
Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen
- DURGU
-
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
-
Bir müzik eserinde, bitiş etkisi yapan armonik zincirlemeler bütünü
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
- ENDAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Vücut, beden, boy bos
- "Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Vücut, beden, boy bos