İçinde dök olan 28 kelime var. İçerisinde DÖK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dök olan kelimeler listesine ya da Sonu dök ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
DÖKMECİLİK, DÖKÜMCÜLÜK, DÖKÜMLEMEK, DÖKÜNTÜSÜZ, PALANDÖKEN
DÖKTÜRMEK, DÖKÜMHANE, DÖKÜMLEME, DÖKÜNTÜLÜ
DÖKTÜRME, DÖKÜKLÜK, DÖKÜLGEN, DÖKÜLMEK, DÖKÜMEVİ, DÖKÜNMEK, KÜLDÖKEN, NALDÖKEN
DÖKMECİ, DÖKÜLME, DÖKÜLÜŞ, DÖKÜMCÜ, DÖKÜMLÜ, DÖKÜNME, DÖKÜNTÜ
DÖKMEK
DÖKME, DÖKÜK, DÖKÜM
D K Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ÖD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖKMECİLİK
-
-
[isim]
Dökümcülük
-
[isim]
Dökümcülük
- DÖKÜMCÜLÜK
-
-
[isim]
Dökümcünün işi ve zanaatı, dökmecilik
-
[isim]
Dökümcünün işi ve zanaatı, dökmecilik
- PALANDÖKEN
-
-
[isim]
Taşlık yokuş
-
[isim]
Taşlık yokuş
- DÖKÜMLEMEK
-
-
[-i]
Bir işin dökümünü yapmak
-
[-i]
Bir işin dökümünü yapmak
- DÖKÜNTÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Döküntüsü olmayan
-
[sıfat]
Döküntüsü olmayan
- DÖKTÜRMEK
-
-
[-e]
Dökme işini yaptırmak
-
[nsz]
Kolaylıkla ve güzel söylemek, yazmak veya oynamak
- "Walter Scott da bir tek çizik olmadan dört yüz, beş yüz sayfa döktürürmüş." (Salâh Birsel)
-
[-e]
Dökme işini yaptırmak
- DÖKÜMHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Dökümevi
-
[isim]
Dökümevi
- DÖKÜMLEME
-
-
[isim]
Dökümlemek işi
-
[isim]
Dökümlemek işi
- DÖKÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- "Ortalıkta yorgan, döşek, sandık, sepet; tıpkı yangından kaçmış ailelerin döküntülü, bıkkın tablosu..." (Çetin Altan)
-
Deride döküntü ile görülen, döküntü ile beliren (hastalık)
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- DÖKÜLGEN
-
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
- DÖKÜNMEK
-
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- "Su dökünmek."
-
Rahat bir kıyafet giymek
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- DÖKTÜRME
-
-
[isim]
Döktürmek işi
-
[isim]
Döktürmek işi
- KÜLDÖKEN
-
-
[isim]
Kadın, eş
-
[isim]
Kadın, eş
- NALDÖKEN
-
-
[isim]
Taşlı, çakıllı yol
-
[isim]
Taşlı, çakıllı yol
- DÖKÜKLÜK
-
-
[isim]
Dökülmüş olma durumu
-
[isim]
Dökülmüş olma durumu
- DÖKÜMEVİ
-
-
[isim]
Fabrikalarda döküm yapılan yer, dökümhane
-
[isim]
Fabrikalarda döküm yapılan yer, dökümhane
- DÖKÜLMEK
-
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- "Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kumaş dökümlü olmak
-
Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak
-
[-e]
Düşmek
- "Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Çıkmak, ortaya konulmak
- "Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kaplamak, yayılmak
- "Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Salınmak, serbest bırakılmak
- "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
- "Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek
- "Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Çok yorgun, hasta olmak
- "Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler." (Tarık Buğra)
-
Akarsular, göl veya denize akmak
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- DÖKÜLME
-
-
[isim]
Dökülmek işi
-
[isim]
Dökülmek işi
- DÖKÜNME
-
-
[isim]
Dökünmek işi
-
[isim]
Dökünmek işi
- DÖKÜMCÜ
-
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci
-
[isim]
Döküm işleri yapan kimse, dökmeci