İçinde ci olan 4 harfli 24 kelime var. İçerisinde Cİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ci olan kelimeler listesine ya da Sonu ci ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ELCİ
-
-
[isim]
Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse
-
[isim]
Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse
- RACİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Geri dönen
- "Bu sözün ona raci olmadığını temin ederim."
-
Dokunan, ilgilendiren, dayanan
-
[sıfat]
Geri dönen
- ACİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük
- "Adamın aczine şaşmaktan kendimi alamıyorum." (Refik Halit Karay)
-
Beceriksizlik
- "Aczini bilmek de bir meziyettir." (Ömer Seyfettin)
-
Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu
-
[isim]
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük
- CİCİ
-
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden
- "Ümit! Ah benim cici kardeşim." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Sevimli, cana yakın, hoş, güzel, hoşa giden
- CİRO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir ticaret senedinin alacaklı tarafından arkasına gereken yazının yazılıp imza edilerek üçüncü bir kişiye devredilmesi
- "Ettiğim masrafın yüzde elli kârını bulsam Madam Elizabeth'in pansiyonuna ciro edeceğim." (Aka Gündüz)
-
İş hacmi
-
[isim]
Bir ticaret senedinin alacaklı tarafından arkasına gereken yazının yazılıp imza edilerek üçüncü bir kişiye devredilmesi
- İNCİ
-
-
[isim]
İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
- "Pek âlâ elinde inci gibi yazısı var, daha ziyade okuyup da ne olacak?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu tanelerden oluşan takı
- "Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu." (Necati Cumalı)
-
Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle
-
[isim]
İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
- BOCİ
-
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
- EVCİ
-
-
Tatil günlerini evinde geçiren yatılı öğrenci, er vb
-
Tatil günlerini evinde geçiren yatılı öğrenci, er vb
- CİDE
- ...
- ACİP
- ...
- ECİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevap
- "Bu sabrın ecri büyüktür." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Ücret
-
[isim]
Sevap
- CİPS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İnce, yuvarlak kesilerek kızartılmış patates
-
[isim]
İnce, yuvarlak kesilerek kızartılmış patates
- CİLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- "Çocukluk günlerin hatırası zihinlerine cila vermişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Parlaklık
-
Gereksiz süs, gösteriş
-
[isim]
Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- FECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
- "İkimiz de feci bir akıbete doğru yuvarlanıyoruz." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Acıklı, çok acıklı, yürekler acısı, trajik
- SECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nesirde yapılan uyak
-
[isim]
Nesirde yapılan uyak
- ACİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
- "Acil işleri varmış."
-
[sıfat]
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
- NECİ
-
-
[isim]
Ne iş yapar, ne ile uğraşır?
- "Bu adam necidir?"
- "Benim babam neciydi anne?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sen neci oluyorsun, kendi işine bak!"
-
[isim]
Ne iş yapar, ne ile uğraşır?
- CİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Leş
-
[sıfat]
İğrenç
- "Sonunda öldü, bu cife dünyadan kurtuldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Leş
- İZCİ
-
-
[isim]
İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
-
Dayanışma ve yardımlaşma duygularını geliştirmek, ruhça ve bedence güçlendirilmek için kamplarda ve okullarda eğitilen genç
- "Tam bu sırada, sokağın başından bir izci alayı sökün etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
İz güderek aradığını bulabilen kimse, keşşaf
- ŞECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit