İçinde cere olan 19 kelime var. İçerisinde CERE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cere olan kelimeler listesine ya da Sonu cere ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BECEREBİLMEK
BECEREBİLME
CEREYANSIZ, PENCERECİK, PENCERESİZ, ŞECERENAME
CEREYANLI, MUHACERET, PENCERELİ
ŞECERECİ, ŞECERELİ
CEREYAN, İNCEREK, LACEREM, PENCERE, TENCERE
CEREME, ŞECERE
CEREN
C E E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ERCE
3 Harfli Kelimeler
CER, ECE
2 Harfli Kelimeler
CE, ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BECEREBİLMEK
-
-
[-i]
Becerme imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[-i]
Becerme imkânı veya olasılığı bulunmak
- BECEREBİLME
-
-
[isim]
Becerebilmek işi
-
[isim]
Becerebilmek işi
- CEREYANSIZ
- ...
- ŞECERENAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soy ağacını gösteren kitap veya yazı
-
[isim]
Soy ağacını gösteren kitap veya yazı
- PENCERESİZ
-
-
[sıfat]
Penceresi olmayan
- "İçeride, penceresiz, dört köşe odanın içine otuz beş kişiyi yığıvermişler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Penceresi olmayan
- PENCERECİK
- ...
- CEREYANLI
-
-
[sıfat]
Akıntılı
-
Akımlı
-
[sıfat]
Akıntılı
- MUHACERET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göç, göçme
-
Yaşamakta olduğu ülkeden yabancı bir ülkeye uzun veya kısa süreli yerleşmek için gitme
-
[isim]
Göç, göçme
- PENCERELİ
-
-
[sıfat]
Penceresi olan
- "O sekiz pencereli odayı bir türlü açamadı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Penceresi olan
- ŞECERELİ
-
-
[sıfat]
Şeceresi olan, oldukça uzak bir ataya kadar dedeleri belli olan
- "... bir Osmanlı şehzadesi, hülasa şecereli bir asil." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Şeceresi olan, oldukça uzak bir ataya kadar dedeleri belli olan
- ŞECERECİ
-
-
[isim]
Şecere tutan kimse
-
[isim]
Şecere tutan kimse
- TENCERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- "Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- İNCEREK
-
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik
- "İncerek, uzunca boylu, düzgünce yüzlü, sessiz, terbiyeli bir oğlan." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik
- PENCERE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- "Bavulu açtım, kâğıdı parçaladım, pencereden attım." (Refik Halit Karay)
- "Bir insana bir şey öğrettiğiniz, ona yeni bir pencere açtığınız zamanki o parlayan bakışlar var ya, hocanın en büyük mükâfatı budur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık
- CEREYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- "Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Düzbel'de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir şeyin gelişme, olma durumu
- "En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak." (Refik Halit Karay)
-
Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket
- "Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı." (Cemil Meriç)
-
Akım
- "Elektrik cereyanı."
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- LACEREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Elbette
-
[zarf]
Elbette
- ŞECERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı
-
Atların soyunun yazılı olduğu çizelge
-
[isim]
Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı
- CEREME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkası tarafından yapılan veya kaza sonucu ortaya çıkan zarar
-
[isim]
Başkası tarafından yapılan veya kaza sonucu ortaya çıkan zarar
- CEREN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Ceylan
- "Dedim akça ceren çölde ne gezer ." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Ceylan