İçinde cel olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde CEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cel olan kelimeler listesine ya da Sonu cel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

C E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

CE, EL, LE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ACELELİK
...
DİNCELME

  1. [isim] Dincelmek işi

MÜSTACEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Acele

DERECELİ

  1. [sıfat] Derecesi olan
    • "Balkonda orta dereceli memurlar, zabitler, kadınlar..." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Derecelere ayrılmış, kademeli
    • "Tek dereceli seçim."

FERACELİ

  1. [sıfat] Ferace giymiş olan

CELEPLİK

  1. [isim] Koyun, keçi, sığır vb. kesilecek hayvanların ticaretini yapma işi

ÖNCELEME

  1. [isim] Öncelemek işi, lanse

İNCELTME

  1. [isim] İnceltmek işi veya durumu

ACELETEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Çabucak

ZEVCELİK

  1. [isim] Zevce olma durumu, karılık, eşlik

DÜŞÜNCEL

  1. [sıfat] Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan
  2. Yalnız düşünce ile kavranabilen

GÜNCELİK

  1. [isim] Günce yazılan defter, muhtıra

İNCELEME

  1. [isim] İncelemek işi, tetkik
  2. Bir bilim veya sanat konusunu her yönüyle geniş biçimde açıklayan eser veya yazılı araştırma
    • "İlk çalışmaları daha çok deneme ve inceleme türünde olmuş, bunları edebî hatıraları izlemiştir." (Abdülhak Şinasi Hisar)

SÖZCELEM
...
CELPNAME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çağrı belgesi

YÜCELMEK

  1. [nsz] Yükselmek, yüce bir duruma gelmek

GECELERİ

  1. [zarf] Gece vaktinde
  2. Her gece
    • "Geceleri bile düşsüz koyu bir uyku çeker." (Haldun Taner)

HECELEME

  1. [isim] Hecelemek işi
    • "Çok sürmedi, bir zaman geldi ki Emine işittiği sözü hecelemeye başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

İNCELMEK

  1. [nsz] İnce duruma gelmek
    • "Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış." (Refik Halit Karay)
  2. Zayıflamak
    • "İstasyonda mavi gözleri solmuş, incelmiş bir nefer Hasan'ı karşıladı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Sıvı, koyu durumdan akışkan duruma gelmek, akışkanlığı artmak
  4. Davranışları incelik kazanmak, kibarlaşmak
    • "Avrupa görmüş, incelmiş bir delikanlıya kızların nasıl içi gitmesin." (Haldun Taner)

İNCELTİŞ

  1. [isim] İnceltme işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü