İçinde cel olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde CEL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında cel olan kelimeler listesine ya da Sonu cel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
CE, EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖNCELERİ
-
-
[zarf]
Önceki zamanda, başlangıçta
- "Önceleri kapıldığım münasebetsiz düşünce, kafamdan defolup gitmişti." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Önceki zamanda, başlangıçta
- NİCELEME
-
-
[isim]
Nicelemek işi
-
[isim]
Nicelemek işi
- DİNCELME
-
-
[isim]
Dincelmek işi
-
[isim]
Dincelmek işi
- YÜCELTME
-
-
[isim]
Yüceltmek işi, yükseltme
-
[isim]
Yüceltmek işi, yükseltme
- DÜŞÜNCEL
-
-
[sıfat]
Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan
-
Yalnız düşünce ile kavranabilen
-
[sıfat]
Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan
- YÜCELMEK
-
-
[nsz]
Yükselmek, yüce bir duruma gelmek
-
[nsz]
Yükselmek, yüce bir duruma gelmek
- MÜSTACEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acele
-
[sıfat]
Acele
- HECELEME
-
-
[isim]
Hecelemek işi
- "Çok sürmedi, bir zaman geldi ki Emine işittiği sözü hecelemeye başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Hecelemek işi
- İNCELTME
-
-
[isim]
İnceltmek işi veya durumu
-
[isim]
İnceltmek işi veya durumu
- İNCELTİŞ
-
-
[isim]
İnceltme işi veya biçimi
-
[isim]
İnceltme işi veya biçimi
- ÖNCELEME
-
-
[isim]
Öncelemek işi, lanse
-
[isim]
Öncelemek işi, lanse
- GENCELME
-
-
[isim]
Gencelmek durumu, gençlik
- "Yalnızca gencelme dönemlerinde rastlanılan imkânsız aşk duyarlığıyla suskun, içe dönüktür." (Selim İleri)
-
[isim]
Gencelmek durumu, gençlik
- SÖZCELEM
- ...
- MÜCELLİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ciltçi
-
[isim]
Ciltçi
- DERECELİ
-
-
[sıfat]
Derecesi olan
- "Balkonda orta dereceli memurlar, zabitler, kadınlar..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Derecelere ayrılmış, kademeli
- "Tek dereceli seçim."
-
[sıfat]
Derecesi olan
- GECELERİ
-
-
[zarf]
Gece vaktinde
-
Her gece
- "Geceleri bile düşsüz koyu bir uyku çeker." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Gece vaktinde
- İNCELMEK
-
-
[nsz]
İnce duruma gelmek
- "Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış." (Refik Halit Karay)
-
Zayıflamak
- "İstasyonda mavi gözleri solmuş, incelmiş bir nefer Hasan'ı karşıladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Sıvı, koyu durumdan akışkan duruma gelmek, akışkanlığı artmak
-
Davranışları incelik kazanmak, kibarlaşmak
- "Avrupa görmüş, incelmiş bir delikanlıya kızların nasıl içi gitmesin." (Haldun Taner)
-
[nsz]
İnce duruma gelmek
- CELPNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çağrı belgesi
-
[isim]
Çağrı belgesi
- GÖRECELİ
-
-
[sıfat]
Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif
- "Bütün bu tarihler göreceli işaretlerdir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif
- CELEPLİK
-
-
[isim]
Koyun, keçi, sığır vb. kesilecek hayvanların ticaretini yapma işi
-
[isim]
Koyun, keçi, sığır vb. kesilecek hayvanların ticaretini yapma işi