İçinde ce olan 7 harfli 200 kelime var. İçerisinde CE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ce olan kelimeler listesine ya da Sonu ce ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İNCELİŞ
-
-
[isim]
İncelme işi veya biçimi
-
[isim]
İncelme işi veya biçimi
- SENCESİ
- ...
- SİZCESİ
- ...
- ÖYKÜNCE
-
-
[isim]
Fabl
-
[isim]
Fabl
- CEMETME
-
-
[isim]
Cemetmek işi
-
[isim]
Cemetmek işi
- GÜCENİK
-
-
[sıfat]
Gücenmiş, kırılmış, incinmiş, küskün (kimse)
-
[sıfat]
Gücenmiş, kırılmış, incinmiş, küskün (kimse)
- CEZBELİ
-
-
[sıfat]
Cezbesi olan
- "Dünyanın bir ucundan cezbeli, keramet ve sır sahibi bir derviş çıkageliyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Cezbesi olan
- BİLMECE
-
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
- "Bu bilmeceyi çözmek için sen de bize katılır mısın?" (Haldun Taner)
-
Bilinmeyen şey, muamma
- "Basit cümleleri bile anlamak güç olurken istihza bir bilmeceye döner." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
- CENABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cünüp
-
Pis, kötü, hoşlanılmayan (kimse veya şey)
- "Cenabet karının oyunları da en aşağı yedi sekiz kısımlıktır, çok bekletir." (Peyami Safa)
-
[isim]
Cünüplük
-
[sıfat]
Cünüp
- CELEPÇİ
- ...
- ARAMİCE
- ...
- CEVAPLI
-
-
[sıfat]
İçinde cevap bulunan, yanıtlı
-
[sıfat]
İçinde cevap bulunan, yanıtlı
- EĞLENCE
-
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- "Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse
- "Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- NİCELİK
-
-
[isim]
Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar, kantite
- "Bir şeyin niceliğinden çok niteliğine önem vermeli."
-
Bir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları
-
Genellikle sayılabilen, toplamı doğrudan sayı olarak belirtilebilen genel özellik
-
[isim]
Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar, kantite
- ACEMİCE
-
-
[zarf]
Toyca, beceriksizce
- "Yeni usul şiirimiz, zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Toyca, beceriksizce
- BEĞENCE
-
-
[isim]
Takriz
-
[isim]
Takriz
- ACELECİ
-
-
[sıfat]
Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul
- "Hakikaten son derece aceleciydi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul
- ENAYİCE
-
-
[zarf]
Enayi gibi, enayicesine
-
[zarf]
Enayi gibi, enayicesine
- CEREYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- "Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Düzbel'de cereyan eden meydan muharebesini İkinci Kılıç Arslan kazandı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir şeyin gelişme, olma durumu
- "En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak." (Refik Halit Karay)
-
Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket
- "Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı." (Cemil Meriç)
-
Akım
- "Elektrik cereyanı."
-
[isim]
Bir yöne doğru akma, akış, akıntı
- İNCEREK
-
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik
- "İncerek, uzunca boylu, düzgünce yüzlü, sessiz, terbiyeli bir oğlan." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Zayıfa yakın, incecik