İçinde ce olan 6 harfli 89 kelime var. İçerisinde CE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ce olan kelimeler listesine ya da Sonu ce ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MERCEK
-
-
[isim]
İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens
-
[isim]
İçinden geçen paralel ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran veya birbirinden uzaklaştıran, camdan veya ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim, adese, lens
- HAİNCE
-
-
[sıfat]
Hain bir anlam taşıyan
- "Bürokrasinin haince kazıklarından birini yemiş olduğu hâlde böyle konuşabiliyordu." (Refik Erduran)
-
[zarf]
Hain bir biçimde
- "Karısına haince davranıyor."
-
[sıfat]
Hain bir anlam taşıyan
- CENNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
- "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
- "Bu cennet gibi yerler gözümde zindan kesiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer
- "Kitap cenneti."
-
[sıfat]
Çok güzel, huzur veren (yer)
- "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?" (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
- ZEKİCE
-
-
[zarf]
Zeki olarak, zekiye uygun bir biçimde
- "Ona göre, Habil'in Kabil'i öldürmesinde zekice bir yan aranmamalıdır." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Zeki olarak, zekiye uygun bir biçimde
- ÜLKECE
-
-
[zarf]
Ülke çapında
- "Sonraki yılların ülkece ünlü bir heykelcisi, kantinde garsonluk yapardı." (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Ülke çapında
- CENKÇİ
-
-
[sıfat]
Savaşçı, kavgacı
-
[sıfat]
Savaşçı, kavgacı
- CEVHER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin özü, maya, gevher
- "Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sofrada biraz fazla kaçırdığı şarabın ateşiyle daha saatlerce cevherler yumurtlayacaktı." (Ömer Seyfettin)
-
Değerli süs taşı, mücevher
-
İyi yetenek
- "Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır." (Peyami Safa)
-
Töz
-
[isim]
Bir şeyin özü, maya, gevher
- KORECE
- ...
- DELİCE
-
-
[sıfat]
Davranışları aşırı, deli gibi olan
- "Bu defterin içine ne delice saadetler yazmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Delicesine
-
[isim]
Buğdaygillerden, genellikle buğday tarlalarında yetişen, tohumu zehirli, yabani bir bitki (Lolium temulentum)
-
[isim]
Aşılanmamış zeytin ağacı, yabani ağaç
-
[isim]
Atmaca, şahin
-
[sıfat]
Davranışları aşırı, deli gibi olan
- CEBBAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kudret sahibi Tanrı
-
[sıfat]
Becerikli, açıkgöz (kadın)
-
Zorlayıcı, zorba
-
[isim]
Kudret sahibi Tanrı
- EPEYCE
-
-
[zarf]
Epey
- "Uyandığım zaman güneşi epeyce yükselmiş buldum." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Epey
- CEFALI
-
-
[sıfat]
Sıkıntı, eziyet çekilen
- "Bedia için hazin ve cefalı bir hayat başladı." (Peyami Safa)
-
Sıkıntıya, eziyete katlanmış veya katlanan
-
[sıfat]
Sıkıntı, eziyet çekilen
- CEMİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gönül alıcı davranış
- "Binecekleri vapur, Konsolosa fevkaladeden bir cemile olarak o turda, pruva direğine Türk bayrağı çekiyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Güzel (kadın)
-
[isim]
Gönül alıcı davranış
- EĞRİCE
-
-
[sıfat]
Az eğri olan
-
[sıfat]
Az eğri olan
- AMİRCE
-
-
[zarf]
Amire yakışır biçimde, amir gibi, amirane
-
[zarf]
Amire yakışır biçimde, amir gibi, amirane
- ENLİCE
-
-
Eni biraz geniş
- "Enlice bir kumaş parçası."
-
Eni biraz geniş
- EKECEK
-
-
[isim]
Tohum
-
[isim]
Tohum
- CEBECİ
-
-
[isim]
Yeniçeri ordusunda silah yapan, onaran ve bakımı ile görevli bulunan, savaşta ordunun silah ve cephanesini ulaştıran yaya kapıkulu ocaklarından bir sınıf asker
-
[isim]
Yeniçeri ordusunda silah yapan, onaran ve bakımı ile görevli bulunan, savaşta ordunun silah ve cephanesini ulaştıran yaya kapıkulu ocaklarından bir sınıf asker
- GÜNCEK
-
-
[isim]
Şemsiye
-
[isim]
Şemsiye
- SADECE
-
-
[zarf]
Yalnızca
- "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Yalnızca