İçinde ce olan 5 harfli 79 kelime var. İçerisinde CE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ce olan kelimeler listesine ya da Sonu ce ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CELEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Koyun, keçi, sığır vb. kesilecek hayvanların ticaretini yapan kimse
    • "Sen kasap mısın, koyun tüccarı mı, celeplerle senin ne işin var?" (Osman Cemal Kaygılı)
  2. İç oğlanı

CEVAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İzin, müsaade
    • "... silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği durumlarda." (Anayasa)

CEPHE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü
    • "Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı." (Peyami Safa)
    • "Avusturyalılara karşı Makedonya'da cephe açarak Selanik'e otuz bin asker çıkardılar." (Necati Cumalı)
    • "Çekinmiyor, bizzat imparatora karşı cephe alıyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  2. Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik
  3. Yan, yön, taraf
    • "Hakikatin binbir cephesi ve başka başka görünüşleri yok mudur?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. Üzerinde savaşın sürdüğü bölge
    • "Meydan muharebesi, yüz kilometrelik cephe üzerinde cereyan ediyordu." (Atatürk)
  5. Farklı ısıdaki iki su kütlesi arasındaki sınır
  6. Yerde veya daha yükseklerde sıklık, sıcaklık bakımından iki ayrı hava yığınının karşılaştıkları yer

DEVCE

  1. [sıfat] Dev gibi
    • "O, kendini birdenbire devce bir kuvvetin sardığını hissetti." (Cahit Uçuk)
  2. [zarf] Deve benzer bir biçimde

TEZCE

  1. [zarf] Çabucak
    • "Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim." (Halk türküsü)

BÖNCE

  1. [sıfat] Budala, saf
    • "Biraz bönce bir adamdı." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. [zarf] Budalaya yakışır biçimde, safça

SİZCE

  1. [zarf] Size göre, sizin düşüncenizce

CEBEL

  1. [isim] Sahipsiz, boş toprak
  2. Ekilmemiş tarla, ekime elverişli olmayan yer

ACEMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
  2. İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
    • "Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi." (Haldun Taner)
  3. Bir yere, bir şeye yabancı olan
    • "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın." (Osman Cemal Kaygılı)
  4. [isim] Saraya yeni alınmış cariye

CEPÇİ

  1. [isim] Yankesici

CEVAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
    • "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi düşünüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Onun lakırtı söylemeye niyeti olmadığını göstererek kendisi cevap verdi." (Reşat Nuri Güntekin)

CELSE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Oturum
    • "Celse gürültüler arasında tatil edildi." (Haldun Taner)
    • "Evvela Nihat bir nutukla celseyi açtı." (Peyami Safa)

EVCEK

  1. [zarf] Bütün ev halkı birlikte
    • "Sinemaya evcek gidiyoruz." (Tarık Buğra)

ZEVCE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karı

FİNCE
...
DÜZCE

  1. [sıfat] Oldukça düz
    • "Düzce bir arazi."

CEVİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia)
    • "Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Onun kırdığı cevizler artık haddini aştı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. [sıfat] Bu ağacın kerestesinden yapılmış
    • "Yedekleri ise ceviz dolabın alt tarafına kaldırılmıştı." (Necati Cumalı)
  3. Bu ağacın dışı kabuklu, içi yağlı ve nişastalı yemişi, koz

CEHRİ

  1. [isim] Kök boyasıgillerden, meyve, kabuk veya odunundan güzel kırmızı renk elde edilen bir kök (Rhamnus infectorius)

CEKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi

CEVZA
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü