İçinde ce olan 5 harfli 79 kelime var. İçerisinde CE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ce olan kelimeler listesine ya da Sonu ce ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EVCEK
-
-
[zarf]
Bütün ev halkı birlikte
- "Sinemaya evcek gidiyoruz." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Bütün ev halkı birlikte
- ACEZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Âcizler
-
[isim]
Âcizler
- CENAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saygı, onur ve büyüklük anlamıyla kullanılan bir söz
- "Prens cenapları için oturacak yer arıyoruz." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Saygı, onur ve büyüklük anlamıyla kullanılan bir söz
- CEZRİ
- ...
- ÖNCEL
-
-
[isim]
Bir görevde, meslekte kendinden önce yerini tutmuş olan kimse, selef, ardıl karşıtı
-
Önceden yaşamış olanlar
-
Sonucun çıkarıldığı önerme veya önermeler
-
[isim]
Bir görevde, meslekte kendinden önce yerini tutmuş olan kimse, selef, ardıl karşıtı
- CEZAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ceza ile ilgili, cezaya ilişkin, cezaya dayanan
- "Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez." (Anayasa)
-
[sıfat]
Ceza ile ilgili, cezaya ilişkin, cezaya dayanan
- ABECE
-
-
[isim]
Alfabe
-
Başlangıç, ilk dönem
- "Duygularının bilmecesini filan çözmüş değildir. O duyguların abecesinde takılıp kalmıştır." (Selim İleri)
-
[isim]
Alfabe
- CEREN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Ceylan
- "Dedim akça ceren çölde ne gezer ." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Ceylan
- CEMSE
- ...
- CEZVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kahve pişirmeye yarayan, saplı, küçük kap
-
[isim]
Kahve pişirmeye yarayan, saplı, küçük kap
- CEMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güzel (erkek)
-
Tanrı'nın sıfatlarından biri
-
[sıfat]
Güzel (erkek)
- CEVVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Atmosferik
-
[sıfat]
Atmosferik
- CESUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli
-
Yürekli bir biçimde
- "Erkeklere karşı ilk tanışmada cesur ve ümit verici davranırdı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yürekli
- CENAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuş kanadı
-
Kol, pazı
-
Yan, taraf
-
Kanat
- "Ben takımımla beraber taburun sağ cenahını himaye için tepelere çıktım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kuş kanadı
- ACEMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
-
İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
- "Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi." (Haldun Taner)
-
Bir yere, bir şeye yabancı olan
- "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Saraya yeni alınmış cariye
-
[sıfat]
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
- CEPHE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü
- "Başını kaldırarak köşkün karanlık cephesine baktı." (Peyami Safa)
- "Avusturyalılara karşı Makedonya'da cephe açarak Selanik'e otuz bin asker çıkardılar." (Necati Cumalı)
- "Çekinmiyor, bizzat imparatora karşı cephe alıyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Belli bir düşünce, istek çevresinde sağlanan beraberlik
-
Yan, yön, taraf
- "Hakikatin binbir cephesi ve başka başka görünüşleri yok mudur?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Üzerinde savaşın sürdüğü bölge
- "Meydan muharebesi, yüz kilometrelik cephe üzerinde cereyan ediyordu." (Atatürk)
-
Farklı ısıdaki iki su kütlesi arasındaki sınır
-
Yerde veya daha yükseklerde sıklık, sıcaklık bakımından iki ayrı hava yığınının karşılaştıkları yer
-
[isim]
Bir şeyin veya yapının ön tarafta bulunan bölümü
- CEHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgisizlik, bilmezlik
- "Bütün inadı ve bütün kuvveti cehlinden geliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bilgisizlik, bilmezlik
- CEKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi
-
[isim]
Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi
- CEMAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüz güzelliği
- "Sadakatinden dinî bir zevk duyuyor, cemaline tutkun kalmaktan temiz neşeler topluyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yüz güzelliği
- FİNCE
- ...