İçinde ca olan 6 harfli 115 kelime var. İçerisinde CA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ca olan kelimeler listesine ya da Sonu ca ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIKICA
-
-
[zarf]
Sıkı bir biçimde, iyice
- "İncecik belini alev renkli ipek bir kemerle sıkıca sardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[zarf]
Sıkı bir biçimde, iyice
- FİNCAN
-
-
[isim]
Çay, kahve vb. sıcak şeyler içmekte kullanılan, genellikle kulplu, porselen veya camdan yapılmış küçük kap
- "Bir fincan kahve ve kızarmış ekmek getirin." (Halide Edip Adıvar)
-
Elektrik tellerinin eklem noktalarına konulan porselenden yapılmış yalıtkan araç
-
[isim]
Çay, kahve vb. sıcak şeyler içmekte kullanılan, genellikle kulplu, porselen veya camdan yapılmış küçük kap
- AVALCA
-
-
[zarf]
Avala yakışır biçimde
-
[zarf]
Avala yakışır biçimde
- CARSIZ
-
-
[sıfat]
Carı (II) olmayan
-
[sıfat]
Carı (II) olmayan
- CAYMAK
-
-
[nsz]
Sözünden, kararından dönmek, vazgeçmek
- "Yonca düşündü, önce annesiyle alışverişe gitmek istedi, sonra caydı." (Oktay Rifat)
-
[nsz]
Sözünden, kararından dönmek, vazgeçmek
- AFACAN
-
-
[isim]
Zeki ve yaramaz çocuk
- "İkimiz de bir çocuk cılızlığı içinde afacan ve ele avuca sığmazdık." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Zeki ve yaramaz çocuk
- KABACA
-
-
[sıfat]
İrice, büyükçe
-
[zarf]
Kaba bir biçimde
- "Kendisini de pek kabaca kovan adamı gördü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Yaklaşık olarak
-
[sıfat]
İrice, büyükçe
- CAMSIZ
-
-
[sıfat]
Camı olmayan
- "Çerçevesiz, camsız pencereden, ova ne durgun, ne mutlu görünüyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Camı olmayan
- OCAKLI
-
-
[sıfat]
Ocağı olan, içinde ocağı bulunan
- "Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ocaktan olan (yeniçeri)
-
[sıfat]
Ocağı olan, içinde ocağı bulunan
- PARACA
-
-
[zarf]
Para ile ilgili olarak, para bakımından
- "Paraca cömert davranması yeterdi kadınların hoşlanması için." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Para ile ilgili olarak, para bakımından
- ACAYİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı
- "Dişlerinin arasından ıslık gibi acayip sesler çıkarmaya başladılar." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Dünya değişti, insanlar bir acayip oldular."
-
[ünlem]
Şaşma anlatan bir söz
- "Öyle dedi ha?"
- "Acayip!"
-
[sıfat]
Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı
- SANCAK
-
-
[isim]
Bayrak, liva
-
Çoğunlukla askerî birliklere verilen yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak
-
Gemilerin sağ yanı
-
Osmanlı yönetim teşkilatında illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık
-
[isim]
Bayrak, liva
- İCABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme
-
Bir buyruk veya isteğe uyma, kabul etme, razı olma
-
[isim]
Bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme
- OBURCA
-
-
[zarf]
Doymak bilmez bir biçimde, oburcasına
-
Gereğinden çok, oburcasına
-
[zarf]
Doymak bilmez bir biçimde, oburcasına
- TERCAN
- ...
- HERCAİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hiçbir şeyde kararlı olmayan veya konudan konuya geçiveren (kimse), yeltek, gelgeç
-
Aşkta değişken, vefasız
-
[sıfat]
Hiçbir şeyde kararlı olmayan veya konudan konuya geçiveren (kimse), yeltek, gelgeç
- CAKACI
-
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse
-
[isim]
Caka yapmayı seven kimse
- SİNCAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sincapgillerden, ağaçlarda yaşayan, genellikle meyveyle beslenen, çok tüylü, uzun kuyruklu, ince gövdeli bir hayvan, değin, çekelez (Sciurus vulgaris)
-
[isim]
Sincapgillerden, ağaçlarda yaşayan, genellikle meyveyle beslenen, çok tüylü, uzun kuyruklu, ince gövdeli bir hayvan, değin, çekelez (Sciurus vulgaris)
- KOCAMA
-
-
[isim]
Kocamak işi
-
[isim]
Kocamak işi
- SİNCAN
- ...