İçinde c olan 4 harfli 119 kelime var. İçerisinde C harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında c harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu c harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CİLT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ten
-
Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
- "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı." (Ömer Seyfettin)
-
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
- "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Ten
- CADI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak
-
Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın
-
Çok güzel göz
-
[isim]
Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak
- ACİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük
- "Adamın aczine şaşmaktan kendimi alamıyorum." (Refik Halit Karay)
-
Beceriksizlik
- "Aczini bilmek de bir meziyettir." (Ömer Seyfettin)
-
Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu
-
[isim]
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük
- ÖNCÜ
-
-
[isim]
Önde gidip haber ulaştıran kimse
-
Bir sanat ve düşünce akımını, çağına göre yeni bir görüşü başlatan kimse veya eser, müjdeci, avangart
-
[sıfat]
Önden gelen, önde olan, artçı karşıtı
-
Yürüyüşte kolun ilerisinden giden kıta, pişdar, artçı karşıtı
-
Önder, kılavuz
-
[isim]
Önde gidip haber ulaştıran kimse
- BACA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol
- "Kırlangıçlar daha çok sahildeki apartmanların bacalarında, pencere pervazlarında barınıyorlar." (Haldun Taner)
-
Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği
-
Çatı penceresi
-
[isim]
Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol
- LOCA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Tiyatro, sinema vb. eğlence yerlerinde veya parlamento salonlarında özel bölme
- "O burada, cebinde loca bileti, rezil gibi bekliyordu." (Haldun Taner)
-
Masonların toplantı yeri
-
[isim]
Tiyatro, sinema vb. eğlence yerlerinde veya parlamento salonlarında özel bölme
- NECİ
-
-
[isim]
Ne iş yapar, ne ile uğraşır?
- "Bu adam necidir?"
- "Benim babam neciydi anne?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sen neci oluyorsun, kendi işine bak!"
-
[isim]
Ne iş yapar, ne ile uğraşır?
- ONCA
-
-
[sıfat]
O kadar, o denli
- "Koca Yusuf onca atın içinden üç at seçememişti." (Yahya Kemal)
-
[zarf]
Ona göre, onun düşüncesine göre
- "Onca yapılacak şey bir gelin entarisi, iki sofra da yemek..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
O kadar, o denli
- ŞECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit
- CANA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[ünlem]
"Ey sevgili" anlamında bir seslenme sözü
- "Esiriaşkın olmuşum cana!" (Melih Cevdet Anday)
-
[ünlem]
"Ey sevgili" anlamında bir seslenme sözü
- İCMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplama
-
İslam bilginlerinin bir konuda fikir birliği etmeleri
-
[isim]
Toplama
- CANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinayet işlemiş olan kimse, kıyacı
- "Sırtlanlar demir kafeslere, caniler zindanlara kapatılır."
-
[sıfat]
Acımasız, gaddar
-
[isim]
Cinayet işlemiş olan kimse, kıyacı
- CİRO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir ticaret senedinin alacaklı tarafından arkasına gereken yazının yazılıp imza edilerek üçüncü bir kişiye devredilmesi
- "Ettiğim masrafın yüzde elli kârını bulsam Madam Elizabeth'in pansiyonuna ciro edeceğim." (Aka Gündüz)
-
İş hacmi
-
[isim]
Bir ticaret senedinin alacaklı tarafından arkasına gereken yazının yazılıp imza edilerek üçüncü bir kişiye devredilmesi
- CABA
-
-
[isim]
Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava
- "Bu mâni benden sana caba olsun." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Fazla olarak, fazladan, üstelik
- "Kilometre başına bilmem ne kadar litre benzin dağıtılmış, yağ da caba!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava
- AZCA
-
-
[zarf]
Oldukça az
-
[zarf]
Oldukça az
- ACİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
- "Acil işleri varmış."
-
[sıfat]
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
- CUMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haftanın altıncı günü, perşembe ile cumartesi arasındaki gün
-
Cuma namazı
-
[isim]
Haftanın altıncı günü, perşembe ile cumartesi arasındaki gün
- KOCA
-
-
[isim]
Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
- "Koca işinden çıktıktan sonra, borç boğazı aştı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Üstelik kadının adı da çıktı, bir daha koca bulamadı." (Refik Halit Karay)
- "Harfleri okuyup yazamadan, on üçümde kocaya gidecektim." (Ayşe Kulin)
- "Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç
- İRCA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eski biçimine sokma, çevirme
-
Döndürme
-
İndirgeme
-
[isim]
Eski biçimine sokma, çevirme
- SUCU
-
-
[isim]
Su satan veya evlere su taşıyan kimse, saka
-
[isim]
Su satan veya evlere su taşıyan kimse, saka