İçinde bu olan 7 harfli 103 kelime var. İçerisinde BU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bu olan kelimeler listesine ya da Sonu bu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HUBUBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tahıl
- "Benim memleketim de ziraata elverişlidir, hububat yetiştirir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Tahıl
- BUDAKLI
-
-
[sıfat]
Budağı olan
- "Başmubassır, budaklı kızılcık dalına meraklı idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Budağı olan
- BUNALIŞ
-
-
[isim]
Bunalma işi veya biçimi
-
[isim]
Bunalma işi veya biçimi
- BUZHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Buz yapılan yer
-
Soğuk hava deposu
-
[isim]
Buz yapılan yer
- BUNCASI
- ...
- BULUNTU
-
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
-
Sokakta bulunup alınan çocuk
-
Herhangi bir yerde bulunup gerçekten veya hükmen sahibi bulunmayan mal
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
- KABUSLU
- ...
- BUYURUŞ
- ...
- HALBUKİ
- ...
- ABUKLUK
-
-
[isim]
Saçmalık
-
[isim]
Saçmalık
- BULUTLU
-
-
[sıfat]
Bulutlarla kaplanmış, bulutlanmış
-
Karışık, net olmayan (bellek)
-
Üzerinde bulut varmış gibi bulanık görünen
-
[sıfat]
Bulutlarla kaplanmış, bulutlanmış
- BURUŞMA
-
-
[isim]
Buruşmak işi
-
[isim]
Buruşmak işi
- BURAĞAN
-
-
[isim]
Güçlü esen rüzgâr
-
[isim]
Güçlü esen rüzgâr
- BURTLAK
-
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
-
[isim]
Taşlık, çalılık yer
- BULANTI
-
-
[isim]
Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
- "Midesindeki bulantı geçmiş, kulakları artık uğuldamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gözlerime, kulaklarıma, beş duyuma birden tiksinti, bulantı veren bu manzaraların ortasında niye duruyordum?" (Aka Gündüz)
-
[isim]
Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
- KAMBURA
-
-
[isim]
Kitapların ciltlenmesiyle sırt bölümünde oluşan yuvarlaklık
-
[isim]
Kitapların ciltlenmesiyle sırt bölümünde oluşan yuvarlaklık
- BURUŞUK
-
-
Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan
-
Gerginliği, düzgünlüğü kalmamış, buruşmuş olan
- ÇABUCAK
-
-
[zarf]
Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hemencek, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yelalim
- "Yatakta çabucak doğruldu." (Atilla İlhan)
-
Kolaylıkla
-
[zarf]
Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hemencek, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yelalim
- BUTİKÇİ
-
-
[isim]
Butik işleten kimse
-
[isim]
Butik işleten kimse
- BUNALMA
-
-
[isim]
Bunalmak işi
-
[isim]
Bunalmak işi