İçinde boz olan 8 harfli 18 kelime var. İçerisinde BOZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında boz olan kelimeler listesine ya da Sonu boz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOZCAADA
- ...
- BOZLAMAK
-
-
[nsz]
Deve bağırmak
-
Çığlık koparmak
-
[nsz]
Deve bağırmak
- BOZÖRDEK
-
-
[isim]
Tatlı sularda bulunan bir tür ördek
-
[isim]
Tatlı sularda bulunan bir tür ördek
- BOZAHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Boza yapılan yer
-
[isim]
Boza yapılan yer
- BOZDURUŞ
-
-
[isim]
Bozdurma işi veya biçimi
-
[isim]
Bozdurma işi veya biçimi
- BOZDOĞAN
-
-
[isim]
Bir doğan türü (Falco aesalon)
-
Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz
-
[isim]
Bir doğan türü (Falco aesalon)
- BOZUNMAK
-
-
[nsz]
Birleşik bir madde, daha yalın bileşiklere veya bileşenlere tek yönlü olarak ayrılmak
-
Işınetkin bir çekirdek, ışınım salarak değişikliğe uğramak
-
[nsz]
Birleşik bir madde, daha yalın bileşiklere veya bileşenlere tek yönlü olarak ayrılmak
- BOZGUNCU
-
-
Bozgunluk yaratan kimse, güç vb
-
Bozgunluk yaratan kimse, güç vb
- BOZKIRLI
-
-
[sıfat]
Bozkıra ait, bozkıra ilişkin
-
Anadolu'nun verimli olmayan bölgesine ait olan (kimse)
- "Bozkırlı bir çocuğum. On sekizime varmadan kalkıp İstanbul'umuza iniş yapmışım." (Adalet Ağaoğlu)
-
[sıfat]
Bozkıra ait, bozkıra ilişkin
- BOZARTMA
- ...
- BOZUKLUK
-
-
[isim]
Bozuk olma durumu
-
Bozuk para
-
[isim]
Bozuk olma durumu
- BOZYÜRÜK
-
-
[isim]
Üstü hafif benekli, başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zehirsiz ve zararsız bir yılan (Eryx)
-
[isim]
Üstü hafif benekli, başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zehirsiz ve zararsız bir yılan (Eryx)
- BOZULMAK
-
-
[nsz]
Bozma işine konu olmak
- "Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." (Burhan Felek)
-
Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek
- "Et bozulmuş."
-
Dağılmak, bozguna uğramak
- "Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez'den geçiyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Taşıt arızalanmak
-
İyi ve değerli niteliğini yitirmek
-
Bir şeye kızmak, içerlemek
- "Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Sağlığını yitirip zayıflamak
-
[nsz]
Bozma işine konu olmak
- BOZUŞMAK
-
-
Araları açılmak
- "Karısı ile barıştı lakin Zühtü ile bozuştu." (Burhan Felek)
-
Araları açılmak
- BOZDURMA
-
-
[isim]
Bozdurmak işi
-
[isim]
Bozdurmak işi
- ARABOZAN
-
-
[sıfat]
İki kişinin arasındaki dostluğu veya geçimi bozan (kimse), ara bozucu, fesatçı, fitçi, münafık, müfsit, müzevir, ordubozan
-
[sıfat]
İki kişinin arasındaki dostluğu veya geçimi bozan (kimse), ara bozucu, fesatçı, fitçi, münafık, müfsit, müzevir, ordubozan
- BOZGEVEN
-
-
[isim]
Yurdumuzda Erciyes dağında yetişen bir geven türü (Astragalus microcephalus)
-
[isim]
Yurdumuzda Erciyes dağında yetişen bir geven türü (Astragalus microcephalus)
- BOZARMAK
-
-
[nsz]
Boz renge girmek
- "Eski bozarmış çarşaf yatağın ortasında toplanmıştı." (Ayla Kutlu)
-
Renk değiştirmek, rengi atmak
-
[nsz]
Boz renge girmek