İçinde bo olan 5 harfli 46 kelime var. İçerisinde BO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bo olan kelimeler listesine ya da Sonu bo ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOYOZ
-
-
[isim]
Kuş yuvası biçimi verilmiş milföy hamurunun içine kıyma, patates, peynir vb. malzemeler konulduktan sonra üzerine pudra şekeri veya tahin dökülerek hazırlanan bir çeşit börek
-
[isim]
Kuş yuvası biçimi verilmiş milföy hamurunun içine kıyma, patates, peynir vb. malzemeler konulduktan sonra üzerine pudra şekeri veya tahin dökülerek hazırlanan bir çeşit börek
- BOZUM
-
-
[isim]
Bozulma işi, utangaçlık, mahcupluk
-
[isim]
Bozulma işi, utangaçlık, mahcupluk
- BOMBE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şişkinlik, kabarıklık
-
[isim]
Şişkinlik, kabarıklık
- ABOSA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemide hareket hâlindeki halatın veya zincirin bir an durdurulması için verilen komut
-
[isim]
Gemide hareket hâlindeki halatın veya zincirin bir an durdurulması için verilen komut
- ABONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi, sürdürümcü
-
Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse
- "Bu derginin üç bin abonesi var."
-
[sıfat]
Bir yere gitmeyi alışkanlık durumuna getiren (kimse)
-
[isim]
Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi, sürdürümcü
- BORAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz
-
[isim]
Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz
- BOĞUM
-
-
[isim]
Boğulmuş, sıkılmış yer
- "Sağ elinin şehadet parmağının ilk boğumuyla tetiği çekti." (Ömer Seyfettin)
-
Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü
-
İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer
- "Lenf boğumları. Sinir boğumları."
-
[isim]
Boğulmuş, sıkılmış yer
- BOZCA
-
-
[sıfat]
Rengi boza çalan
-
[isim]
İşlenmemiş, çalılık toprak, ham tarla
-
[sıfat]
Rengi boza çalan
- BORAK
-
-
[sıfat]
Bor (I)
-
[sıfat]
Bor (I)
- ROBOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli bir işi yerine getirmek için manyetizma ile kendisine çeşitli işler yaptırılabilen otomatik araç
-
Başkasının buyruğu ile iş yapan, kendi akıl ve iradesini kullanmayan kimse
-
[isim]
Belirli bir işi yerine getirmek için manyetizma ile kendisine çeşitli işler yaptırılabilen otomatik araç
- BORİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bordan türeyen asit ve anhidrit
-
[isim]
Bordan türeyen asit ve anhidrit
- BORDO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mora çalan kırmızı renk, şarap tortusu rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Bordo çanta."
-
[isim]
Mora çalan kırmızı renk, şarap tortusu rengi
- BOHÇA
-
-
[isim]
İçine çamaşır, elbise vb. koyup sarılan dört köşe kumaş
- "Hemen hemen her giyim eşyası bohçada ve sandıkta saklanırdı." (Refik Halit Karay)
- "Günün birinde bohçasını koltuğuna alıp kıyı mahallelerden birinde oturan ablası Fitnat Hanım'ın evine gitti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ufak ve seçme tütün dengi
-
[isim]
İçine çamaşır, elbise vb. koyup sarılan dört köşe kumaş
- BOBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Makara
-
Fotoğraf filmi rulosu
- "Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir." (Salâh Birsel)
-
Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu
-
İçinden elektrik akımı geçebilen yalıtılmış tel ile bu telin sarılı bulunduğu silindirden oluşan aygıt
-
[isim]
Makara
- BOĞMA
-
-
[isim]
Boğmak işi
-
[isim]
Boğmak işi
- SİBOP
- ...
- BODUÇ
-
-
[isim]
Ağaç veya topraktan yapılmış küçük su kabı
-
[isim]
Ağaç veya topraktan yapılmış küçük su kabı
- BOĞAZ
-
-
[isim]
Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak
- "Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir." (Ömer Seyfettin)
- "Birbiriyle boğaz boğaza gelen okul çocuklarını, Samet'in varlığı bugünlerde tek bir vücut gibi bir araya toplayabilirdi." (Halide Edip Adıvar)
- "Çocukluğumdan beri sık sık boğaz olurdum." (Burhan Felek)
- "Kediyi karşısında gördükçe yüreği titriyor, boğazı kuruyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm
- "Şişenin boğazı. Testinin boğazı."
- "Fazla imrendiriyorsun insanı, boğaz olacağız." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İki dağ arasında dar geçit, derbent
- "Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
Yedirip içirme yükümü, iaşe
- "İşçilerin boğazı bizden olacak."
-
Yiyeceği içeceği sağlanan kimse
- "Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin." (Ayşe Kulin)
-
Yeme içme
- "Boğazına düşkün."
-
İki kara arasındaki dar deniz
-
[isim]
Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak
- LİMBO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Irmaklarda, sığ sularda yük taşıyan bir tür tekne
-
Bir ticaret gemisinin içindeki yükü, bordasına yanaşan başka bir gemiye aktarma işlemi
-
[isim]
Irmaklarda, sığ sularda yük taşıyan bir tür tekne
- TURBO
-
-
[sıfat]
Havayı veya havaya katılmış bir karışımı, düzenli ve amaca uygun olarak üfleyen
- "Turbo fırın. Turbo jet."
-
[sıfat]
Havayı veya havaya katılmış bir karışımı, düzenli ve amaca uygun olarak üfleyen