İçinde bo olan 4 harfli 14 kelime var. İçerisinde BO bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bo olan kelimeler listesine ya da Sonu bo ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BORÇ
-
-
[isim]
Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey
- "Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." (Peyami Safa)
- "On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm." (Halide Edip Adıvar)
- "Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar." (Peyami Safa)
- "Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe
- "Vatan borcu biter bitmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
-
[isim]
Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey
- SABO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle birçok Avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı
-
Üzerinde deri vb. bant bulunan bir tür sandalet
-
[isim]
Genellikle birçok Avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı
- BORA
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr
- "Müthiş bir bora atlatmışlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr
- BOYA
-
-
[isim]
Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde
- "Tırnaklarının boyasını beğenmiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
- "Hiç boya kullanmaz, az pudra sürerdi." (Peyami Safa)
- "Kimi kirpiklerine boya sürüyordu." (Refik Halit Karay)
- "Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya
-
Aldatıcı görünüş
-
Yazmak için kullanılan mürekkep
-
[isim]
Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde
- BOLU
- ...
- BOLD
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız koyu
-
[isim]
Bakınız koyu
- BOĞA
-
-
[isim]
Damızlık erkek sığır
-
[isim]
Damızlık erkek sığır
- BORU
-
-
[isim]
Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
- "Soba borusu kazanın içinden geçerdi." (Necati Cumalı)
- "Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
- "Gençlik bu, boru değil." (Atilla İlhan)
- "Ben evin içinde zaten borusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Borazan
- "Ankara'da ilk sabah boru sesinden uyandım." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir
- BONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düz veya kıvrımlı her çeşit yumuşak kumaş vb. maddeden yapılan başlık
-
[isim]
Düz veya kıvrımlı her çeşit yumuşak kumaş vb. maddeden yapılan başlık
- BOCİ
-
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
-
[isim]
Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası
- BONO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet
- "Borçlanalım size... Bono verelim günü geldiğinde bir kolayını bulur öderiz." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet
- BOZA
-
-
[isim]
Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle yapılan koyuca, tatlı veya mayhoş içecek
-
[isim]
Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle yapılan koyuca, tatlı veya mayhoş içecek
- BOKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu
- "Türkiye boks şampiyonası."
-
[isim]
Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu
- BOCA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin rüzgâr almayan yanı, rüzgâr altı, orsa veya rüzgâr üstü karşıtı
- "Ne var ki Ateşoğlu dümendeydi. Yükseldi, yine boca etti." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Geminin rüzgâr almayan yanı, rüzgâr altı, orsa veya rüzgâr üstü karşıtı