İçinde bi olan 5 harfli 98 kelime var. İçerisinde Bİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bi olan kelimeler listesine ya da Sonu bi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLİŞ
-
-
[isim]
Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf
- "Eyfel'in büyük bir kule olduğunu bilmek cinsinden bir biliş..." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı." (Kemal Tahir)
-
Bildik, tanıdık, dost
-
[isim]
Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf
- MEBİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yumurtalık
-
[isim]
Yumurtalık
- HABİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgili
-
[isim]
Sevgili
- BİTEK
-
-
[sıfat]
Verimli
-
[sıfat]
Verimli
- BİTEY
-
-
[isim]
Bitki örtüsü
-
[isim]
Bitki örtüsü
- BİLGE
-
-
Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim
- "Goethe, insanlarla ilgili her şeyi söyleyip tüketmiş bir bilgedir." (Haldun Taner)
-
Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim
- BİNDİ
-
-
[isim]
Destek, hamil
-
[isim]
Destek, hamil
- BİTÜM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
-
Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde madde
-
[isim]
Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
- SEBİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu
-
Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı, sebilhane
-
Meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma
-
[isim]
Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu
- HASBİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gönüllü ve karşılıksız yapılan
- "Hasbi çalışma."
- "Aslına bakarsanız karı bana yıllar yılı güler, işaret ederdi de arkadaş karısı diye hasbi geçerdim." (Orhan Kemal)
-
Sebepsiz
- "Hasbi azar işitti."
-
[sıfat]
Gönüllü ve karşılıksız yapılan
- BİKİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kızlık
-
[isim]
Kızlık
- RAGBİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
On beşer kişilik iki takım arasında oval bir topla oynanan oyun
-
[isim]
On beşer kişilik iki takım arasında oval bir topla oynanan oyun
- TABİİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğada olan, doğada bulunan
-
Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
- "Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor." (Ahmet Rasim)
-
Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
- "Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir." (Atatürk)
-
Yapmacık olmayan, doğal
- "Eğer sürmenin üstüne bunu sürmezsen renk tabii olmaz." (Peyami Safa)
-
Katıksız, saf, doğal
- "Tabii meyve suları."
-
[zarf]
Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak
- "Tabii siz de geleceksiniz."
-
[sıfat]
Doğada olan, doğada bulunan
- BİÇİŞ
-
-
[isim]
Biçme işi veya biçimi
-
[isim]
Biçme işi veya biçimi
- BİRCİ
-
-
[sıfat]
Tekçi
-
[sıfat]
Tekçi
- BİNME
-
-
[isim]
Binmek işi
- "Önünde bel verip binicisinin binmesini kolaylaştırırdı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Binmek işi
- ZOMBİ
- ...
- BİCİK
-
-
[isim]
Meme
-
Meme başı
-
[isim]
Meme
- BİREY
-
-
[isim]
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert
-
Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri
-
Bir türün kapsamı içine giren somut varlık
-
İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert
-
Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert
-
[isim]
Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert
- BİRAZ
-
-
[sıfat]
Bir parça, azıcık
- "Biraz yağmur yağdı mı Beyoğlu'nun yaya kaldırımlarında yürüyebilirsen yürü." (Falih Rıfkı Atay)
-
[zarf]
Kısa bir süre için
- "Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra." (Oktay Rifat)
-
[zarf]
Az miktarda
- "Dersini biraz biliyor."
-
[sıfat]
Bir parça, azıcık