İçinde bi olan 5 harfli 98 kelime var. İçerisinde Bİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bi olan kelimeler listesine ya da Sonu bi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BİLİR

  1. [sıfat] "Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
    • "İşbilir."

BİÇİŞ

  1. [isim] Biçme işi veya biçimi

BİLYE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Çocukların oynamak için kullandığı taş, maden, toprak, cam vb.nden yapılmış küçük yuvarlak nesne, misket, zıpzıp
  2. Motorlu taşıtlarda dönme veya sürtünme etkilerini azaltmak, aşınmayı ve enerji yitimini önlemek için göbeklerdeki yataklara yerleştirilen, çoğunlukla çelikten, küçük yuvarlak

BİZAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş
    • "Kendinden bizar, dünyadan, insanlardan, her şeyden bizar, eve döndü." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ayyaşlığımdan, sersemliğimden, aksiliğimden bütün müşterilerim, arkadaşlarım bizar oldular." (Aka Gündüz)

GABİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
  2. Edimler arasında açık oransızlık

KABİN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Küçük, özel bölme
    • "Telefon kabini."
  2. Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme
  3. Uçakta yolcuların oturduğu bölüm
  4. Plajda soyunma yeri
    • "Sonra kabinini gösterdi Özer'e. Hadi giyin, kabinimin kapısından gel al beni." (Necati Cumalı)

SEBİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu
  2. Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı, sebilhane
  3. Meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma

KİBİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik
    • "Kibirden vazgeçersek sevimli oluruz." (Cemil Meriç)
    • "Ayan azası olduğu için, bekleme salonunda birkaç dakika kalmak bile kibrine dokunmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Sütninenin üstüne düşmeyi kibrine yediremediği için merak etmiyormuş." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Gurur
    • "Süheyl o gün orada, saçma kibrine kapılmayıp tek bir kelime, Serap'ın beklediği iki heceli tek bir kelime söylemiş olsaydı, her şey değişebilirdi." (Haldun Taner)

İMBİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Damıtmaya yarayan, damıtma işinde kullanılan araç, damıtıcı

BİTÜM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı
  2. Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde madde

TABİİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Doğada olan, doğada bulunan
  2. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
    • "Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor." (Ahmet Rasim)
  3. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
    • "Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir." (Atatürk)
  4. Yapmacık olmayan, doğal
    • "Eğer sürmenin üstüne bunu sürmezsen renk tabii olmaz." (Peyami Safa)
  5. Katıksız, saf, doğal
    • "Tabii meyve suları."
  6. [zarf] Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak
    • "Tabii siz de geleceksiniz."

BİNGİ

  1. [isim] Kemerler üzerine oturtulmuş kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimindeki kubbe parçalarından her biri

BİYEL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş hareketli çubuk

TABİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Rüya yorma, yorumlama
    • "Sana yolculuk, millete de şenlik var, diye tabir etti." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Tabiri caizse, medyatik olanların adlarını duymuşlar elbette." (Nezihe Meriç)
  2. Deyiş, anlatım, ifade
    • "Diplomatik lehçede böyle bir tabir yoktur bile." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Deyim
    • "Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu." (Peyami Safa)

BİNDİ

  1. [isim] Destek, hamil

BİNLİ
...
BİLİŞ

  1. [isim] Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf
    • "Eyfel'in büyük bir kule olduğunu bilmek cinsinden bir biliş..." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı." (Kemal Tahir)
  2. Bildik, tanıdık, dost

BİNİT

  1. [isim] Binilecek taşıt veya hayvan, binek atı
    • "Tavla tavla şahbaz atlarım sana binit olsun." (Dede Korkut)

HARBİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ateşli silahların içini temizlemekte kullanılan çubuk, harbe
    • "Haydi biraz harbi bas bakalım." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Doğru, hilesiz, temiz, mert
    • "Camiada onu pek ciddiye almazlar ama ben severim, harbi kızdır." (Ahmet Ümit)

BİNER

  1. [sıfat] Bin sayısının üleştirme biçimi, her birine bin, her defasında bini bir arada olan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü