İçinde bi olan 5 harfli 98 kelime var. İçerisinde Bİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bi olan kelimeler listesine ya da Sonu bi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİÇME
- 
    - 
                    
                        Prizma
                    
                    
- 
                        [isim]
                    
                        Biçmek işi
                    
                    
- 
                    
                        Yontulmuş yapı taşı
                    
                    
 
- 
                    
                        Prizma
                    
                    
- BİLME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Bilmek işi
                    
                    
- 
                    
                        Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma
                    
                    
- 
                    
                        Bilgi edinmenin gaye ve sonucu
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bilmek işi
                    
                    
- BİNİT
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Binilecek taşıt veya hayvan, binek atı
                    
                    - "Tavla tavla şahbaz atlarım sana binit olsun." (Dede Korkut)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Binilecek taşıt veya hayvan, binek atı
                    
                    
- BİTİK
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış
                    
                    - "Ne bitik, ne cılız işitilmiyor bile." (Peyami Safa)
 
- 
                    
                        Durumu kötü, fena
                    
                    - "Hoşa gitmeyen cilvelere kalkarlarsa hâlimiz bitiktir." (Haldun Taner)
 
- 
                    
                        Yapışık, dolaşık, ekli
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış
                    
                    
- BİZON
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Amerika'da yaşayan bir cins hörgüçlü yaban öküzü
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Amerika'da yaşayan bir cins hörgüçlü yaban öküzü
                    
                    
- GABİN
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
                    
                    
- 
                    
                        Edimler arasında açık oransızlık
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
                    
                    
- BİLEK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm
                    
                    - "Sonra bileğini avucumun içine alarak nabzını sayıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
 
- 
                    
                        Güç, kuvvet
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm
                    
                    
- ARABİ
- ...
- BİDAT
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler
                    
                    
- 
                    
                        Sonradan türeyen şey
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler
                    
                    
- İMBİK
- 
    Kelime Kökeni : Arapça - 
                        [isim]
                    
                        Damıtmaya yarayan, damıtma işinde kullanılan araç, damıtıcı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Damıtmaya yarayan, damıtma işinde kullanılan araç, damıtıcı
                    
                    
- BİZCE
- 
    - 
                        [zarf]
                    
                        Bize göre, bizim düşüncemizce
                    
                    - "Bizce enteresan değildir, ne zararlı ne faydalı olabilir." (Refik Halit Karay)
 
 
- 
                        [zarf]
                    
                        Bize göre, bizim düşüncemizce
                    
                    
- BİLİŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf
                    
                    - "Eyfel'in büyük bir kule olduğunu bilmek cinsinden bir biliş..." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı." (Kemal Tahir)
 
- 
                    
                        Bildik, tanıdık, dost
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf
                    
                    
- BİÇİŞ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Biçme işi veya biçimi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Biçme işi veya biçimi
                    
                    
- BİRCİ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Tekçi
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Tekçi
                    
                    
- BİCİK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Meme
                    
                    
- 
                    
                        Meme başı
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Meme
                    
                    
- KESBİ
- ...
- BİDAR
- 
    Kelime Kökeni : Farsça - 
                        [sıfat]
                    
                        Uyanık, uyumayan
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Uyanık, uyumayan
                    
                    
- BİLGİ
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
                    
                    - "Bildiği ahbaplardan Sami Bey hakkında bilgi edinme ve tanışma yolu bulmak." (Refik Halit Karay)
- "Sormuş, soruşturmuş, ailesi ve çevresine ilişkin bir sürü bilgi toplamıştı." (Atilla İlhan)
 
- 
                    
                        Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf
                    
                    - "Babası, önce ona, Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti." (Halide Edip Adıvar)
 
- 
                    
                        İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf
                    
                    
- 
                    
                        Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler
                    
                    
- 
                    
                        Bilim
                    
                    - "Doğa bilgisi."
 
- 
                    
                        Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
                    
                    
- BİLİR
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        "Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
                    
                    - "İşbilir."
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        "Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz
                    
                    
- BİLGE
- 
    - 
                    
                        Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim
                    
                    - "Goethe, insanlarla ilgili her şeyi söyleyip tüketmiş bir bilgedir." (Haldun Taner)
 
 
- 
                    
                        Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim
                    
                    
