İçinde ben olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde BEN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ben olan kelimeler listesine ya da Sonu ben ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BEN
2 Harfli Kelimeler
BE, EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BENTONİT
- ...
- TAKRİBEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Aşağı yukarı, yaklaşık olarak
- "Bendeniz istasyondan burasını ölçmedim ya! Takriben söyledim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Aşağı yukarı, yaklaşık olarak
- BENZEMEZ
-
-
[isim]
İskambil, okey oyunlarında farklı kâğıtların veya taşların bir araya gelmesi
-
[isim]
İskambil, okey oyunlarında farklı kâğıtların veya taşların bir araya gelmesi
- BENBENCİ
-
-
[sıfat]
Kendini çok öven, hep kendinden söz eden, kibirli, gururlu
- "Hiç benbenci olamadım şu dünyada. Olmalıyım. Hiç kusura bakmadım. Bakmalıyım." (Nezihe Meriç)
-
[sıfat]
Kendini çok öven, hep kendinden söz eden, kibirli, gururlu
- BENZEŞİK
-
-
[sıfat]
Benzeşme özelliği gösteren
-
[sıfat]
Benzeşme özelliği gösteren
- ALBENİLİ
-
-
[sıfat]
Alımlı
-
[sıfat]
Alımlı
- BENCİLİK
-
-
[isim]
Benci olma durumu, hodpesentlik, egoizm
-
İnsanın bütün eylemlerinin ben sevgisiyle belirlenmiş olduğunu, buna göre ahlaklılığın da yalnızca kendini koruma içgüdüsünün bir biçimi olduğunu ileri süren öğreti
-
Kendi benini ve çıkarını hayatın mutlak ilkesi yapan anlayış
-
[isim]
Benci olma durumu, hodpesentlik, egoizm
- BENEKSİZ
- ...
- BENCİLCE
-
-
[zarf]
Bencile yakışır biçimde
-
[zarf]
Bencile yakışır biçimde
- BENDENİZ
-
-
alçak gönüllülük göstererek ben yerine ve "köleniz'" anlamında kullanılan bir söz
- "Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Lütuf buyurup vapura kadar geldiğinizden dolayı bendenizi minnettar ettiniz, efendim." (Refik Halit Karay)
- "Bendeniz cennet kuşu Tahir."
-
alçak gönüllülük göstererek ben yerine ve "köleniz'" anlamında kullanılan bir söz
- BENZEMEK
-
-
[-e]
İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak
- "Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Sanısını uyandırmak, gibi görünmek
- "Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak
- BENİADEM
- ...
- PAZUBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Belli bir amaçla kola geçirilen enli kuşak, kolçak
-
Kol muskası
-
[isim]
Belli bir amaçla kola geçirilen enli kuşak, kolçak
- BENZEŞEN
-
-
[isim]
Ünlü veya ünsüz benzeşmelerinde, etki altında kalan ünlü veya ünsüz: Sütçü (süt-çü), ekmekten (ekmek-ten), odalardan (oda-lar-dan) kelimelerinde bulunan -çü, -ten, -dan eklerindeki ünsüz veya ünlüler gibi
-
[isim]
Ünlü veya ünsüz benzeşmelerinde, etki altında kalan ünlü veya ünsüz: Sütçü (süt-çü), ekmekten (ekmek-ten), odalardan (oda-lar-dan) kelimelerinde bulunan -çü, -ten, -dan eklerindeki ünsüz veya ünlüler gibi
- ASELBENT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hekimlikte ve koku yapımında kullanılan aselbent ağacından gövdesi çizilerek elde edilen bir tür reçine
-
[isim]
Hekimlikte ve koku yapımında kullanılan aselbent ağacından gövdesi çizilerek elde edilen bir tür reçine
- BENLİKÇİ
-
-
Her konuda hep kendini ileri süren, hep kendinden söz eden kimse
-
Benlikçilik yanlısı olan kimse
-
Her konuda hep kendini ileri süren, hep kendinden söz eden kimse
- BENZEŞİM
-
-
[isim]
Bazı ortak yönleri olan iki şey arasındaki benzeşme
-
İki şeklin kenarlarının uzunlukları arasındaki oran değişmemekle birlikte, karşılıklı açılarının eşit bulunması durumu, benzer
-
[isim]
Bazı ortak yönleri olan iki şey arasındaki benzeşme
- KÖŞEBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
-
Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri
-
[isim]
Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
- MAHSUBEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hesaba geçirilerek, alacağa sayılarak, hesabına sayılmak üzere
- "Bazen sıkışınca da ileride getireceği reklamlara mahsuben avans olarak şarap istiyordu." (Çetin Altan)
-
[zarf]
Hesaba geçirilerek, alacağa sayılarak, hesabına sayılmak üzere
- BENZETİŞ
-
-
[isim]
Bir şeyi başka bir şeye benzetme işi veya biçimi
- "Hoşa gidecek benzetişler buluyorlar, gülümsüyorsunuz." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Bir şeyi başka bir şeye benzetme işi veya biçimi