İçinde bağ olan 8 harfli 34 kelime var. İçerisinde BAĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bağ olan kelimeler listesine ya da Sonu bağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BAĞ
2 Harfli Kelimeler
AB, AĞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAĞILLIK
-
-
[isim]
Görece olma durumu, izafiyet, rölativite
-
[isim]
Görece olma durumu, izafiyet, rölativite
- BAĞRIŞMA
-
-
[isim]
Bağrışmak işi, birlikte bağırma
- "Evde bir gürültü, bir bağrışma oldu."
-
[isim]
Bağrışmak işi, birlikte bağırma
- BAĞLAŞIM
-
-
[isim]
Eşleme
-
Aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi
-
Bir dizgenin veya alt dizgenin başka bir dizge üzerindeki etkisi
-
[isim]
Eşleme
- BAĞLANMA
-
-
[isim]
Bağlanmak işi
-
[isim]
Bağlanmak işi
- BAĞIMSIZ
-
-
[sıfat]
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür
- "Konsolosların her biri bağımsız bir vali gibi davranırdı." (Necati Cumalı)
-
Müstakil
-
[isim]
Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse
- "... Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre, üye alınır." (Anayasa)
-
[isim]
Bağımsız milletvekili
-
[sıfat]
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür
- BAĞDAŞMA
-
-
[isim]
Bağdaşmak işi, imtizaç
-
[isim]
Bağdaşmak işi, imtizaç
- BAĞLATMA
-
-
[isim]
Bağlatmak işi
-
[isim]
Bağlatmak işi
- BAĞIRDAK
-
-
[isim]
Bağıldak
-
[isim]
Bağıldak
- BAĞLANTI
-
-
[isim]
İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak
- "Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi."
- "Ne kadar çabalarsa çabalasın, hasta, içinde çırpındığı anla bağlantı kuramıyor." (Atilla İlhan)
-
İki şey arasında ilişki sağlayan bağ
- "Bütün ulaştırma bağlantıları tahrip edilmiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yüklenme, üstlenme, angajman
-
[isim]
İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak
- BAĞLANAK
-
-
[isim]
Bağlantı
- "Bu kopuk kopuk, küçük yaşantıların ekseni, tek bağlanağı da kendisi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bağlantı
- BAĞITSIZ
-
-
[sıfat]
Sözleşmesi olmayan
-
[sıfat]
Sözleşmesi olmayan
- BAĞBOĞAN
-
-
[isim]
Küsküt
-
[isim]
Küsküt
- BAĞIRMAK
-
-
[nsz]
İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak
- "Yaşasın hürriyet diye bağırsa ismi tarihe geçecekti." (Ömer Seyfettin)
-
Kendini belli etmek
- "Kitap buradayım diye bağırıyor, sen onu görmüyorsun."
-
[-e]
Yüksek sesle azarlamak
-
[nsz]
İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak
- BAĞILDAK
-
-
[isim]
Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ
-
Kadınların âdet zamanında bağladıkları bez
-
[isim]
Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ
- BAĞLANIM
-
-
[isim]
Bağlanma işi veya biçimi
-
Siyasal veya sosyal konularda yan tutma
-
[isim]
Bağlanma işi veya biçimi
- BAĞLILIK
-
-
[isim]
Bağlı olma durumu, merbutiyet
-
Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat
- "Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz." (Anayasa)
-
Bağlılaşım
-
[isim]
Bağlı olma durumu, merbutiyet
- BAĞIRGAN
-
-
[sıfat]
Bağırıp çağıran, tepkisini hemen ve sert bir biçimde dışa vuran
- "Şiirlerindeki mistik hava ile yaşamındaki bu bağırgan, çocuksu yaklaşım, çoğu kimseyi yadırgatırdı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Bağırıp çağıran, tepkisini hemen ve sert bir biçimde dışa vuran
- BAĞLAŞIK
-
-
[sıfat]
Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik
-
Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim)
-
[sıfat]
Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik
- BAĞLAYIŞ
-
-
[isim]
Bağlama işi veya biçimi
-
[isim]
Bağlama işi veya biçimi
- BAĞCIKLI
-
-
[sıfat]
Bağı olan, bağı bulunan
- "Bağcıklı ayakkabı."
-
[sıfat]
Bağı olan, bağı bulunan