İçinde bay olan 6 harfli 16 kelime var. İçerisinde BAY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bay olan kelimeler listesine ya da Sonu bay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BAY
2 Harfli Kelimeler
AB, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAYATİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde uşşak dörtlüsüne buselik beşlisi katılmasıyla yapılmış eski bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde uşşak dörtlüsüne buselik beşlisi katılmasıyla yapılmış eski bir makam
- BAYRAK
-
-
[isim]
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
- "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." (Mithat Cemal Kuntay)
- "Matbaaya bir bayrak asmayı uygun gördük." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Öncü
- "Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Simge, sembol
- "Kız, Sinekli Bakkal'ın erkek dünyasına meydan okuyan bir bayrak gibiydi." (Halide Edip Adıvar)
-
Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı
-
Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak değnek
-
Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol
- "Yoldan, bayrağı açık bir taksi çevirdiler." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
- BAYKAN
- ...
- BAYTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Veteriner
-
[isim]
Veteriner
- YARBAY
-
-
[isim]
Orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan subay
-
Kaymakam
-
[isim]
Orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan subay
- BAYAĞI
-
-
[sıfat]
Aşağılık, pespaye
- "Bütün hareketleri adi, kaba ve bayağı idi." (Ömer Seyfettin)
-
Basit, adi, sıradan, amiyane, banal
- "Kardeşimi birdenbire çok bayağı buldum." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Hemen hemen, âdeta
- "Bayağı kanacak gibi oldum."
-
[zarf]
Gerçekten
- "Bayağı, çocuk gibi sevinirim limonun yarısının durduğuna." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Çapkınlığı, çok iğrenç ve bayağı çapkınlık." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Oldukça, epey
-
[sıfat]
Aşağılık, pespaye
- BAYMAK
-
-
[nsz]
Yiyecek baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak
-
Aldatmak, kandırmak, etki altında bırakmak
-
[nsz]
Yiyecek baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak
- BAYKUŞ
-
-
[isim]
Başında, kulak yerinde iki sorgucu bulunan, yırtıcı gece kuşlarının genel adı
-
[isim]
Başında, kulak yerinde iki sorgucu bulunan, yırtıcı gece kuşlarının genel adı
- BAYLAN
-
-
[sıfat]
Nazlı
- "O akşam, sesi baylan, hayli edalı bir hanıma dediğim gibi ..." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Nazlı
- TUĞBAY
-
-
[isim]
Tugay komutanlığı yapan albay
-
[isim]
Tugay komutanlığı yapan albay
- BAYATI
-
-
[isim]
Azeri ve Türkmen halk şiirinde mâni türü
-
[isim]
Azeri ve Türkmen halk şiirinde mâni türü
- BAYRAM
-
-
[isim]
Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler
- "Bayram etmek için daha bekleyelim mi?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Özel olarak kutlanan gün
- "Üzüm bayramlarının eğlencelerinde bulunmak istiyorum." (Halide Edip Adıvar)
-
Sevinç, neşe
- "Sandalda, gemide bir sevinç, bir bayram, el çırpmalar, gülüşler, yaşalar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler
- BAYPAS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Damar aktarma
-
Devre dışı bırakma
-
[isim]
Damar aktarma
- BAYSAL
-
-
[sıfat]
Huzur ve refah içinde olan
-
[sıfat]
Huzur ve refah içinde olan
- BAYGIN
-
-
[sıfat]
Bayılmış, kendinden geçmiş
- "İki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı baygın buldu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Süzgün
- "Baygın bakış."
-
Gönül vermiş
-
İnsanı kendinden geçirir gibi olan
- "Bahçe kapısına varmadan daha / Baygın kokusu ıhlamurun." (Zeki Ömer Defne)
-
Yığılmış, dökülmüş
- "Açık eflatun ipek perdeler baygın ve büyük kelebek kanatları hâlinde yere kadar uzanıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bayılmış, kendinden geçmiş
- DOMBAY
-
-
[isim]
Manda, su sığırı
-
[isim]
Manda, su sığırı