İçinde bah olan 9 harfli 16 kelime var. İçerisinde BAH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bah olan kelimeler listesine ya da Sonu bah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAB
2 Harfli Kelimeler
AB, AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GİRANBAHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Pahada ağır, değerli
- "İçi ve dışı nice giranbaha avizelerle süslendi ve aydınlatıldı." (Salâh Birsel)
-
Pahada ağır, değerli
- BAHARATLI
-
-
[sıfat]
İçinde karabiber, karanfil, tarçın vb. maddeler bulunan, baharlı
- "Dumanlı dumanlı, sıcak sıcak, baharatlı köfteler..." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
İçinde karabiber, karanfil, tarçın vb. maddeler bulunan, baharlı
- BAHTLILIK
-
-
[isim]
Bahtlı olma durumu
-
[isim]
Bahtlı olma durumu
- ARKABAHÇE
- ...
- ALESSABAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sabah erkenden
-
[zarf]
Sabah erkenden
- YENİBAHAR
-
-
[isim]
Mersingillerden, Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir bitki (Pimenta officinalis)
-
Bu bitkinin olgunlaştıktan sonra kurutulup bahar olarak kullanılan meyvesi
-
[isim]
Mersingillerden, Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir bitki (Pimenta officinalis)
- BAHANESİZ
-
-
[sıfat]
Bahanesi olmayan
-
Bahanesi olmadan
- "Kapıdan çıkmak üzere olan İclâl geriye dönerek bahanesiz durmuştu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bahanesi olmayan
- SABAHLAMA
-
-
[isim]
Sabahlamak işi
- "Bir de dışarıda sabahlamaya başlarsa büsbütün küplere binecekti." (Çetin Altan)
-
[isim]
Sabahlamak işi
- KABAHATLİ
-
-
[sıfat]
Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli
- "Biz o zaman bu sözleri en kötü bir biçimde manalandırarak hanımı kabahatli bulmuştuk." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli
- BAHAMALAR
- ...
- BAHSETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-den]
Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak
- "O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-den]
Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak
- BAHARATÇI
-
-
[isim]
Baharat alım satımıyla uğraşan kimse, baharcı
-
[isim]
Baharat alım satımıyla uğraşan kimse, baharcı
- BAHTSIZCA
- ...
- BAHRİYELİ
-
-
[isim]
Deniz Kuvvetlerine bağlı asker
- "Gemilerde talim var / Bahriyeli yârim var" (Halk türküsü)
-
Deniz Harp Okulu öğrencisi
-
[isim]
Deniz Kuvvetlerine bağlı asker
- BAHŞETMEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[-i]
Karşılıksız olarak vermek, bağışlamak, sunmak
- "Geçmiş zamanların bize bahşettiği daha mükemmel bolluğu hatırlayacaktık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Karşılıksız olarak vermek, bağışlamak, sunmak
- SABAHLARI
-
-
[zarf]
Sabah vaktinde
-
Her sabah
-
[zarf]
Sabah vaktinde