İçinde ba olan 5 harfli 213 kelime var. İçerisinde BA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ba olan kelimeler listesine ya da Sonu ba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AB
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BALTA
-
-
[isim]
Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç
- "O kadınlar ihtiyar talebeye balta oluyorlar ve ona azami müsamahayı gösteriyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz." (Mehmet Emin Yurdakul)
- "Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?" (Halide Edip Adıvar)
- "Baltayı taşa mı vurduk, diyor, iyice görmemiş olacağım." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç
- BALCI
-
-
[isim]
Arı yetiştirip bal elde eden veya satan kimse
-
[isim]
Arı yetiştirip bal elde eden veya satan kimse
- SAMBA
-
-
[isim]
Bir çeşit Brezilya dansı
-
Bu dansın müziği
-
[isim]
Bir çeşit Brezilya dansı
- ABANA
- ...
- BAROK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
M.S. 1600-1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu
- "Barok üslubu dağınık, yüklü, şişkin biçimlerin aşırı ölçüde yığılmasıyla kendini gösterir."
-
Batı edebiyatlarında dengeden çok harekete, düşünceden çok duyuma, biçimlerin serbestçe yaratılmasından duyulan coşkuya önem veren, abartmalı, etkileyici, çelişkiden çekinmeyen edebiyat akımı
-
[isim]
M.S. 1600-1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu
- ÇORBA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sebze, tahıl, et vb. ile hazırlanan sıcak, sulu içecek
- "Bu canım yolların, bu sevimli yapıların harcına dünyamızdan nasibini almamış yüz binlerce insanın alın teri karıştığı akla gelince çorbaya sinek düşüyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
İçinden çıkılmaz durum
-
[isim]
Sebze, tahıl, et vb. ile hazırlanan sıcak, sulu içecek
- BAYMA
-
-
[isim]
Baymak işi
-
[isim]
Baymak işi
- BAZLI
- ...
- BARIŞ
-
-
[isim]
Barışma işi
- "Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter." (Memduh Şevket Esendal)
-
Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh
- "Atatürk'ün insan haklarına ve dünya barışına ne kadar saygılı bir lider olduğunu ifade etti." (Haldun Taner)
-
Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç
- "Barış içinde yaşamak."
-
Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam
- "Devlet işçi işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır." (Anayasa)
-
[isim]
Barışma işi
- BAZİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazit mantarların üreme organı
-
[isim]
Bazit mantarların üreme organı
- BAMBU
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 m kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston vb. birçok eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış, Hint kamışı, hezaren (II) (Bambusa vulgaris)
- "İlle oturacak: Ya kameriyelerdeki bambu kamışından koltuklarda ya oyun masasında." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Bu kamıştan yapılmış olan
-
[isim]
Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 m kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston vb. birçok eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış, Hint kamışı, hezaren (II) (Bambusa vulgaris)
- KİBAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)
- "İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Seçkin, değerli
- "Fazla bolluk da görmemiş bir ailenin kibar eşyaları sessiz bir şekilde âdeta hitap ediyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Zengin, soylu, köklü (kimse, aile)
- "Telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Büyükler, ulular
-
[sıfat]
Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)
- BAZİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Baz niteliği gösteren
-
Birleşiminde asit ve baz ağırlığı oranı normal tuza göre az fakat baz oranı normal tuza göre yüksek olan (tuz)
-
[sıfat]
Baz niteliği gösteren
- BAKAÇ
-
-
[isim]
Dürbün
-
Vizör
-
[isim]
Dürbün
- BAGET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk
-
Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş
-
Düşük gramajlı ince, uzun ekmek
-
Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm
-
[isim]
Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk
- BAĞIŞ
-
-
[isim]
Bağışlama işi veya biçimi
-
Bağışlanan şey, yardım, hibe, teberru
-
[isim]
Bağışlama işi veya biçimi
- ABADİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir tür yazı kâğıdı
-
[isim]
Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir tür yazı kâğıdı
- BATON
- ...
- BASSO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
En kalın erkek sesi
- "Bir iri karga basso sesiyle avaz avaz öttü." (Haldun Taner)
-
En kalın sesli orkestra çalgısı
-
[isim]
En kalın erkek sesi
- BATUR
-
-
[isim]
Bahadır
-
[isim]
Bahadır