İçinde ba olan 5 harfli 213 kelime var. İçerisinde BA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ba olan kelimeler listesine ya da Sonu ba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AB
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BALİĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ergen
-
[sıfat]
Ergen
- ABADİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir tür yazı kâğıdı
-
[isim]
Açık saman renginde, ipekten yapılan, yarı mat, kalınca bir tür yazı kâğıdı
- BALDO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İri ve dolgun taneli pilavlık pirinç
-
[isim]
İri ve dolgun taneli pilavlık pirinç
- BATAR
-
-
[isim]
Zatürre
-
[isim]
Zatürre
- BATAK
-
-
[isim]
Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak
- "İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kötü durum, içinden çıkılmaz iş
- "Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça büsbütün saplandığını dehşetle görüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış
-
[isim]
Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak
- BAKAÇ
-
-
[isim]
Dürbün
-
Vizör
-
[isim]
Dürbün
- MABAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam
-
Kıç
-
[isim]
Bitmemiş yazı, roman vb.nde arka, devam
- BARİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Açık, göze çarpan, belirgin
- "Halk arasında da keder ve sevinç diye iki bariz heyecan olduğuna inanmıştı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Açık, göze çarpan, belirgin
- BALEN
- ...
- BARDA
-
-
[isim]
Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç
-
Fıçıcı keseri
-
[isim]
Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç
- BANDO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka
- "Tepebaşı bahçesindeki bando da Tuna Dalgası'nı çalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Takım, topluluk
- "Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni, asıl hırsız değilmiş." (Ahmet Mithat)
-
[isim]
Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka
- RAYBA
- ...
- BAŞTA
-
-
[zarf]
İlk olarak
- "Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "İpekçilikte Bursa başta gelir."
-
Özellikle
-
[zarf]
İlk olarak
- BAĞIM
-
-
[isim]
Bir şeyin veya bir kimsenin gücü ve etkisi altında bulunma durumu, tabiiyet
-
[isim]
Bir şeyin veya bir kimsenin gücü ve etkisi altında bulunma durumu, tabiiyet
- BAHAİ
- ...
- ŞUBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yirmi sekiz, artık yıllarda yirmi dokuz gün süren, yılın ikinci ayı, gücük ay
-
[isim]
Yirmi sekiz, artık yıllarda yirmi dokuz gün süren, yılın ikinci ayı, gücük ay
- BALOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemici, işçi vb. kimselerin eğlenmek için gittikleri içkili, danslı yer
- "Baloz merdiveninden çıkar gibi çıkılmaz ki gemi merdiveninden!" (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Gemici, işçi vb. kimselerin eğlenmek için gittikleri içkili, danslı yer
- BAÇÇI
-
-
[isim]
Baç alan kimse
-
[isim]
Baç alan kimse
- BAĞLI
-
-
[sıfat]
Bir bağ ile tutturulmuş olan
- "Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." (Halikarnas Balıkçısı)
- "Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma ant içerim." (Anayasa)
- "Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir." (Anayasa)
-
Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste
- "Ekinlerin gürleşmesi yağmura bağlıdır, Sevincimiz üzüntümüz / Hep sana bağlı." (Behçet Necatigil)
- "İhtiyarın Arslan Bey'e bu kadar bağlı olması, Giray'ı sık sık bir tarafa itmesi canını sıkıyordu." (Sevinç Çokum)
-
Sınırlanmış, sınırlı
- "Tüzüğe bağlı bir işlem."
-
Kapatılmış olan, kapalı
- "Bağlı geçit."
-
Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan
- "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun bağlı kuruluşlarını ziyaret ettim."
-
Sadık
- "Türkiye Cumhuriyeti Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." (Anayasa)
-
Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, tutkun
- "Çocuklarına bağlı ana."
-
Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek)
-
[sıfat]
Bir bağ ile tutturulmuş olan
- BAKAN
-
-
[isim]
Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, nazır
- "O sadece iyi bir bayındırlık bakanıdır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Hükûmet işlerinden birini yönetmek için, genellikle milletvekilleri arasından, başbakan tarafından seçilerek cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra işbaşına getirilen yetkili, vekil, nazır