İçinde b olan 7 harfli 1074 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAHÇECİ
-
-
[isim]
Çiçek, ağaç ve sebze yetiştirme işiyle uğraşan kimse
-
[isim]
Çiçek, ağaç ve sebze yetiştirme işiyle uğraşan kimse
- BESEREK
-
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği
-
[isim]
İki hörgüçlü deve ile boz devenin melezi olan tülü devenin erkeği
- BEZETME
-
-
[isim]
Bezetmek işi
-
[isim]
Bezetmek işi
- BİTİRİM
-
-
[sıfat]
Çok hoşa giden (kimse, yer)
-
Yaman, zeki
- "Bitirim delikanlı. Bitirim kız."
-
[isim]
Barbut oynatılan yer, kahve, kumarhane
-
[sıfat]
Çok hoşa giden (kimse, yer)
- ÇUBUKLU
-
-
[sıfat]
Çubuğu olan
-
Uzunlamasına çizgili (kumaş)
- "Kırmızı çubuklu, soluk entarisinin bir eteğini beline sokmuş." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Çubuğu olan
- TİBETLİ
- ...
- BAĞIRIŞ
- ...
- BEGAYET
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Son derece, pek çok, aşırı
- "Kızım, evladım, sana söyleyeceğim sözler begayet mühim, begayet naziktir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Son derece, pek çok, aşırı
- BEŞAMEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Et yemekleri için tereyağı, un ve sütle yapılan bir tür sos
-
[isim]
Et yemekleri için tereyağı, un ve sütle yapılan bir tür sos
- BUNAMAK
-
-
[nsz]
Çeşitli sebeplerle zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelmek, ateh getirmek
-
[nsz]
Çeşitli sebeplerle zihin gücünü yitirerek ne yaptığını bilemez duruma gelmek, ateh getirmek
- BÜYÜSEL
-
-
[sıfat]
Büyü ile ilgili olan
-
[sıfat]
Büyü ile ilgili olan
- BELLEME
-
-
[isim]
Bellemek işi
-
[isim]
Bellemek işi
- İSTİBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olmasını uzak görme, imkân vermeme, uzaksama, ıraksama
-
[isim]
Olmasını uzak görme, imkân vermeme, uzaksama, ıraksama
- TEBARÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirme, görünme
- "Senelerden beri bildiğimiz ve aramızda konuştuğumuz şeylerin hiç yalan olmadığı tebarüz etti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Belirme, görünme
- OBEZLİK
- ...
- BALOTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Adaylardan hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması dolayısıyla seçimin sonuçsuz kalması
-
[isim]
Adaylardan hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması dolayısıyla seçimin sonuçsuz kalması
- BAŞIBOŞ
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
- "Başıboş yaşayışa alışkın değildir." (Haldun Taner)
- "Durgun sular, başıboş bıraktığım sandalı / Yalıların önünden geçirdi yavaş yavaş." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Bağlanmamış, serbest bırakılmış
- "İstanbul'un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler." (Salâh Birsel)
-
Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde
- "Günün birçok saatlerinde dar sokaklarda başıboş dolaşır, eski Anadolu evlerini seyrederdim." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[zarf]
Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan
-
[sıfat]
Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
- BASKICI
-
-
[isim]
İşlenecek kumaşlar üzerine kalıplara resim basan kimse
-
Matbaacılıkta baskı işlerini yapan kimse
-
Kısıtlayıcı
-
[isim]
İşlenecek kumaşlar üzerine kalıplara resim basan kimse
- BEŞERLİ
-
-
[sıfat]
Beşer beşer sıralanmış
- "Beşerli gruplar."
-
[sıfat]
Beşer beşer sıralanmış
- BURUNTU
-
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- "Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu