İçinde b olan 6 harfli 790 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BEDDUA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birinin kötü duruma düşmesini gönülden isteme, ilenme, ilenç, kargış
- "Şaban da elinde olmaksızın çocuktan söz ederken kendi karısına beddua ediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Birinin kötü duruma düşmesini gönülden isteme, ilenme, ilenç, kargış
- SOBALI
- ...
- SÜBYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çocuklar
-
[isim]
Çocuklar
- BAKLAN
-
-
[isim]
Anguda benzeyen kırmızı renkli bir çeşit yaban kazı (Otis tarda)
-
[isim]
Anguda benzeyen kırmızı renkli bir çeşit yaban kazı (Otis tarda)
- BECERİ
-
-
[isim]
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
-
Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet
-
Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu
-
[isim]
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
- KOMBİN
- ...
- BAĞRIŞ
-
-
[isim]
Bağırma işi veya biçimi
-
[isim]
Bağırma işi veya biçimi
- BURASI
-
-
[isim]
Bu yer, bura
- "Burası Şakir Mustafa Bey'in yalısı değil mi, efendim?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bu yer, bura
- STABİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dayanıklı, sağlam
-
Dengeli
-
Düz
-
Kararlı, değişmez
-
[sıfat]
Dayanıklı, sağlam
- ZİBİDİ
-
-
[sıfat]
Gülünç olacak derecede kısa ve dar giyinmiş olan
-
[isim]
Yersiz ve zamansız davranışları olan kimse
- "Halk, bir müdürü böyle zibidi görmek de istiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Gülünç olacak derecede kısa ve dar giyinmiş olan
- BAŞMAL
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Sermaye
-
[isim]
Sermaye
- ŞUBARA
- ...
- BİÇARE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çaresiz, zavallı kimse
- "Keşke bu biçarelere bir tren parası verseydik." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Çaresiz, zavallı kimse
- BİNKAT
-
-
[zarf]
Pek çok, kıyaslanmayacak ölçüde
- "Ölümün bu izdivaçtan binkat hayırlı olduğunu söylüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Pek çok, kıyaslanmayacak ölçüde
- TEBLİĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bildirme, haber verme
- "Heyet reisi selamlarının size tebliğine beni memur ettiler." (Peyami Safa)
- "Çağırsalar çağırsalar, sürgüne gideceğini tebliğ etmek için çağırırlar." (Atilla İlhan)
-
Bildiri
- "İşte size tebliğde bahsettiğimiz saz şairi Âşık Mehmet, diye tıknaz adamı takdim etti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bildirme, haber verme
- BİZZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Doğrudan doğruya kendisi
- "Vaziyeti yukardan ve bizzat takip etmek lazım geldi." (Atatürk)
-
[zarf]
Doğrudan doğruya kendisi
- BOZAYI
-
-
[isim]
Tehlikeli bir cins ayı
-
[isim]
Tehlikeli bir cins ayı
- ARABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- BELASI
- ...
- CIMBIZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kıl vb. ince şeyleri tutmak veya çekmek için kullanılan küçük maşa
- "Bir elinde cımbız, bir elinde ayna / Umurunda mı dünya?" (Orhan Veli Kanık)
-
Özellikle dokumacılıkta kumaş yüzlerindeki düğüm, çöp vb. maddeleri temizlemekte kullanılan el aracı
-
[isim]
Kıl vb. ince şeyleri tutmak veya çekmek için kullanılan küçük maşa