İçinde b olan 6 harfli 790 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BABACA

  1. [sıfat] Baba gibi, babaya yakışır
    • "Bu kardeşçe, babaca muameleleri karşısında, artık böyle bir hisse kapılmanın ne kadar yersiz olduğunu anlamaya başlamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BİAMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Hoşgörüsüz, amansız, gaddar, zalim
    • "Seciyeli bir adamdı, vefakâr kalmıştı, satılanların biaman bir düşmanı idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BİÇARE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çaresiz, zavallı kimse
    • "Keşke bu biçarelere bir tren parası verseydik." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kocaya vardığım günden itibaren büsbütün biçare oldum." (Sermet Muhtar Alus)

BRİKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Linyit ve kömür tozundan basınçla elde edilen yakıt
  2. Linyit, kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen, tuğla biçimli yapı malzemesi
  3. Kum ve çimentonun birleştirilmesiyle elde edilen yapı malzemesi

YARBAY

  1. [isim] Orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan subay
  2. Kaymakam

BALÇIK

  1. [isim] İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamur, mil
    • "Yolları ve tarlaları görünce bir balçık ve çamur gölünü yarmak zorunda olduğumuzu anlamıştım." (Samiha Ayverdi)
  2. Güçlük çıkartan
  3. İçindeki kil oranı yüksek, yağlı, su geçirmez, koyu toprak

BURKUK

  1. [sıfat] Burkulmuş olan

RAKİBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kadın rakip
    • "Kocalarının aşkına sahip ve hâkim olmak hususundaki mübarezede kadınlar rakibelerine nispetle pek müsait olmayan bir mevkide bulunurlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)

BARDAK

  1. [isim] Su vb. şeyleri içmek için kullanılan, genellikle camdan yapılan kap
    • "Elim titredi, bardağı dudağımda güç tuttum." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Son tartışmamızın bardağı taşıran damla olduğu belli oluyordu." (Erhan Bener)
    • "Son davranışı bardağı taşırmaya yetti."
    • "Sabahleyin yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Bu kabın alacağı miktarda olan
    • "Bana sadece bir büyük bardak çay getirdiler." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Boduç, çamçak
  4. Toprak testi

BOMBOK

  1. [sıfat] Çok kötü, çok berbat

BONCUK

  1. [isim] Cam, taş, sedef, tahta, plastik vb. maddelerden yapılan, ortası delik, çoğu yuvarlak ve renkli süs tanesi
    • "Havadaki heyecana kapılmak şöyle dursun hatta uykusu gelmiş, gözleri boncuk gibi küçülmüş." (Reşat Nuri Güntekin)

BOYALI

  1. [sıfat] Boya sürülmüş, boyanmış veya boyaya batırılmış
    • "Türk evlerinde köşeler ve tavanlar türlü renklerle boyalı oyma tahtalarla süslü idi." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Yüzünü çok boyamış olan, makyajlı (kadın)
    • "Boyalı kadınlar rüyası bitsin." (Sait Faik Abasıyanık)

FİBULA
...
GALİBA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan
    • "Benim adımı işitince şöyle bir durdu, galiba beni tanımış olacak." (Memduh Şevket Esendal)

GİBİSİ

  1. [sıfat] Benzeri
    • "Ahmet gibisi yok."
    • "Öyle gibime geliyor ki bu işin içinden kolay çıkamayacağız."
    • "Bu teklifi doğru bulmamış gibisine getirdi."

İBARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Oluşan, meydana gelen
    • "Gene hep beraber, bir iki parçadan ibaret bulaşıklarını yıkamaya oturdular." (Necati Cumalı)
    • "Büyük önderin bize verdiği mükâfat bundan ibaret değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KÜBİZM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Nesneleri geometrik biçimlerde gösteren bir sanat akımı

TARABA

  1. [isim] Tahta perde

BAĞRIŞ

  1. [isim] Bağırma işi veya biçimi

BAKRAÇ

  1. [isim] Çoğunlukla bakırdan yapılan küçük kova
    • "Kuyu bakracı."
  2. [sıfat] Bu kovanın alabildiği miktarda olan
    • "Bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü