İçinde b olan 6 harfli 790 kelime var. İçerisinde B harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında b harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AYBEAY
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[zarf]
Aydan aya, ay ay olarak
- "Borcunu aybeay ödemek."
-
[zarf]
Aydan aya, ay ay olarak
- BANMAK
-
-
[-i]
Katı bir şeyi sulu veya tuz, biber vb. toz durumundaki maddelerin içine batırıp çıkarmak, bandırmak
- "Kahvaltımı önüme serer / Reçele ekmek banar, yerim." (Behçet Necatigil)
-
[-i]
Katı bir şeyi sulu veya tuz, biber vb. toz durumundaki maddelerin içine batırıp çıkarmak, bandırmak
- BOYAMA
-
-
[isim]
Boyamak işi
-
Renkli yazma veya mendil
-
[sıfat]
Rengi boya ile sonradan verilmiş olan
- "Kara olan uzun bıyıkları, saçlarına pek uymuyor, boyama bıyığa benziyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Boyamak işi
- HİTABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söylev
- "Doktor Hikmet'e yönelmiş olmakla beraber sözleri artık umumi bir hitabe şeklini alıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Söylev
- BARBUN
- ...
- BİLGİÇ
-
-
[isim]
Bilgili kimse
- "Bazı bilgiç hekimler dillerinin makarasını çözerler, tıptan anlamayan hastalarına tıbbi ıstılahlar kullanarak dert anlatırlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bilgisiz olmasına rağmen bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen kimse
-
[isim]
Bilgili kimse
- BOYACI
-
-
[isim]
Boya satan kimse
-
Boyama işini, boyacılığı meslek edinen kimse
- "Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Boya satılan dükkân
- "Ben elimde bir gazete ile boyacıda oturuyordum." (Peyami Safa)
-
[isim]
Boya satan kimse
- HİBRİT
- ...
- BHUTAN
- ...
- BİLLUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- "Su buharı billur durumunda donunca kar olur."
-
Kesme cam, kristal
- "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bu maddeden yapılmış
- "Su sesi ve kanat şakırtısından / Billur bir avize Bursa'da zaman." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Koç yumurtası
-
[sıfat]
Duru, temiz ve akıcı
- "Onu görmek, billur sesini dinlemek, elinden bir şey içmek." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bazı cisimlerin aldıkları geometrik biçim
- BÜRYAN
- ...
- BENDİR
-
-
[isim]
Alaturka çalgı aleti
-
[isim]
Alaturka çalgı aleti
- BINGIL
- ...
- BÜKÜCÜ
-
-
[isim]
Ağaç veya kontrplakları kalıpla, elle bükerek şekil veren kimse
-
[isim]
Ağaç veya kontrplakları kalıpla, elle bükerek şekil veren kimse
- CIMBAR
-
-
[isim]
Çımbar
-
Filiz, sürgün
-
[isim]
Çımbar
- İTİBAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij
- "Benim bir kuru itibardan başka neyim var bu dünyada kaybedecek?" (Necati Cumalı)
- "Biz sana ağabey diye itibar ediyoruz." (Burhan Felek)
- "Yaşarken de öldükten sonra da en büyük itibarı gördü." (Haldun Taner)
- "Paran kıtsa itibarın sağ olsun." (Memduh Şevket Esendal)
-
Borç ödemede güvenilir olma durumu, kredi
- "Başkalarının sözüne itibar etmez."
-
[isim]
Saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij
- MÜCBİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zorlayıcı
-
[sıfat]
Zorlayıcı
- AMBLEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirtke
-
[isim]
Belirtke
- BERTME
-
-
[isim]
Bertmek işi
-
[isim]
Bertmek işi
- EBRUCU
-
-
[isim]
Renkleri karıştırarak süs kâğıtları üzerine ebru yapan sanatçı
-
[isim]
Renkleri karıştırarak süs kâğıtları üzerine ebru yapan sanatçı