İçinde aşla olan 8 harfli 17 kelime var. İçerisinde AŞLA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aşla olan kelimeler listesine ya da Sonu aşla ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A L Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALA, ŞAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AŞ, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAŞLANMA
-
-
[isim]
Taşlanmak işi
-
[isim]
Taşlanmak işi
- BAŞLANMA
-
-
[isim]
Başlanmak işi
-
[isim]
Başlanmak işi
- HAŞLAMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- "Sebze haşlamak."
-
[-i]
Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
-
Suda kaynatarak pişirmek
- "Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Kaynar sıvı bir şeyi yakmak
- "Kaynar su ayağımı haşladı."
-
[-i]
Don, kırağı için bitkilere zarar vermek
-
[-i]
Dalamak
- "Böcek çocuğun bacağını haşlamış."
-
[-i]
Sızı vermek, acı vermek
- "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa)
-
Sertçe paylamak, azarlamak
- "Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- HAŞLATMA
-
-
[isim]
Haşlatmak işi
-
[isim]
Haşlatmak işi
- TAŞLAŞMA
-
-
[isim]
Taşlaşmak durumu
-
[isim]
Taşlaşmak durumu
- TAŞLAMAK
-
-
[-i]
Taş atmak, taşa tutmak
- "Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu." (Yahya Kemal)
-
Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak
-
Taş vb. nesnelerle kumaşı beyazlatmak veya parlatmak
-
Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak
-
Taş döşemek
-
[nsz]
Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek
- "Sen istediğin kadar taşla beni, gene de bir şiirle girişeceğim işe." (Azra Erhat)
-
[-i]
Taş atmak, taşa tutmak
- BAŞLANIŞ
- ...
- BAŞLAMAK
-
-
[-e]
Bir işe girişmek, harekete geçmek
- "Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı." (Haldun Taner)
- "Gene başlama!"
-
[nsz]
Çalışır, işler, yürür duruma girmek
- "Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak
- "Şiirimiz milletimizin Anadolu'daki teşekkülü ile başlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Görünmek
- "Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Etkisini göstermek
- "Kış başlarken yapraklar döküldü." (Cahit Uçuk)
-
Hoş olmayan bir davranışa koyulmak
- "Etraftaki çocuklar gene arsızlanmaya başladılar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Bir işe girişmek, harekete geçmek
- BAŞLATMA
-
-
[isim]
Başlatmak işi
-
[isim]
Başlatmak işi
- HAŞLANIŞ
-
-
[isim]
Haşlanma biçimi
-
[isim]
Haşlanma biçimi
- YAŞLANIŞ
- ...
- BAŞLAYIŞ
-
-
[isim]
Başlama işi veya biçimi
-
[isim]
Başlama işi veya biçimi
- BAŞLATIŞ
-
-
[isim]
Başlatma işi veya biçimi
-
[isim]
Başlatma işi veya biçimi
- TAŞLATMA
-
-
[isim]
Taşlatmak işi
-
[isim]
Taşlatmak işi
- KAŞLAMAK
-
-
[-i]
Yüzüğün taşını kaşa oturtmak
-
[-i]
Yüzüğün taşını kaşa oturtmak
- YAŞLANMA
-
-
[isim]
Yaşlanmak işi
-
[isim]
Yaşlanmak işi
- HAŞLANMA
-
-
[isim]
Haşlanmak işi
-
[isim]
Haşlanmak işi