İçinde aşl olan 8 harfli 34 kelime var. İçerisinde AŞL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aşl olan kelimeler listesine ya da Sonu aşl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ŞAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AŞ, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAŞLATMA
-
-
[isim]
Taşlatmak işi
-
[isim]
Taşlatmak işi
- ERBAŞLIK
-
-
[isim]
Erbaş kademesi
-
[isim]
Erbaş kademesi
- BAŞLANMA
-
-
[isim]
Başlanmak işi
-
[isim]
Başlanmak işi
- TAŞLANMA
-
-
[isim]
Taşlanmak işi
-
[isim]
Taşlanmak işi
- DİKBAŞLI
-
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)
-
Kurumlu
- "Dikbaşlı ve sözünü esirgemeyen bir insan olduğundan yükselmemişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)
- YANAŞLIK
-
-
[isim]
Deniz veya ırmakta iskele
-
[isim]
Deniz veya ırmakta iskele
- KAYNAŞLI
- ...
- TAŞLAŞMA
-
-
[isim]
Taşlaşmak durumu
-
[isim]
Taşlaşmak durumu
- YAŞLANMA
-
-
[isim]
Yaşlanmak işi
-
[isim]
Yaşlanmak işi
- DADAŞLIK
-
-
[isim]
Dadaş olma durumu
-
[isim]
Dadaş olma durumu
- ABRAŞLIK
- ...
- BAŞLATMA
-
-
[isim]
Başlatmak işi
-
[isim]
Başlatmak işi
- BAŞLIKLI
-
-
[sıfat]
Başlığı olan
- "Kırmızı önlüklü, siyah başlıklı kadınlar..." (Ömer Seyfettin)
-
Başlığı olan, antetli, anteti olan (yazı, kâğıt vb.)
-
[sıfat]
Başlığı olan
- YAŞLANIŞ
- ...
- HAŞLAMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- "Sebze haşlamak."
-
[-i]
Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
-
Suda kaynatarak pişirmek
- "Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Kaynar sıvı bir şeyi yakmak
- "Kaynar su ayağımı haşladı."
-
[-i]
Don, kırağı için bitkilere zarar vermek
-
[-i]
Dalamak
- "Böcek çocuğun bacağını haşlamış."
-
[-i]
Sızı vermek, acı vermek
- "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa)
-
Sertçe paylamak, azarlamak
- "Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- BAŞLAYIŞ
-
-
[isim]
Başlama işi veya biçimi
-
[isim]
Başlama işi veya biçimi
- BAŞLAMAK
-
-
[-e]
Bir işe girişmek, harekete geçmek
- "Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı." (Haldun Taner)
- "Gene başlama!"
-
[nsz]
Çalışır, işler, yürür duruma girmek
- "Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Olmak, oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak
- "Şiirimiz milletimizin Anadolu'daki teşekkülü ile başlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Görünmek
- "Kasabanın kenar mahallelerinden sonra bir mezarlık başlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Etkisini göstermek
- "Kış başlarken yapraklar döküldü." (Cahit Uçuk)
-
Hoş olmayan bir davranışa koyulmak
- "Etraftaki çocuklar gene arsızlanmaya başladılar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Bir işe girişmek, harekete geçmek
- YAVAŞLIK
-
-
[isim]
Yavaş olma durumu
-
[isim]
Yavaş olma durumu
- HAŞLATMA
-
-
[isim]
Haşlatmak işi
-
[isim]
Haşlatmak işi
- KAŞLAMAK
-
-
[-i]
Yüzüğün taşını kaşa oturtmak
-
[-i]
Yüzüğün taşını kaşa oturtmak