İçinde ağı olan 7 harfli 56 kelime var. İçerisinde AĞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağı olan kelimeler listesine ya da Sonu ağı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A I Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AĞI

2 Harfli Kelimeler

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YAĞILIK

  1. [isim] Düşmanlık

BAĞITLI

  1. [sıfat] Bağıtla, sözleşme ile bağlanmış olan

ALAŞAĞI
...
AĞIRLIK

  1. [isim] Ağır olma durumu
    • "Taşın ağırlığı."
    • "Yükün ağırlığı."
    • "Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz." (Ömer Seyfettin)
    • "Başsavcının yargıçlar arasında belli bir ağırlığı var kuşkusuz." (Ayşe Kulin)
  2. Değerli olma durumu
    • "Hediyenin ağırlığı."
    • "Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Ağırbaşlılık
    • "Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi."
  4. Tehlikeli olma durumu
  5. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum
    • "Havanın ağırlığı."
  6. Sıkıntı
  7. Çeyizini düzmek için güveyinin geline verdiği para, kalın
  8. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum
  9. Yük, külfet
    • "Bütün ailenin ağırlığı omuzlarındadır."
  10. Takı
    • "Kadın bütün ağırlığını takıp düğüne gitti."
  11. Sorumluluk
    • "Bu işin ağırlığını tek başıma yüklendim."
  12. Etki, baskı, güçlük
  13. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak
    • "Şimdi bütün ağırlığı reklama vermeli." (Atilla İlhan)
  14. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne
  15. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer
  16. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu
    • "Beynime bir ağırlık peyda olmuştu." (Aka Gündüz)
  17. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri
    • "Akşama doğru, ağırlığın başında bezgin neferlere iş gördürmeye uğraşıyordum." (Falih Rıfkı Atay)
  18. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke
  19. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori

DAĞINTI

  1. [isim] Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi

SAĞILIŞ

  1. [isim] Sağılma işi veya biçimi

BAĞIŞÇI

  1. [isim] Bağış yapan kimse

AĞIZCIL

  1. [sıfat] Ağızla ilgili olan, oral

ÇAĞIRIŞ

  1. [isim] Çağırma işi veya biçimi

KAĞITSI
...
ÜÇKAĞIT
...
AĞITSAL

  1. [sıfat] Ağıtla ilgili, ağıt özelliği taşıyan

BAĞIŞIK

  1. [sıfat] Herhangi bir ödevin veya yükümlülüğün dışında kalan, muaf
  2. Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla direnç kazanmış olan
    • "Çiçek aşısı, çiçek hastalığına karşı insanı bağışık kılar."

YAĞIŞLI

  1. [sıfat] Yağışı olan
    • "Akşamüstü havanın yağışlı olmasına rağmen ... dediğim yerden geçiyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Yağışı çokça olan
    • "Ekvator çevresi yağışlı bölgelerdendir."

CAĞILTI
...
SARIAĞI

  1. [isim] Kışın yapraklarını döken, sarı çiçekli ve çalı görünüşünde bir bitki, sifin, zifin (Rhododendron luteun)

DAĞILIŞ

  1. [isim] Dağılma işi veya biçimi, çözülme
    • "Düşman ordusunun dağılışı."
  2. Yıkılış, çöküş
    • "Hun İmparatorluğu'nun dağılışı."

DAĞINIK

  1. [sıfat] Geniş bir alana yayılmış olan
  2. Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız
  3. Düzeni bozuk, düzensiz, karışık
    • "Kadın yatağın içinde saçları dağınık, dimdik oturuyordu." (Peyami Safa)
  4. Hoş görünmeyen, uyumsuz
    • "Bağırarak konuşmaktan hoşlanmaz, dağınık kıyafetle, kocasına bile görünmez bir kadın." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Düşüncelerini toparlayamayan
    • "Şu anda kafam çok dağınık."

DAĞILMA

  1. [isim] Dağılmak işi
    • "Fatoş'un içeri girmesiyle sabahtan beri esen kederli havanın dağılması bir oldu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Sınırlı bölgelere toplanmış birlik, gereç ve kuruluşların düşman saldırısına karşı daha iyi korunmalarını sağlamak amacıyla birbirlerinden uzaklaştırılmaları
  3. Bir hedefe aynı silahla atılan mermilerin, barut haklarının ve başka şartların değişmesi yüzünden ayrı ayrı noktalara vurması

ÇALKAĞI

  1. [isim] Çalkar

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü