İçinde ağı olan 7 harfli 56 kelime var. İçerisinde AĞI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağı olan kelimeler listesine ya da Sonu ağı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A I Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AĞI

2 Harfli Kelimeler

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇAĞILTI

  1. [isim] Suyun, akarken taşlara, kayalara çarparak çıkardığı yansıma ses
    • "Yalnız koca arktan akan suyun serin çağıltısı duyuluyordu." (Cahit Uçuk)

AĞITSAL

  1. [sıfat] Ağıtla ilgili, ağıt özelliği taşıyan

YAĞIMSI

  1. [sıfat] Yağsı

BAĞIRIŞ
...
BAĞIRMA

  1. [isim] Bağırmak işi

DAĞITIŞ

  1. [isim] Dağıtma işi veya biçimi

SARIAĞI

  1. [isim] Kışın yapraklarını döken, sarı çiçekli ve çalı görünüşünde bir bitki, sifin, zifin (Rhododendron luteun)

BAĞIMLI

  1. [sıfat] Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi
  2. Bir kimseye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan
  3. Sigara, uyuşturucu madde vb.ne aşırı derecede düşkün

DAĞINIK

  1. [sıfat] Geniş bir alana yayılmış olan
  2. Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız
  3. Düzeni bozuk, düzensiz, karışık
    • "Kadın yatağın içinde saçları dağınık, dimdik oturuyordu." (Peyami Safa)
  4. Hoş görünmeyen, uyumsuz
    • "Bağırarak konuşmaktan hoşlanmaz, dağınık kıyafetle, kocasına bile görünmez bir kadın." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Düşüncelerini toparlayamayan
    • "Şu anda kafam çok dağınık."

DAĞILIM

  1. [isim] Dağılarak birbirinden ayrılma
  2. Bir toplumda, bir kümede incelenen bir veya birçok özelliğin zamana, yere, seçilen herhangi bir değişkene göre hesaplanan sayısal ve oransal dağılışı
  3. Bir ses biriminin, anlam biriminin değişik kullanım veya bağlamlardaki çevrelerinin tümü
  4. Ulusal gelirin toplumun bireyleri veya kesimleri arasındaki dağılışı
    • "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." (Anayasa)
  5. Mal üretiminde, katkıda bulunanlara, üretilen mallardan herhangi bir ölçüde verilmesi, dağıtılması
  6. Birleşiminde kütle içinde tamamen eşit olarak dağılmış gerçek veya koloidal eriyik biçiminde başka bir madde bulunan katı, sıvı veya gaz durumundaki bütün cisimler

YAĞILIK

  1. [isim] Düşmanlık

VARSAĞI

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin söyledikleri koşma

YAĞILTI

  1. [isim] Derideki yağ ve ter bezleri tarafından salgılanan, lifleri bir kılıf gibi sararak dış tesirlerden koruyan madde

AĞILAMA

  1. [isim] Zehirleme

GÖZDAĞI

  1. [isim] Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit
    • "Ona korku ve gözdağı aracı ile birtakım emirler verilir, yasaklar konur." (Haldun Taner)
    • "Sarhoş ağabeyi, parası pulu ile gözdağı vermeye kalktı onlara." (Necati Cumalı)

KAĞITÇI
...
BAĞIŞIK

  1. [sıfat] Herhangi bir ödevin veya yükümlülüğün dışında kalan, muaf
  2. Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla direnç kazanmış olan
    • "Çiçek aşısı, çiçek hastalığına karşı insanı bağışık kılar."

CAĞILTI
...
SAĞILMA

  1. [isim] Sağılmak işi

AĞIRLIK

  1. [isim] Ağır olma durumu
    • "Taşın ağırlığı."
    • "Yükün ağırlığı."
    • "Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz." (Ömer Seyfettin)
    • "Başsavcının yargıçlar arasında belli bir ağırlığı var kuşkusuz." (Ayşe Kulin)
  2. Değerli olma durumu
    • "Hediyenin ağırlığı."
    • "Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Ağırbaşlılık
    • "Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi."
  4. Tehlikeli olma durumu
  5. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum
    • "Havanın ağırlığı."
  6. Sıkıntı
  7. Çeyizini düzmek için güveyinin geline verdiği para, kalın
  8. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum
  9. Yük, külfet
    • "Bütün ailenin ağırlığı omuzlarındadır."
  10. Takı
    • "Kadın bütün ağırlığını takıp düğüne gitti."
  11. Sorumluluk
    • "Bu işin ağırlığını tek başıma yüklendim."
  12. Etki, baskı, güçlük
  13. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak
    • "Şimdi bütün ağırlığı reklama vermeli." (Atilla İlhan)
  14. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne
  15. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer
  16. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu
    • "Beynime bir ağırlık peyda olmuştu." (Aka Gündüz)
  17. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri
    • "Akşama doğru, ağırlığın başında bezgin neferlere iş gördürmeye uğraşıyordum." (Falih Rıfkı Atay)
  18. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke
  19. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü