İçinde olan 5 harfli 66 kelime var. İçerisinde AÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aç olan kelimeler listesine ya da Sonu aç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ALNAÇ

  1. [isim] Cephe

AÇMAK

  1. [-i] Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
    • "Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Babam açtı ağzını, yumdu gözünü ... öyle şeyler söyledi ki ben burada mümkün değil tekrarlayamam." (Ömer Seyfettin)
  2. Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak
    • "Örtüyü açmaya mecburum." (Refik Halit Karay)
  3. Engeli kaldırmak
    • "Karla kapanan yolu açmak."
  4. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
    • "Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
  6. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak
    • "Tıkanmış boruyu açmak."
  7. Çevresini genişletmek
    • "Anıtın çevresini açmak."
  8. Birbirinden uzaklaştırmak
    • "Kollarını açtı."
  9. Yarmak
    • "Çıbanı açmak."
  10. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak
    • "Yumağı açmak."
  11. Bir toplantıyı başlatmak
  12. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
    • "Bu heykeli açmak için bir seneden beri münasip bir fırsat kollanıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  13. Bir aygıtı, bir düzeneği çalışır duruma getirmek
    • "Radyoyu açmak."
    • "Elektriği açmak."
  14. Alışverişi başlatmak
    • "Bakan, tütün piyasasını açtı."
  15. Rengin koyuluğunu azaltmak
    • "Bu boyayı biraz daha açmalı."
  16. Yakışmak, güzel göstermek
    • "Bu renk odayı açtı."
  17. Ferahlık vermek
  18. Beğenmek
    • "Burası beni açmadı, başka yere gidelim."
  19. Bir konu ile ilgili konuşmak
  20. [-i] Avunmak veya danışmak için söylemek, içini dökmek
    • "Size derdimi açmaya geldim." (Falih Rıfkı Atay)
  21. [nsz] Yapmak, düzenlemek
    • "Sınav açmak."
  22. [nsz] Ayırmak, tahsis etmek
    • "Senin için üst katta bir oda açtık."
  23. Görünür duruma getirmek
    • "Kollarını, göğsünü açmış."
  24. [nsz] Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak
  25. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
  26. [nsz] Geçit vermek
    • "Evin arka tarafına geçmek için kapı açtık."
  27. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
    • "Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu."
  28. Savaşla almak, fethetmek

KAÇAR

  1. [sıfat] Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi
    • "Bu evler kaçar odalı?"
    • "Her birinden kaçar tane aldınız?"

KAÇLI

  1. [sıfat] Sayısı kaç, hangi sayıdan
    • "Kaçlı iskambil?"
  2. Bir kimsenin hangi tarihte doğduğunu, okulu bitirdiğini veya asker olduğunu öğrenmek için kullanılan bir söz
    • "Bu çocuk kaçlı?"
    • "Bu doktor kaçlı?"

REVAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sürüm
    • "Geniş pencereli, manzaralı salonlar revaçta." (Refik Halit Karay)
    • "Yememek herkesin elinden geldiği için sıskalaşmak revaç buldu." (Refik Halit Karay)
    • "Sakal ve bıyığın revaçta olduğu bir dönemden geçmedik değil!" (Haldun Taner)

PAÇOZ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Kefal türünden bir balık (Mugil cephalus)
  2. Fahişe
    • "Onların aftosuna hanımefendi derler, bizim paçozumuzun adı ya alüftedir ya şıllık." (Aka Gündüz)

KAYAÇ

  1. [isim] Doğada büyük yer tutan, yer kabuğunun yapı gereci olan bir veya birkaç mineralden oluşan kütle, külte, porfir

SAÇIK

  1. [sıfat] Saçılmış, serpilmiş

ANDAÇ

  1. [isim] Ajanda
  2. Anı, yadigâr
    • "Alabalıkları dağ köylüleri ırmaktan tutar getirirlerdi. Yanında andaç diye bir kâse dolusu dağ çileği yahut badem sunarlardı." (Ayla Kutlu)

VURAÇ

  1. [isim] Raket

İNTAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme

LAÇIN

  1. [isim] Beyaz renkli bir cins şahin

TURAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sülüngillerden, uzunluğu 34 cm olan, soyu azalmış bir kuş türü (Tetrao francolinus)
    • "İyi bir avcı olur da turaç vurursan bana da turaç getir." (Yahya Kemal)

HAÇLI

  1. [sıfat] Haçı olan

KAÇIŞ

  1. [isim] Kaçma işi veya biçimi
    • "Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Yarışan bir koşucunun veya bir kümenin diğer yarışçıları hızla geçmesi

AÇMAZ

  1. [isim] Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu
  2. Tuluatta karşısındakine bir nükte veya tekerleme söyleme kolaylığını veren söz
  3. İçinden zor çıkılır durum

ORTAÇ

  1. [isim] Sıfat-fiil

AÇLIK

  1. [isim] Aç olma durumu
    • "Havada güzel güzel dönen bu kuşun, açlıkla, bu yılana saldıracağını hiç düşünmemiştim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kaldırılmış harman yerlerinden buğday toplayıp açlığımızı öldürdük." (Orhan Kemal)
    • "Bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Açlıktan ölmeyecek kadar yiyor."
  2. Kıtlık
  3. Aşırı istek içinde bulunma
    • "İki arkadaş görülmemiş bir okuma açlığı içinde durmadan okuyordu." (Haldun Taner)

ARGAÇ

  1. [isim] Dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik, atkı

KAKAÇ

  1. [isim] Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek
  2. Manda pastırması

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü