İçinde ayr olan 6 harfli 13 kelime var. İçerisinde AYR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ayr olan kelimeler listesine ya da Sonu ayr ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
RAY, YAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AY, RA, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- APAYRI
-
-
[sıfat]
Büsbütün ayrı, bambaşka
- "... o sanat topluluğu içinde duygusu, düşüncesi, anlatış gücüyle apayrı bir şairdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Büsbütün ayrı, bambaşka
- KAYRAK
-
-
[isim]
Ekime elverişli olmayan, taşlı, kumlu toprak
-
Yassı, düz taş
-
Bileği taşı
-
Kayağan taş
-
[isim]
Ekime elverişli olmayan, taşlı, kumlu toprak
- FAYRAP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu
-
Herhangi bir şeyi veya işi hızlandırma
- "Beleş rakıyı bulunca fayrap etti."
-
Kapı, pencere, giysi vb.ni açma, çıkarma
- "Pencereleri fayrap etti. Gömleği fayrap etti."
-
[ünlem]
Gemilerde ateşçiye ateşi harlandırmak için verilen komut
- "Makine dairesinin zırıltısı yükseldi. Bunun ne demek olduğunu anladık. Fayrap! Kazanlara fazla islim gerekir, bittabi ocaklara da fazla ateş ve kömür." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Bir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu
- BAYRAK
-
-
[isim]
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
- "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." (Mithat Cemal Kuntay)
- "Matbaaya bir bayrak asmayı uygun gördük." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Öncü
- "Yeni bir sanat kuşağının bayrağıydı o." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Simge, sembol
- "Kız, Sinekli Bakkal'ın erkek dünyasına meydan okuyan bir bayrak gibiydi." (Halide Edip Adıvar)
-
Baklagilllerde diğerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoğunlukla başka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yaprağı
-
Atletizmdeki bayrak yarışında dört sporcunun elden ele geçirdiği kısa, yuvarlak değnek
-
Gerektiğinde indirilip kaldırılan, açılıp kapatılan kol
- "Yoldan, bayrağı açık bir taksi çevirdiler." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak
- HAYRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevap kazanmak için yapılan iyilik
- "Küçük bir hayrat çeşmesinin başındaydı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Halkın yararlanması için yapılan okul, çeşme, hastane vb. yapı
- "Karababa, beni daima hayrat yapayım diye, böyle aldatmış olmalı!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sevap kazanmak için yapılan iyilik
- GAYRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çalışma, çaba, çalışma isteği
- "Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." (Mahmut Yesari)
- "Gayret dayıya düştü; bu işe sen el atmazsan olmayacak."
- "Eh, dedi, elimizden geldiği kadar gayret ederiz." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Azar azar fakat ısrarlı bir gayret göstermeye başladı." (Peyami Safa)
-
Koruma, esirgeme, kayırma duygusu
- "Hemşehrilik gayreti."
-
Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu
-
[isim]
Çalışma, çaba, çalışma isteği
- AYRICA
-
-
[zarf]
Ayrı olarak, başkaca
- "Devlet konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler." (Anayasa)
-
Ayrı bir önem verilerek
- "Bu bitki oralarda ayrıca yetiştirilir."
-
Bundan başka
-
[zarf]
Ayrı olarak, başkaca
- HAYRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma
- "... hayret ve teessüründen masanın yanındaki sandalyeye yığılmıştı." (Ömer Seyfettin)
- "Bunları oyuncak sanır ve niçin satmadığına hayret ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
- "... gerçek karşısında hayrete düşmekten kendimi alamıyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[ünlem]
Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz
-
[isim]
Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma
- SAYRIL
-
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
-
[sıfat]
Hastalıkla ilgili, marazi
- HAYRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- "El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı." (Cahit Uçuk)
- "Mükemmel seciyeler, kafiyeler yapar, hafızamıza, nüktelerimize onları hayran ederdik." (Ömer Seyfettin)
- "Birkaç defa görüşmüş, mimarideki fikirlerine, zevklerine, görüşlerine hayran olmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
- KAYRAN
-
-
[isim]
Orman içinde geniş ve çıplak alan, düzlük
-
[isim]
Orman içinde geniş ve çıplak alan, düzlük
- BAYRAM
-
-
[isim]
Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler
- "Bayram etmek için daha bekleyelim mi?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Özel olarak kutlanan gün
- "Üzüm bayramlarının eğlencelerinde bulunmak istiyorum." (Halide Edip Adıvar)
-
Sevinç, neşe
- "Sandalda, gemide bir sevinç, bir bayram, el çırpmalar, gülüşler, yaşalar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler
- AYRILI
-
-
[sıfat]
Ayrılmış olan, ayrı duran, munfasıl
-
[sıfat]
Ayrılmış olan, ayrı duran, munfasıl