İçinde avu olan 8 harfli 33 kelime var. İçerisinde AVU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında avu olan kelimeler listesine ya da Sonu avu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A U V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AV
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAVUNİÇİ
-
-
[isim]
Pembeye çalan sarı renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Kavuniçi gecelik."
-
[isim]
Pembeye çalan sarı renk
- SAVURTMA
-
-
[isim]
Savurtmak işi
-
[isim]
Savurtmak işi
- SAVURMAK
-
-
[-i]
Havaya atıp dağıtmak, saçmak
- "Bir eğlence yerinde destelerle banknotu havaya savurduktan sonra..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Rüzgâr, şiddetle eserek bir yeri, bir şeyi altüst etmek, havaya kaldırmak, dağıtmak
-
Kaldırıp atmak, fırlatmak
- "Adam birden silkinip beni yavaşça yana savurdu." (Nazlı Eray)
-
[nsz]
Şiddetle döndürerek sallamak, kaldırarak vurmak
- "Kılıç savurmak. Değnek savurmak."
-
Bir sıvının havalanmasını veya kaynayan sıvının taşmasını önlemek, soğutmak amacıyla alıp yine kendi kabına dökmek
- "Sarnıcın suyunu savurmak."
-
Sallamak, uçurmak, dalgalandırmak
- "Ayaklarını boşluğa savururken küçük dolap gürültüyle yıkıldı." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Yalan, küfür vb. söylemek
- "Onun bütün çapkınlığı Solmaz'a yoldan geçerken savurduğu birkaç kelimeden ibaretti." (Haldun Taner)
-
Boşuna ve çok miktarda harcamak, israf etmek
- "Paraları savurmak."
-
[-i]
Havaya atıp dağıtmak, saçmak
- YAVUZELİ
- ...
- AVUTULUŞ
-
-
[isim]
Avutulma işi veya biçimi
-
[isim]
Avutulma işi veya biçimi
- KAVUŞTAK
-
-
[isim]
Nakarat
-
[isim]
Nakarat
- YAVUZLUK
-
-
[isim]
Yavuz olma durumu, yavuzca davranış
-
[isim]
Yavuz olma durumu, yavuzca davranış
- BAVULSUZ
-
-
[sıfat]
Bavulu olmayan
-
[sıfat]
Bavulu olmayan
- BAŞÇAVUŞ
-
-
[isim]
Astsubay başçavuş
- "Başçavuş, kalabalığı dağıtmaya çalışan jandarmalara seslendi." (Necati Cumalı)
-
Yeniçeri Ocağının çavuşu
-
[isim]
Astsubay başçavuş
- AVUÇLAMA
-
-
[isim]
Avuçlamak işi
-
[isim]
Avuçlamak işi
- ÜSTÇAVUŞ
-
-
[isim]
Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli
-
[isim]
Orduda astsubaylığın ikinci aşaması olan, çavuşla başçavuş arasındaki görevli
- KAVUKLUK
-
-
[isim]
Kavuk koymaya yarayan küçük raf
-
[isim]
Kavuk koymaya yarayan küçük raf
- KAVURMAÇ
-
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
-
[isim]
Kavrulmuş buğday
- SAVURTUŞ
-
-
[isim]
Savurtma işi veya durumu
- "Omuzlarına dalga dalga inen bal sarısı saçlarını, başının bir hareketiyle şöyle geriye savurtuşu, unutulur gibi miydi?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Savurtma işi veya durumu
- HAVUZSUZ
-
-
[sıfat]
Havuzu olmayan
-
[sıfat]
Havuzu olmayan
- HAVUZCUK
-
-
[isim]
İdrar borularının böbrekle birleştikleri yerde huni biçimindeki genişlik
-
[isim]
İdrar borularının böbrekle birleştikleri yerde huni biçimindeki genişlik
- AVUNULMA
-
-
[isim]
Avunulma işi
-
[isim]
Avunulma işi
- KAVURTMA
-
-
[isim]
Kavurtmak işi
-
[isim]
Kavurtmak işi
- ÇAVULDUR
- ...
- KAVUŞMAK
-
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek
- "Biz 1923'te bir Mustafa Kemal'e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek
- "Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Katılmak
- "Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Bir araya gelmek, birleşmek
- "Ceketin önü kavuşmuyor."
-
[nsz]
Güneş batmak
-
Varmak, ulaşmak
-
[-e]
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek